Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I call it

I call it перевод на турецкий

10,008 параллельный перевод
I call it "Speed Time."
Ben buna "Hız Zamanı" diyorum.
I call it growing old.
Ben yaşlanmak diyorum.
I call it the Z Whacker.
Adını da Z-ikerten koydum.
I call it a miniverse.
Buna "mini-evren" adını verdim.
I call it Hollywoo Stars and What Do They Know?
Adı şu olacak, Hollywoo Yıldızları ve Ünlüleri, Ne Biliyorlar?
After seeing J.J. Abrams'Star Trek reboot, did I call it :
JJ Abrams'ın Star Trek filmini izleyince şöyle dedim :
I call it Space Shire Seven.
Adını "Uzay Kontluğu Yedi" koydum.
I call it the Wizard's Wand.
Adını Büyücü Asası koydum.
I call it love, so if you're asking me to choose between you and Julian...
Ben buna aşk diyorum. Ve eğer Julian'la senin aranızdan birini seçmemi istiyorsan- -
Uhtred, you owe me a favor. I call it in now.
Uhtred bana bir iyilik borçlusun ve karşılığını hemen istiyorum.
I wouldn't call it that.
Öyle demek yanlış olur.
I could call it Giggles.
Adını da Kikirik koyarım.
I love it when actors pay attention to their call times.
Oyuncuların sahne sıralarına dikkat etmesine bayılıyorum.
Do not worry. I'm not using it for an international call.
- Yurtdışını aramayacağım merak etme.
I-I didn't want to call an ambulance till you came down, but it's probably...
Sen çıkana kadar ambulansı aramak istemedim ama muhtemelen...
Put these birds in front of me because he knew that I would see this and call this number, which is to an addiction clinic, and it would push me to detox.
Çünkü benim bunu görüp bağımlılık kliniğinin olan bu numarayı arayacağımı biliyordu. ve bu beni temizlenmeye itecekti. - Olamaz.
I only call on it when I need to win arguments about shrimp.
Sadece karideslerle ilgili bir tartışmayı kazanmak için ona başvururum. - Deniz tekeleri.
Call it an I.O.U.
Bana borçlusun diyelim.
And she kept adding money to it, so I was able to call her.
Kontör almaya devam ettiği için onu arayabiliyordum.
So I think it's time you call my lawyer.
Sanırım avukatımı arama vakti geldi.
I would like to stay on it for now, but that is your call. Stay on it.
Araştırmaya devam etmek isterim ama bu senin kararın.
I'll call you? I look forward to it.
- Size haber veririm.
It's Abbie. I got a weird call last night involving a peeping Tom and some kids.
- Benim Abbie, dün gece tuhaf bir çağrı aldık Tom ve bazı çocukları gözetlemek gerekiyor.
And I was thinking we could call it the Dragon's Edge.
Ve ona Ejderha Sırtı adını vermemiz gerektiğini düşünüyordum.
Call it a hunch, but I think your friend Lucien is torturing and killing humans in the quarter.
Buna önsezi de ama bence arkadaşın Lucien bölgedeki insanlara işkence edip onları öldürüyor.
You know, I think we should call it.
Buna son versek iyi olur.
( All laughing ) Okay, I need to call it a night.
Pekâlâ, benim gitmem lazım.
And, I take it, I was the only one willing to answer your call.
Anladığım kadarıyla telefonunuzu yanıtlamak isteyen tek kişi de bendim.
However, I am also carrying a highly infectious disease that I suppose you could call "space AIDS" as you put it.
Ancak, aynı zamanda oldukça bulaşıcı bir hastalık da taşıyorum. Sanırım sizin dediğiniz gibi "uzay AIDS'i" de diyebilirsiniz buna.
It's not much now, but once I learn to accelerate the temporal field, I'll be able to interact with any sentient life that evolves and introduce them to the wonders of electricity via a pulley-based device I call a blooble yank.
Şimdilik pek bir şey yok ama zamansal alanı hızlandırmayı bulduğumda evrilen her bilinçli yaşamla etkileşime gireceğim ve onlara, "Blooble Çekişi" adını verdiğim makaralı bir alet aracılığıyla, elektriğin mucizelerini tanıtacağım.
Call me Snoop Dogg - because I will drop it like it's hot.
- zirvede bırakacağım.
I think it means "call me."
Sanırım "Beni ara." demek.
Or is it pronounced "gyro?" I just call them subs.
"Harman" mı desek? Ben sandviç diyorum.
I wonder what I'm going to call it.
I ı'm onu arayacağım merak ediyorum.
I mean, if our unknown subject is a good guy who wanted us to stop Chao, why not call it in?
Bilinmeyen şüphelimiz iyi bir adamsa ve Chao'yu durdurmamızı istiyorsa neden ihbar etmedi?
I was going to blow town, call it a draw.
Şehirden uçup gidecektim ve berabere sayacaktım.
Sorry, I know you hate it when I call us that.
Üzgünüm, böyle dememden nefret ettiğinizi biliyorum.
I got a call from Vasily on the tarmac, except it wasn't Vasily on the other end of the line.
Havaalanındayken Vasily'den bir telefon geldi ama hattın öbür ucundaki kişi Vasily değildi.
I don't care what you call it.
Ben bunu dediğimiz umurumda değil.
I would not go as far as to call it safe. But in time, I can make it so.
Güvenli diyecek kadar ileri gitmek istemem ama zamanla olacaktır.
And if I had it my way, I'd take this blade, stick it in your heart and call that a damn good day.
Eğer benim tarzımda yapsaydık bu bıçağı kalbine saplar ve harika bir gün derdim.
And here I was ready to just call it even for the night.
Ben de geceyi beraberlikle bitiririz demiştim.
No, I would call it spying.
Hayır casusluk derim buna.
I like to call it karma.
Ben bunu kader demeyi tercih ediyorum.
Yes, it is, because if you set foot anywhere near the office in the next two weeks, I guarantee he will call for a three-month suspension. Then don't let him.
Evet, öyle, çünkü iki haftadan önce adımını ofise yakın herhangi bir yere atarsan emin ol, senin için 3 aylık uzaklaştırma isteyecektir.
I want to call it off.
Geri çekmek istiyorum.
Call me an optimist, but I was hoping I'd have to use it.
İstersen bana iyimser de ama bunu kullanmak zorunda kalacağımı umuyordum.
But I'm sure they'll tell me when they call with the good news that I got it.
Ama emininim rolü almam için arayıp güzel haberleri verdiklerinde söyleyeceklerdir.
I don't know what you call it.
Ne denildiğini bilmiyorum.
Okay, I'm gonna call it.
Tamam, söylüyorum.
It's a tough call to make, I know, but it's better to do this face-to-face.
Bunu yapmak zor biliyorum ama yüz yüze halletmek daha iyi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]