Nothing to tell перевод на турецкий
1,650 параллельный перевод
There's nothing to tell.
Söylenecek bir şey yok.
- There's nothing to tell.
- Söylenecek birşey yok.
- There's nothing to tell.
- Söylenecek bir şey yok.
There's nothing to tell.
Anlatacak bir şey yok.
There's nothing to tell yet, Ziva.
Henüz söyleyecek bir şey yok, Ziva.
- No, there's nothing to tell.
Hayır. Anlatacak bir şey yok Ben anlatırım ona.
- Like I said, there's nothing to tell.
- Dediğim gibi, söylenecek bir şey yok.
No, there's nothing to tell.
- Hayır. Kızımın lezbiyen olduğunu bile anlattım ben. Yok anlatacak bir şey.
Ever since I saw you naked with my wife I'm all confused, stuttering can't tell what's what and you've got nothing to tell me?
Seni karımla çıplak gördüğümden beridir, kafam çok karışık, neyin ne olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum.
From now on, we pledge to tell only the truth, and nothing but the truth.
Bundan sonra sadece ve sadece doğruları anlatacağımıza söz veriyoruz.
I told him to tell the villagers... to say nothing about ever seeing you.
Ona, köylülere sizi gördükleriyle ilgili hiçbir bilgi vermemelerini söylemesini söyledim.
Nothing can prepare you for this one. I just didn't know how to tell you.
Evet, nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
The only thing I can tell you is that nothing she confessed... - seemed relevant to her disappearance.
Söyleyebileceğim tek şey kaybolmasıyla ilgili herhangi bir itirafta bulunmadı.
I could tell him there's nothing in my cup and I'm just pretending to drink to seem nonchalant...
Ona bardağımın boş olduğunu ama kayıtsız görünmek için bir şey içer gibi yaptığımı söyleyebilirim.
For a year and a half, i do nothing but lie to jessica, and you go out with this chick in ohio a couple of times and you tell her everything?
Bir buçuk yıI Jessica'ya yalan söylemekten başka bir şey yapmadım, Sen bir iki kez Ohio'daki bu hatunla çıktın ve ona her şeyi anlattın mı?
Nothing to do with any impropriety, I can tell you that.
Ahlaksızlıkla bir ilgisi yoktu. Bunu söyleyebilirim.
Do I have to tell you again? He has nothing to do with my company.
Şirketimizle hiçbir resmi bağı yoktu.
Okay, if you don't want to tell me, I guess there's nothing I can do, except go through life wondering what I did to deserve being hurt so badly
Peki, söylemek istemiyorsan yapabileceğim bir şey yok, artık ömür boyu en yakın dostumun beni böyle üzmesini hak etmek için
Even the words I spoke to the children tell of a new king... for those who have nothing.
Çocuklara anlattığım yeni bir kral hikâyesi bile onlar için hiçbirşey ifade etmiyor.
Do you wanna tell Oprah that the wedding's been canceled, that she came to Las Vegas for nothing?
Oprah'a söylemek ister misiniz düğünün iptal edildiğini ve Las Vegas'a boşuna geldiğini?
They look at me straight in the eye, tell me they had nothing to do with it.
Gözümün içine baktılar ve hiçbir ilgilerinin olmadığını söylediler.
There are lots of people who will tell you that oil had nothing to do with the war, if you go to Washington.
Eğer Washington'u dinleyecek olursanız, yaşanan savaşın petrolle alâkası olmadığını söyleyecek olanların sayısı oldukça yüksektir.
And I'm figuring a guy like you, surrounded by nothing but a bunch of terrified sycophants, might not have someone in his life with the guts to tell him what an incredibly selfish, narcissistic ass he's being, so I thought I'd jump on in.
Sizin gibi etrafında korkudan ödü patlayan yalakalar olan birinin hayatında ne kadar bencil ve narsist bir pislik olduğunu söyleyecek cesareti olan kimse yoktur dedim ve araya girdim.
Listen, let's just skip to the part where you tell me you had nothing to do with it.
Dinle, bununla bir alakan olmadığını söyleyeceğin bölümü geçelim.
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you god?
Doğruyu, tüm doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğine yemin eder misin?
But the good news is he has a 4-hour layover at JFK, so you can go tell him the truth before he's forced to endure several ugly days of rude waiters for nothing.
İyi haber şu ki havaalanına gitmesi için dört saat var. Yani, gerçeği anlatıp Zalim Garson Kız'ın cefasını boş yere çekmesini önlemek için hâlâ vaktin var.
In phase one, I am going to go over to Summer's right now, and tell her that there is nothing going on between us.
Birinci safhada, Summer'ı şimdi görmeye gideceğim ve ona aramızda birşey olmadığını söyleyeceğim.
And let me tell you, we have nothing to worry about with this guy.
Sana söyleyeyim, bu adam hakkında endişelenecek bir şey yok.
I've asked the inside source to tell us which of the Cylon jamming frequencies are the weakest, but so far I've got nothing.
Hangi Cylon engelleyici frekansların zayıf olduğunu kaynağa sordum... -... ama daha bir şey öğrenemedim.
"Do you swear to tell the truth," "the whole truth," "and nothing but the truth" "so help you God?"
Gerçeği söyleyeceğinize tüm gerçeği ve gerçek olmayan bir şey söylemeyeceğinize yemin eder misiniz?
Well, I'll tell you one thing, absolutely nothing's changed since I went to school here.
Size tek bir şey söyleyeceğim benim okula gittiğim zamandan beri burası hiç değişmemiş.
I came to tell you that our marriage is a sham and the last 15 years have meant nothing.
. Evliliğimizin oyun olduğunu ve 15 yılın anlamı olmadığını söylemeye geldim.
- What if I was to tell you that you could make this for nothing, win an Oscar, and gross $ 100 million?
- Sana desem ki bunu para ödemeden yapacaksin ve Oskar kazanip 100 milyon hasilat yapacaksin...
Are you trying to tell me there's nothing sexually going on between you and your wife?
Bana karınla aranda hiç cinsel bir şey olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun?
" I swear 'to tell the truth according to my conscience,'concealing nothing, and to speak no falsehoods This I do swear
"Yalnızca vicdanımın sesini dinleyip gerçeği söyleyeceğime hiçbir şeyi saklamayacağıma ve yalan söylemeyeceğime yemin ederim."
Try your best in bed and tell him that doing so... because you have nothing better to offer.
Yatakta elinden gelenin en iyisini yap çünkü ona verecek başka birşeyin yok.
I'll tell nsa you had nothing to do with this.
NSA'ya bu konuda yaacak hiçbir şeyinin olmadığını anlatacağım.
Do you solemnly swear to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you god?
Gerçeği, bütün gerçeği, sadece ve sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
Well, there's nothing simple about this killer. He's very deliberate, and he's trying to tell us something.
Bize bir şey anlatmaya çalışıyor.
In fact, I'd like nothing better than for you to just wake up right now and tell me not to go out with him.
Aslında, hiçbirşey senin şu an uyanıp gitmememi söylemenden daha iyi olamazdı.
Let me tell you something, you got nothing to bitch about here.
Sana diyorum dostum, senin burada dırdırlanacak hiçbir nedenin yok!
We have nothing to tell him.
Saat dört.
Now I have to tell Stark we have nothing to show Faraday.
Şimdi Stark'a, Faraday'a gösterecek hiçbir şeyimiz olmadığını söylemek zorundayım.
I just want you to know, if you ever wanna... talk about it, there's nothing you can't tell me.
Sadece bana herşeyi çekinmeden, anlatabileceğini bilmeni istiyorum.
I can't tell you to pretend as if there's nothing wrong but try to be patient
Sana hiçbir şey olmamış gibi davran diyemem.
In the cause now pending before this court, do you swear to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth?
Şu an burada, mahkemenin huzurunda, Gerçeği, sadece gerçeği, hep gerçeği söyleyeceğinize yemin ediyor musunuz?
Call them, tell them you made a mistake. No, we cannot afford to pay people to do nothing,
Hayır, insanlara hiçbir şey yapmamaları için para ödeyebilecek durumda değiliz.
There's nothing to do. Tell me about it.
— Yapacak hiç bir şey yok!
I didn't tell Jack'cause I didn't want him to set upset about nothing.
Yok yere üzülmesin diye Jack'e nereye gittiğimi söylemedim.
Right, right, right, if there's nothing to hide, uh, why didn't you tell him?
Evet, evet, tabii, eğer saklayacak bir şey yoksa,... neden ona söylemedin?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you god?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğinize dair yemin eder misiniz? Tanrı yardımcınız olsun.
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing to do 29
to tell you the truth 484
to tell you 37
to tell the truth 135
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing too serious 20
nothing to lose 17
nothing to be ashamed of 35
nothing to do 29
to tell you the truth 484
to tell you 37
to tell the truth 135
tell me 9887
tell 304
telling 37
teller 99
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me why 196
tell 304
telling 37
teller 99
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me why 196
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me what happened 368
tell me where you are 87
tell me everything 270
tell me something i don't know 107
tell me that you love me 17
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me what happened 368
tell me where you are 87