Hastalık tradutor Russo
4,227 parallel translation
New York'ta inanılmaz derecede bulaşıcı bir hastalık kol geziyor. Pekâlâ.
Что сейчас ужасное заражение накрывает весь Нью-Йорк.
Bir hastalık.
Какая-то болезнь.
Hastalık hastası Carl'ın bu ay için kendine koyduğu teşhis kanser olduğu.
И, я полагаю, ипохондрия Карла это само _ диагноз _ месяца. Полегче, у него вообще-то рак.
Bugün için hastalık izni aldım.
Я взяла больничный.
Ben sadece hastalık izni alacağım.
Я просто возьму больничный на день.
Üzgünüm ama hastalık yayılıyor Matthew.
Сожалею, Мэттью, но она распространяется.
İsimsiz şekilde bu kadınların nasıl hastalık ve pislik dolu olduğunu başına gelecekleri nasıl hak ettiklerini yırta yırta anlatarak kendini internette açığa vuran bu tür biri muhtemelen ona hata eden bir kadının veya eşin reddini kabul etmez.
Человек такого типа проявил бы себя в анонимной беседе онлайн, негодуя по поводу того, как эти женщины наполнены пороком и развратом, как они заслуживают грядущего, вероятно, чтобы оправдать отвержение женщины или супруги, обидевшей его.
Hastalık, uyuşturucu olmayacak ve paramı sen toplayacaksın.
Никакой заразы, никакой наркоты. И собирать для меня деньги.
Çoğu insan bunun bir hastalık olduğunu düşünmüyor.
Большинство не считают его болезнью.
Hayır, hastalık onun zihnindeki döngüye sabitlenen noktaya ilerlemiş.
Нет, болезнь дошла до стадии, когда его мозг застрял в петле.
Binbaşı, bu adamların kangrenli uzuvlar, bu kasabadan atılması gereken bir hastalık olduğunu kendiniz söylediniz.
Майор, вы сами сказали, что они как гангренозная конечность, болезнь, которую надо отрезать от остального города.
- Hastalık mı?
- Болезнь?
Biz Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nden geliyoruz.
По мне вы так кучка мародёров. Мы из центра по контролю и предотвращению заболеваний.
Hastalık Kontrol Merkezi'nde çalışan doktorlarız.
Мы врачи из центра по контролю за заболеваниями.
İnsanları çok tehlikeli avcılara dönüştüren türde bir hastalık. Ama hepimizi bu gece buradan çıkarmamızı sağlayacak bir planımız var.
- Это преобразующее заболевание которое делает людей хищными и в высшей степени опасными, но у нас есть идея как выбраться отсюда.
Bu hastalık tedavi edilmediği sürece bizler savunmasızız!
Пока болезнь не будет вылечена, мы уязвимы!
İkimiz de hastalık izni alalım, olur mu?
Оба сочтемся больными, да?
Bildiğiniz gibi bu hastalık kansere benziyor.
Как вы знаете, деградация, как рак...
Gerçek zamanlı tıbbi görüntüleme ve hastalık önleme cihazı.
Медицинский мониторинг в режиме реального времени на расстоянии вытянутой руки.
Sanırım Charlie Knight bana hastalık bulaştırdı.
Думаю, этот засранец Чарли Найт заразил меня чем-то венерическим.
Has... hastalık, tamam.
В-венерическим. Так. Э...
Bu gece gördüğüm hastalık bulaşmamış tek kişi sizsiniz, yani...
Вы единственный пациент, которого я видел сегодня ночью, у которого нет венерического заболевания, так что...
Yurtdışından gelen hayvanlar hastalık getirir. Bu herkesçe bilinen bir gerçek.
Животные из-за границы разносят болезни, это всем известно.
Şunun üzerinden gittik, söylemeliyim ki geçen gün bana verdiğin hastalık listesi oldukça kapsamlıydı ve dikkatli bir incelemeden sonra profesör ve ben aynı kanıya vardık.
Мы изучили этот, должен сказать, весьма объемный список болезней, который вы дали мне после собрания. И после тщательного рассмотрения мы с профессором сошлись во мнении.
Hastalık ya da başka bir firar riski yok.
Нет риска ни распространения инфекций, ни дальнейших побегов.
Hastalık bu.
Вот псих.
Bugünün bulaşıcılık ve hastalık menüsünde ne var?
Что в сегодняшнем меню болезней и инфекций?
Fiziksel rahatsızlık sebeb olur, fakat öldüren diğer hastalıklar.
Причиняя физический дискомфорт, болезни убивают их.
Bulaşıcı bir hastalık değildi, ruhum hastaydı.
Это не было инфекционное заболевание, моя душа болела.
Hastalık Kontrol Merkezi'nde çalışan bir epidemiyolojistim.
Я эпидемиолог из Центра по Контролю Заболеваний.
Toplu göçler, yiyecek ve su kıtlıkları ölümcül hastalıkların yayılması, bitmek bilmeyen, kontrol altında tutamayacağımız kadar çok yangın. Şehirleri yerle bir edebilecek gökyüzünü karartabilecek ve kalıcı karanlık yaratabilecek güçte fırtınalar.
- Массовые миграции, недостаток еды и воды, распространение смертельных болезней, бесконечные лесные пожары, с которыми невозможно будет справиться, и ураганы, способные сравнять с землёй города, закрыть небо и погрузить всё во тьму.
Kampüslerde yaşanan cinsel saldırılar salgın hastalık gibi yayılıyor. Gayet mantıklı ve yerinde bir haber bu. Hatta önemli de bir haber.
- В стране всплеск студенческих изнасилований, это очень серьёзный сюжет и – более того – очень важный, так какие у тебя, к чёрту, проблемы?
Hastalık bu Ryan.
Это болезнь, Райан.
Kanala bir geldiler, sanki bir hastalık gibi etrafa yayıldılar.
Они спускаются по каналу и распространяются, блядь, со скоростью звука.
Bildiğiniz gibi bu hastalık kansere benziyor.
Как вы знаете деградирование, как рак.
Bir hastalık hakkında rapor yazmamız lazım ve bana en kötüsü çıktı. Biyoloji muafiyeti için.
Это для уроков по углубленному изучению биологии.
Okuldaki herkesin bahsedeceği bir hastalık istiyorum.
Я хочу болезнь, о которой будет говорить каждый в этой школе.
Nadir görülen ve eğlenceli bir hastalık buldum. Narkolepsi.
Я нашла болезнь, которая и редкая, и забавная... нарколепсия.
Şu aralar hangi hastalık popüler?
Какие там болезни в моде?
Hayırsever bir bakıcı gibi davransan da hastalıklı, aşağılık bir hayvanın tekisin sen.
Та, кто будет притворяться добродушной хозяйкой зоопарка, но она никто, лишь гиблое больное животное.
Amerika Hastalık Müzesine mi?
Американский музей заболеваний?
Esrar kaynaklı hastalık.
Это психоз, вызванный употреблением марихуаны.
Yetkiyi bana Hastalık Kontrol Merkezi müdürü verdi. Biliyor musunuz?
Директор центра контроля заболеваний назначил меня главным.
- Hayır. Mike bunun ulusal bir hastalık olduğunu söylüyor.
Просто это национальная напасть.
Bu hastalığın.. ... yani "hayalet görmenin" bir mental hastalık olduğu.. iyileşmek istemiyorsun, değil mi?
Вы не хотите лечиться, потому что хотите видеть призраков.
- Elena'nın zihinsel hastalık geçmişi yoktu.
У Элены не было истории психических заболеваний.
Ciddi bir hastalığın, hayatı değersiz kıldığını söylemedim.
Я не намекаю на то, что имея серьезное заболевание, не стоит жить...
Günden güne ölüm, korku ve hurafeler kol geziyor. Senin ya da benim gibi biri çıkıp bilimsel bir tasfiye süreci izleyerek hastalığın kaynağına ulaşıp onu yok edene kadar da hep bir lanet suçlanacak.
Смерть, страх и подозрения правят бал, и во всем винят проклятье, пока кто-то вроде меня или тебя не объявляется и, посредством научного исключения, не находит источник заразы и не уничтожает его.
- Boston'a sık sık gidiyor. Hastalığı...
Он часто ездит в Бостон.
Hastalığı bir anlık da olsa gerilemeye başladı. Babamı gerçekten görebildim.
Его разум начал к нему возварщаться, и на мгновение я даже смог вновь узнать своего отца.
Kalp hastalığı veya Louie'yi izlemek arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydık, hastalığı seçerdik herhalde.
Думаю, что если бы у нас был выбор между пороком сердца и еще немного шоу от Луи, мы могли бы выбрать порок.
hastalıkta ve sağlıkta 40
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastaydım 46
hastasın 78
hasta 212
hastayım 158
hastane 65
hasta mısın 277
hastaneye 39
hastaydı 31
hastanede 84
hastaydım 46
hastasın 78
hastalar 23
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17
hasta olacaksın 20
hasta mısınız 50
hasta o 16
hastalandı 24
hasta mı 113
hastane mi 26
hasta değilsin 19
hastasın sen 46
hasta görünüyorsun 17
hasta olacaksın 20
hasta mısınız 50