Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Should i leave

Should i leave перевод на турецкий

1,735 параллельный перевод
This is my home, why should I leave?
Burası benim evim. Korkmam ve ayrılmam.
Should I leave a voice message?
Sesli mesaj bırakmalı mıyım?
Why should I leave?
Neden gideyim ki?
Should I leave, too?
Ben de gitmeli miyim?
- Should I leave?
- Gitmem mi gerekiyor?
Should I leave him in the street?
Onu sokakta mı bırakacaktım?
Where should I leave the cover?
Bu çöpü nereye atacağım?
Why should I leave? That's exactly what those bastards want.
Neden gideyim, bu alçakların istediği de bu.
I think you should leave London right away, for your own safety.
Sanırım derhal Londra'dan ayrılmalısınız güvenliğiniz için.
And I think you should leave.
Ve sanırım artık gitmelisin.
I should leave him up there to die because of what happened with him and Helen?
Yani onu Helen'le olanlar yüzünden orada ölüme mi terketmeliyim?
I think you should leave us.
Burada gitseniz iyi olur.
Maybe I should leave.
Belki de gitmeliyim.
I don't think you should leave the army.
Bence askeriyeyi bırakma.
I think you should leave now.
Sanırım şimdi ayrılmalısınız.
Now, I was gonna take off tonight and leave in the dark, you know, but I suppose we should go right now before the gas prices get any higher.
Bilirsiniz, kimse anlamadan gece çekip gidecektim, ama sanırım benzin fiyatları yükselmeden önce, hemen şimdi gitmeliyiz.
Well, look, I'm gonna leave you here to feel like an idiot and you should start eating pizza'cause I have to go make a phone call, so I'll be right back and you can, uh, start without me, O.K.?
Tamam bak, seni daha da gerizekalı gibi hisset diye diye burada bırakıyorum ve pizza yemeye başlayabilirsin çünkü benim bir telefon görüşmesi yapmam lazım ve işte hemen geleceğim ama sen bensiz başlayabilirsin tamam mı?
Amanda, i don't think I should leave you here To deal with this by yourself.
Amanda, seni burada tek başına bırakmamam gerektiğini düşünüyorum.
Jessi, i think we should leave seattle.
Jessi, bence Seattle'dan ayrılmalıyız.
Maybe I should leave?
Belkide gitmeliyim?
And I really think you should leave now or I'll be forced to call the authorities.
Ayrıca, artık gitmeniz gerektiğini düşünüyorum, yoksa yetkililere haber vermek zorunda kalacağım.
I think I should leave.
Sanırım gitmeliyim.
I think you should leave me alone.
Artık beni rahat bırak.
- I think you should leave her...
- Bence onu rahat...
I think you should leave now.
Bence artık gitmelisin.
Listen, I think you should leave.
- Bak, gitsen iyi olur. - Ne?
I think you should leave.
Sanırım artık gitmelisin.
- I think you should leave.
- Bence gitmelisin.
One day he came to me and said god told him that i should leave the ranch.
Bir gün bana, Tanrı'nın benim gitmemi istediğini söyledi.
I think you should leave now.
Bence artık gitmelisiniz.
You know, I get the voice mail and then I debate whether or not I should leave a message.
Bir sesli mesaj geldiği zaman, ben de mesaj bırakıp bırakmamak arasında kararsız kalırım.
I think you should leave.
Sanırım gitseniz iyi olacak.
I think maybe you should leave.
Sanırım gitsen iyi olacak.
I think you should clear your desk and leave immediately.
Bence masanı boşaltıp derhâl ayrılmalısın.
I don't think you should leave.
- Bence gitmemelisin.
Look, Rani, whatever this clown thing is, I think we should leave it to the police, don't you?
Bak, Rani, bu palyaço şeyi her neyse bence onu polise bırakmalıyız, değil mi?
Now I think we should just probably leave the body right here, right?
Şimdi sanırım bunu burada bırakmalıyız, değil mi?
I think I should leave immediately.
Derhal gitmem gerekiyor sanırım.
I think we should leave now.
Sanırım şimdi gitmeliyiz.
Perhaps I should leave.
- Bu kabul edilemez. - Belki gitmeliyim.
If it's not for work, I should leave right away.
İş için gelmemiş olsam, şu anda geri dönerdim!
Should have let you leave me slowly I stood at that place once again
Beni yavaşça terk etmiş olmalısın.
I should've let you leave me quietly
Beni sessizce bırakmana izin vermeliydim.
I came over in a flight lasting more than ten hours long, I shouldn't just leave like that, should I?
On saatten fazla süren uçak yolculuğu ile geldim, böyle bırakıp gider miyim?
I think I should leave first.
Benim önce gitmem gerekiyor.
I think you should leave.
- Gitsen iyi olur.
You're a lot of fun, Mr Connelly, and I'm sorry I'm not gonna get to know you better, but you should leave before my fiancé gets here.
Çok eğlencelisiniz Bay Connelly, ve sizi daha yakından tanıyamayacağım için üzgünüm ama nişanlım gelmeden gitmelisiniz.
Maybe I should just leave $ 20 on the bed stand.
Belki de yatak ucuna 20 dolar bırakmalıydım.
I think you should leave now, Charles.
Şimdi gitsen iyi olur, Charles.
This is so sick, look at that thing. I don't know Jeff, maybe... maybe we should leave it alone.
Bilmiyorum Jeff, belki... belki de ona hiç yaklaşmamalıyız.
I should leave.
Gitmeliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]