Ona bak tradutor Russo
3,093 parallel translation
Direkt ona bakıyordu.
Смотря при этом на неё.
Şuan ona bakıyorsun.
Ты на него смотришь.
Ona bak, Martin.
Только посмотрите на него, Мартин.
- Ona bak.
- Вот и он.
Çıplak halde ona bakıp, "Şimdi ne yapacağım?" diye düşünebilirsin.
Ты будешь смотреть на него голого и думать : "А теперь мне что делать?"
Şu an ona bakıyorsun.
Ты смотришь на неё прямо сейчас.
Ona bakışın bana bakışın.
То, как ты смотришь на нее, и как ты смотришь на меня.
Ona bakın.
Посмотрите на это.
Şu anda tam ona bakıyorum.
Я смотрю на фото прямо сейчас.
Pekala, siz R. Garrison nasıl bağlantılı ona bakın.
Ладно, парни, разузнайте, какое отношение имеет к этому Р.Гаррисон.
Şu an ona bakıyorsun.
Я здесь главная.
Ona bakış şekli?
То, как он смотрит на неё?
Ona bak.
Посмотри на него.
Ben ona bakınca çok uzun yıllar yalnız yaşamış ve yardım istemeyi unutmuş bir adam görüyorum.
Я гляжу на него, и вижу человека, который провел столько лет в одиночестве, что забыл о том, как попросить о помощи.
Evet, şu an ona bakıyorum.
Да, я прямо сейчас на него смотрю.
Ona bakın... ona bir bakın!
Взгляните на него... Взгляните на него!
Ne zaman hatırlamaya ihtiyaç duyarsam ona bakıyorum.
И я смотрю на ту таблетку, когда мне нужно напоминание.
Bu da demektir ki, sana ateş ettiğinde sen Memur Riley'nin gemen önünde duruyordun ve ona bakıyordun.
Это значит, что ты стоял непосредственно над и перед офицером Райли, когда он подстрелил тебя.
- Ona iyi bakın.
* * * Позаботьтесь о нем. * * *
Ona iyi bak, Roxi.
Позаботься о нём, Рокси.
Ona bir bak!
Посмотри на нее!
Mal sahibinin yanında dur ve ona en çok kim dikkatini veriyor bir bak.
Оставайся рядом с хозяйкой, и посмотри, кто уделяет ей слишком много внимания.
- Hadi, bakın ona bir.
- Давайте, поднимайте её.
Ona benden daha iyi bakıyorsun.
Ты куда лучше управляешься с ним, чем я.
Oh, hayır. En azından ilk yıl için seni ona yakın tutmalıyım. Bilirsin işte, onu emzirmen ve bakımı için.
Нет, я буду держать тебя под рукой, чтобы ты кормила малыша грудью хотя бы первый год.
Bak ona zarar vermek istememiştim.
Слушайте, я не хотел ему вредить.
Bak, ona güveniyorum.
Слушай, я доверяю ему.
Hayalet sayılmaz çünkü ona bakınca ortadan kayboluyor.
Это не совсем...
Bak, ortalıkta dolaşan yasadışı bir uyuşturucu var YÖS çocukları ona "Mavi Unutuş" diyor.
Существует нелегальный наркотик, который больные СЧС называют "голубым забвением".
Ona bir bak.
Посмотри на нее.
Bakın anneniz, bıçkın bir sorun çözücü olduğu için ona danışmak istediğinizi biliyorum.
Слушайте, я знаю, что вы любите обращаться к маме, потому что она "Мистер крутой парень, который решает проблемы".
Ama gözlerimin içine bakıp ona karşı hiçbir şey hissetmediğini söyleyebilir misin?
Может, тебе надо понять, любишь ли ты её до сих пор.
Bakın ne diyeceğim onu bulup beni ona götürün ben de ne isterseniz yapmanıza izin vereyim.
Вот что я вам скажу.... найдите его, дайте мне его увидеть... и тогда я позволю вам делать все, что захотите.
Bakın... Ona inanmak zorundasınız.
Послушайте... вы должны ему поверить.
Bir gazeteci olarak her hikayenin zıt bakış açıları olduğunu öğreniyorsunuz kendi fikrinizi buna dahil etmeden hepsini anlamaya çabalarsınız fakat bu hikayede bir şeyler vardı ve ona giden yol kapalıydı.
что в каждой истории есть противоречия. не полагаясь только на свое собственное мнение. которая не должна была выплыть наружу.
- Bak ona.
Посмотри на него.
Ona şey demen gerek ; " Bak Hank.
Ты так ему и скажи : "Слушай, Хэнк..."
Annesi ufak tefek bir hastalıktan hastanedeyken ona ben bakıyorum.
Я замещаю родителей, пока мать в больнице в связи... в связи с недугом, о котором вам знать не стоит.
Ona "Yanlış taraftan bakıyorsunuz, bize inanmayan Tanrı." dedim.
Я сказал, "Вы ошиблись. Это бог в нас не верит."
Dedikodulara bakınca da ona geldik.
Выследили слухи до нее.
Evet, dinle bak, ona bir transfer ayarlayıp buraya nakledebilir misin?
Да, слушай, дай еще транспорт, чтобы доставить ее задницу сюда, хорошо?
Bak bu çok komik çünkü Jessica'da ona karşı savaş açtığımı düşünüyordu ikiniz de birleşmeyi biliyordunuz ve bana söylemediniz.
Забавно, потому как Джессика склонна считать, что напали исключительно на неё, хотя вы обе знали о слиянии, но предпочли мне не сообщать.
Bak... ona faturalarını ödemesi için yardım etmeye çalışıyorum sadece.
Я просто пытаюсь помочь ей выпутаться из этого.
- Bak ona.
- Окей.
Tamam, bak bakalım ona ulaşabiliyor musun.
Попробуй с ним связаться.
Ona iyi bak.
Позаботься о нем.
Ona iyi bakın, tamam mı?
Приглядывай за ним, ага?
Ona iyi bak.
Позаботься о ней.
Bak, ona bir ders vermeyi teklif ediyorum.
Я предлагаю помощь в борьбе с ним.
Görüyorsun bak, sincap, muhteşem ve kudretli Oz'un ona lanet bir ruh vermeyi unuttuğuna inanamıyor.
Великий и Могучий волшебник из страны ОЗ забыл одарить его душой.
Çünkü çocuklarına bakıcılık yaptığı kadın ona cinsel açıdan açılmıştı.
когда женщина, с детьми которой он сидел, раскрепостила его сексуально.
ona baksana 29
ona bakma 38
ona baktım 27
ona bakın 48
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
ona bakma 38
ona baktım 27
ona bakın 48
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533