Yapmaz tradutor Russo
3,506 parallel translation
- Benimle konuşmadan gitmez. Bunu yapmaz.
- Она не поехала бы, не поговорив со мной.
Hayır. Shane yapmaz.
Только не Шейн.
O bu tarz iş yapmaz.
Это не в его стиле.
Öğrenmese de casusluk yapmaz ya.
Он в любом случае отказался бы.
30'larında biri abartılı düğün yapmaz.
Какая большая свадьба, когда тебе за 30.
Hayır! Asla öyle bir şey yapmaz.
Нет, такого он никогда не сделает.
Zaman makinesi yapıp geçmişe dönerek bana kondom kullanmayı öğretebilirsin. Böylece annem yapmaz.
Можешь построить машину времени, вернуться назад и научить меня пользоваться презервативом, чтобы маме не пришлось.
Ama Keeler o olmadan hiçbir şey yapmaz.
Но Килер и почесаться без Джека не может.
- Ne? İşine devam etmeyen biri için devlet daha fazla ödeme yapmaz.
Государство не может платить человеку, который больше не служит ему.
Bir hamle yapar yapmaz, ara beni. Tamamdır.
Как только он зашевелится, звони.
Rolla Bronx'a bulaşmaz. Anibal ikisini de yapmaz.
Ролла избегает Бронкса, Анибал - и того, и другого.
Güven bana baştan çıktım ama 10,000 pound bile seni 5 yaş büyük yapmaz.
Поверь, искушение велико. Но даже 10 тысяч фунтов не сделают тебя на пять лет старше.
Dana... ( türleri ) bir beyaz giyen çıkıyor mont beni bağışıklık yapmaz.
Дана... Оказывается, белый халат не прибавляет мне иммунитета.
Bir kahraman olmak için ödeme yapmaz Buralarda, güven bana.
Тут можно не быть героем, поверьте.
Kaçmak doğruyu yapmaz.
Бегством правоту не докажешь.
O mekan iş yapmaz.
То место не принесло бы прибыли.
Biliyorsunuz, o lüks okul için burs kazandı ve O... O bunu mahvedecek böyle bir şeyi yapmaz?
Вы знаете, она сама получила грант на образование, чтобы учиться в престижной школе, и она бы не стала рисковать всем этим, понимаете?
O... O asla böyle bir şey yapmaz.
Она... она бы не стала делать это.
Odaklanır, hikayelerimizde hata yapmaz çenelerimizi kapalı tutarsak bu işten yırtarız.
Надо сосредоточиться, держаться своей версии и не болтать, и тогда мы с этим справимся.
Bu seni hatalı yapmaz.
Это не делает тебя плохим.
Çoğu kişi hayatlarını yaşar, vardiyasına bakar ama gerçekte bir şey yapmaz, bir başarıya ulaşmazlar.
Большинство людей живут своими жизнями, работая от звонка до звонка, но они никогда ничего не делают, чтобы достичь чего-то.
- Bunu asla yapmaz.
Нисколько.
- Her anne-baba yapmaz mı bunu?
Неважные родители?
Bunu kabullenmek seni kötü biri yapmaz.
Если ты сдашься, это не значит, что станешь злодеем.
Bu okulda yaşanan onca cinayetten sonra hiçbir deli burada bir daha gece bekçiliği yapmaz.
Благодаря количеству убийств в этой школе, ни один нормальный человек не станет тут работать по ночам.
Ama bir şekil değiştiren de böyle yapmaz mı zaten?
Но разве это не то, что делает оборотень?
Yapmaz - o değil olacak onunla uzak olsun!
Ему все это не сойдет с рук!
- Yok canım. Yapmaz herhalde.
Этого не случиться.
Kimse her şeyi yanlış yapmaz.
Но никто не может все делать неправильно.
Emir vermesi onu tanrı yapmaz.
Не он устанавливает правила, он не... Бог.
- Roman, bunu yapmaz.
- Роман бы так не поступил.
Ama bunu yapar yapmaz, Brick'e söyleyeceğiz.
Но как только я это сделаю, мы расскажем Брику.
Aslında, hemen öyle yapmaz.
Нет... на самом деле, нет... не сразу.
Asla yapmaz.
— Он никогда не шутит.
Hayır bunu almak için o kadar zorluğa katlanan biri bunu bir süs için yapmaz.
Нет, кто-то зашел слишком далеко, чтобы достать его, он не может быть просто для красоты.
Gabe, Vincent bunu asla yapmaz.
Гейб, Винсент никогда бы этого не сделал.
- O asla böyle bir şey yapmaz.
Он бы никогда не сделал этого.
Su içinde çözülür yapmaz.
Не растворимо в воде.
Bu onu senin yapmaz.
Но желание не делает его твоим.
Lahana kostümünü giydin, kimse bunu karşılıksız yapmaz..
Ты носил костюм капусты. Никто не должен делать это за бесплатно.
Sigorta ödeme yapmaz ve sorumluluk da cabası.
Страховка и обязательства, сами по себе.
Zevkten dört köşe yapmaz.
И не доставит наслаждения.
Arsenal daha çok Fransız oyuncuya sahip, bu Spurs'ü Nazi yapmaz mı?
В Арсенале сплошь легионеры, но это не значит, что "шпоры" - нацики
Oh, altın çocuk hiçbir şeyi yanlış yapmaz.
"Золотой мальчик все знает"
Bu onu daha az mucizevi yapmaz.
Это не делает само явление менее чудесным.
Henüz bilmiyorum ama bu onu daha az gerçek yapmaz.
Пока не знаю, но это не значит, что это не всерьёз.
- Söylüyor olman bunu gerçek yapmaz.
Слова ничего не меняют.
Amacın bunu kanıtlamak olsa bile bu seni korkusuz yapmaz.
Это не делает тебя бесстрашным, что бы ты ни говорил.
Hayır. Çünkü yapmaz.
Да она не станет и всё.
- Yapmaz...
— Он не...
Ölüp mumyalanan adamlar idrar yapmaz, Dr. Hodgins.
Мертвые и забальзамированные люди не испускают мочу, доктор Ходжинс.
yapmazsan 25
yapmazsın 20
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmazsın 20
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapma ama 158
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma ama 158
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28