Böyle bir durumda tradutor Russo
475 parallel translation
Böyle bir durumda gerçekten Güney Kore Kralı'nı kullanmayı mı düşünüyorsunuz?
ты собираешься использовать Короля в своих целях?
Curley peşine düşmeyecektir çünkü yolcuları böyle bir durumda bırakamaz.
Кёрли за тобой не бросится, потому что не может так оставить пассажиров.
Böyle bir durumda ne yapacaginizi merak ettim.
Мне было интересно посмотреть, что вы сделаете в такой ситуации.
Bu genelde iyi bir kraldır aferin sana, ama böyle bir durumda, bence hadii.
Замечательный принцип, ваше право, но в этом случае. Ну ладно. Да перестаньте.
Bilmiyorum. Böyle bir durumda yapılabilecek fazla bir şey yok.
я не знаю. " ы не много можешь сделать в таком деле, как это.
Bunu yapmaya hakkın vardı ancak böyle bir durumda nedenini bilmek isteyecekler.
" ы знаешь, что имел право это сделать, но в такой ситуации они должны знать почему.
Böyle bir durumda, onun kaybını atımı kaybetmeye yeğlerim.
Я лучше ее потеряю, чем коня.
Evet, doğal olarak. Bu iyi. Stendhal'ın söylediğini düşündüm de böyle bir durumda yalnızca bu süvari ağlamış.
А то я подумала, будто Стендаль написал, что в таких случаях все офицеры-кавалеристы плачут.
Daha önce hiç böyle bir durumda olmamıştım ve bir daha asla olmayacağım!
Я ни разу не попадал в такую ситуацию, и надеюсь, не попаду.
Böyle bir durumda zekânın kullanımıyla ilgili başka bir örnek.
Здесь меня никто не знает. Ещё один пример смекалки.
Senden hoşlanıyorum fakat böyle bir durumda,..
Я чувствую большую привязанность к Вам но в таком вопросе
Böyle bir durumda, güveler kimin umurunda?
Кого может волновать какая-то моль в такой ситуации?
Böyle bir durumda ön yargıyı bir tarafa atmak çok zordur.
В таком деле всегда трудно избавиться от личных пристрастий.
Özellikle de böyle bir durumda.
особенно в таком месте.
Böyle bir durumda, ona yardımcı olacağından... hiç kuşkum yok.
Я даже не сомневаюсь, что в таком случае... ты поможешь ему.
Böyle bir durumda tüm gerçekler elde olmadan karar vermek için beklerdim.
Я бы воздержался от подобных выводов, сэр, пока у нас нет всех фактов
Böyle bir durumda neler yapabileceği belli olmaz.
Трудно представить, что он мог сделать в припадке отчаяния.
Ve, böyle bir durumda, kurtulmayı başarabileceğinden emin değilim.
И я не уверен, что ты это выдержишь.
Böyle bir durumda bile biraz yüreklilik göstermez misin sen?
когда сердце должно застучать сильнее?
Böyle bir durumda babanın kalbini bir lazer bıçağıyla kurcalamamı isteyeceğini sanmıyorum.
дем хекеис ма паифы ле тгм йаядиа тоу патеяа соу ле то нестяо кеифея, се лиа тетоиа стицлг.
Böyle bir durumda... sanırım hepimiz gitmeliyiz.
В данном случае мы должны использовать все, что имеем.
- Böyle bir durumda sörf yapamam.
- Я не могу кататься на таких волнах.
Böyle bir durumda ayakta durma!
В вашем состоянии нельзя оставаться на ногах.
Oh, yerinde olsam, böyle bir durumda av köpeğini tercih ederdim.
О, в твоем случае я подумал бы о доге.
Böyle bir durumda teslim olmak da kabul edilebilir bir seçenek.
Что ты собираешься делать дальше? Если они последуют стандартным имперским правилам,..
Böyle bir durumda genellikle ne yaparsın?
Что ты обычно делаешь в подобной ситуации?
Böyle bir durumda, ben ne yapardım, biliyor musun?
Готовьте первую. Знаете, что бы я сделала, если бы кто-то поступил так со мной?
Aslında, imzalayabiliriz. Böyle bir durumda herhangi bir avukat bizi temize çıkarabilir.
¬ ообще-то, могли бы и подписать. ¬ такой ситуации любой адвокат оправдал бы нас.
Böyle bir durumda, başka biri bile seni korkaklıkla suçlayabilir.
это просто другие тебе мешают.
Böyle bir durumda ne yaparım, biliyor musun?
Знаешь, что я делаю в таких ситуациях?
- Böyle bir durumda bebek mi istiyorsun?
Ребенок? Сейчас?
Böyle bir durumda... düzeni tekrar sağlamak için geniş bir temizlik gerekiyor.
В такой ситуации,.. чтобы навести порядок, нужна чистка.
Dairesel geri dönüş böyle bir durumda daha uygun olur.
Вращающееся реверсирование придется впору для данной ситуации.
Ülkemin katkısını hak ediyorum. Özellikle de böyle bir durumda.
И у меня есть право получить от своей страны помощь в таком отчаянном случае, как мой.
- Evet. - Böyle bir durumda tutuklama kararı çıkaramayız.
Боюсь, у нас мало шансов на опеку.
Sevgili dostumu yatağından etmeyi hayal bile edemem, özellikle böyle bir durumda.
Я не хотел бы отнимать у этого милого мальчика его постель, особенно в таком состоянии.
Böyle bir durumda o adama nasıl küfür edip onlardan biri olduğunu söyleyebiliyorsun? Ondan ne yapmasını bekliyorsun onun buna rağmen yaşaması mucize değil mi?
Вы собираетесь обвинить его, за то, что он делает там, и до сих пор еще жив?
Böyle bir durumda yapabileceğim fazla bir şey yok.
В таких случаях мало чем могу помочь.
Ama böyle bir durumda bile tavrı müthiş.
И он отлично держится.
Çünkü neredeyse kendi saçmalığına inanmış. Böyle bir durumda, psikiyatr tedavisini onaylaması çok zor.
Он убежден в собственной вменяемости, а это затруднит задачу убедить его согласиться на психиатрическую помощь.
Audrey görüyorsun... böyle bir durumda... profesyonel bir şekilde davranmalısın.
Видишь, Одри, в подобных ситуациях, ты должна вести себя профессионально.
Evet. Biz Almanlar böyle bir durumda "Sapına Kadar" deriz!
Мы говорим, "Яволь!"
Böyle bir durumda itibarlarını ortaya atmak istemezler.
Во-первых, он не верят в эту затею. Во-вторых, они не станут рисковать своей репутацией, в то время как вы...
Böyle bir durumda, durup, düşünsen yapmazsın.
— делать что-то, что, подумав, ты бы не делать не стал.
Böyle acil bir durumda Trenholm ismi, sahip olabileceğimiz en kıymetli şeydir.
Имя Тренхолм нас спасет.
Böyle zor bir durumda onu terk edemem.
Мы не можем оставить его в нынешнем положении.
Shizu'ya gelince, acınası durumda ama hiç bir zevce böyle bir anlaşmaya zorlanmamalı.
Что касается Сидзу, то её остаётся только жалеть... но такой верности ни от одной жены силой не добьёшься.
- Bağırsaklarım berbat durumda. - Böyle bir günde bu önemli değil.
Дон Онофрио, в такой день как сегодня надо забыть о желудке.
Yani demek istediğim böyle bir durumda parasal şeyler düşünmek doğru değil. Hayır!
Что?
Bu durumda haklı olarak "böyle bir şey bizi açıktan ya da gizliden bir saldırıya açık bırakıyor ve bu saldırı başarıya ulaştığı takdirde tamamen savunmasız kalıyoruz" diye düşünebilirsiniz.
ќн способен среагировать на любую угрозу, пр € мую или косвенную. ќт этого зависит успех обеспечивани € нашей безопасности.
Homo Sapiens'lerin, düşman tehdidi altında böyle savunmasız bir durumda uzun süre kalabilmeleri çok şaşırtıcı.
Поразительно, что хомосапиенс проводит так много времени в в столь уязвимом перед врагами состоянием.
böyle bir şey yok 21
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
böyle 531
boyle 17
böyle bir şey olmayacak 25
böyle bir şey 44
böyle bir şey olamaz 25
böyle bir yerde 16
böyle bir zamanda 26
böyle bir şey olmadı 17
böyle bir şeyi nasıl söylersin 18
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle gelin 49
böylesi 17
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34
böyle şeyler 30
böyle söyleme 179
böyle gel 42
böyle değil 53
böyle davranma 44
böylesi 17
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle olsun istemedim 34
böyle şeyler 30
böyle söyleme 179
böyle gel 42
böyle değil 53
böyle davranma 44