Ama bunu перевод на английский
45,796 параллельный перевод
Birçok şeyi atlatabilirim ama bunu atlatamam.
I can survive most things but not that.
Ne kadar dayanırım bilmiyorum ama bunu yapmaya devam edeceğim.
But I don't know how long I can keep it that way.
Tam olarak değil ama bunu buldum.
Not exactly, but I found this.
Hayır, dünyada bir sürü tüy gördüm ama bunu fark ettim sanki... Kendi tarzları var.
No, I just noticed because I've seen a lot of different bushes around the world, and that's just, like, totally... it's its own style.
Gerçekten hoş bir teklif ama bunu yapmak zorunda değilsin.
That's a really sweet offer, but you don't have to do that.
Vefana minnettarım ama bunu yapmana izin veremem.
As much as I appreciate your loyalty, I can't let you do this.
Ona verileri kurtarmak için oraya geldiğimizi söylüyeceğiz, ama bunu aksine, verileri sileceksin.
We will tell him that you're gonna repair the drive, but instead, you're gonna erase it.
Bunu devam etmesini siz istiyorsunuz, Bay Donovan, ama bunun bitmesini hemen sağlayabilirsiniz.
You brought this on yourself, Mr. Donovan, but you can put an end to it at any moment.
Ama bunu zaten biliyorsun.
But you already know that.
Ama bunu bilmelisin, evlat...
But you need to know this, son...
Hatırladığım çok az şey var Ben gençken, Ama bunu hatırlıyorum.
There is very little that I remember from when I was young, but I remember this.
Ama bunu asla yapmazsın.
But you will never do that.
Suç organizasyonu içinde çalışıyorsun ama bunu kendine itiraf bile edemiyorsun.
I claim it? While you go on working at a criminal organization, and you can't even fucking admit it to yourself.
Seni anlıyorum Lara, ama bunu aceleye getiremeyiz.
I get it, Lara, but we can't do this thing bang-bang.
Senin için işleri hayli zorlaştırabilirim ama bunu anladığın sürece bunu yapmayacağım.
I'm a man who could make things difficult for you, but I won't. As long as you'll understand this.
Ne olduysa o sıvıya dönüşmüştü. Ama bunu karşılaştırılması için gönderiyorum.
He had traces of the same oil-based lotion on his face.
Ama bunu yapman gerek.
But you've got to do this.
Ama bunu sizsiz yapamam!
But I can't do this without you!
Ama bunu kendi gözlerimle görmem gerekiyor.
But I had to see it for myself.
Bunu size söylediğim için üzgünüm ama kardeşiniz öldü.
I'm sorry to say your brother, I'm afraid, he's deceased.
Kimse bunu aleyhine kullanamaz ama bize karşı dürüst olmak zorundasın.
No one can use it against you, but you got to be honest with us.
Ayrıca bir FBI ajanı öldü. O üçüncü unsurun bunu yaptığına inanıyoruz ama bilmiyoruz.
And we have an FBI agent dead, we believe at the hands of this same third party, but we don't know.
Evet, duyuyorum ama senin de bunu duyman gerek.
Yeah. I do. But you need to hear, too.
Aslında bunu başka zamana bırakmıştım ama zor bir gece oldu.
I was gonna... do this another time, - but it's been quite a night. - What are you doing?
Astrid, bunu denemelisin. İniş biraz zor ama...
You don't need to lie to impress me, Tuffnut, because you already have.
Bunu daha önce de duymuştum senden ama sen yine evini bırakıp buraya geldin.
It's just that you've been known to say that before, and yet you keep leaving home and coming here.
Diş Perisi ya da mıknatıslar kadar sahte olsun isterdim ama Indiana eyaletinde birisi bunu çok ciddiye alıyor, çünkü ikimizden biri evlilik kredisi alıp o parayla bir jetski satın almış!
I wish our marriage was as fake as the Tooth Fairy or magnets. But someone in the state of Indiana is taking it pretty seriously, because apparently one of us decided to claim a marital tax credit and used the money to buy a Jet Ski.
Ama Mikey için, bunu yaparım.
But for Mikey, I'll do it.
Bunu rapor edip sana bildirmeliydim ama onu korudum.
I should have reported it, brought it to you, but I covered for him, I just...
Dinle, büyük ihtimalle bunu sana söylememi istemeyecektir ama beni aradı ve kız arkadaşlarından biri ile ilgili endişesi vardı.
Listen, she probably wouldn't want me to... to tell you this, but she called,'cause she was worried about some girlfriend of yours, man.
Bunu daha önce çevirdiğini biliyorum. Ama söz veriyorum, Bu son şans.
I know you turned this down before, but I promise you, this is the last chance.
Buna şimdi erişemiyorum, ama söz veriyorum, Bunu daha sonra dava açma şansına sahip olacaksınız.
I can't get into that right now, but I promise, you'll have an opportunity to litigate this later.
Bunu size söylemek zorunda olduğum için çok ama çok üzgünüm canlarım.
I'm very, very sorry to have to tell you this... my dears.
Bunu konuşmadığımızı biliyorum ama.
I mean, I know we haven't talked about it.
Yapabilirim demedim, ama biraz önce bunu yapabilecek bir adama ulaştım.
I didn't say I could do it, but I just reached out to the guy that can.
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim, ama bunlar bana eroini özletiyor.
Never thought I'd say this, but these make me miss the heroin.
Bunu biliyormuş gibi söylüyorum ama buna öncesinden daha az eminim.
Though I say this as something I know I am less certain of than I was before.
Ki bunu bilmek istediğimden emin değilim ama bunca sır içinde bir evlilik var olabilir mi?
Which, frankly, I am not sure I even want to know, but can any marriage really survive secret-keeping?
Faka basma. bunu çok iyi saklıyor ama Morse Oxford'daki en zeki adamdır.
He hides it well, but Morse is the cleverest man in Oxford. Oh! I'm cut to the quick.
Ama seni daha iyi tanıyınca. Bunu açarım, bardak getireyim.
I'll open this and I'll get some glasses.
Ama bir videoda görmüştüm, ateş yakmak için sadece bir limon, çelik çivi, bakır mandal, sade tel, kaplanmış tel, çelik yün ve çıra gerekiyormuş. Bunu yapabiliriz.
Oh, but, once I saw this video where all you'll need is a lemon, and steel nails, and copper pegs, and plain wire, and coated wire, and steel wool, and some kind of kindling to make a fire.
Ama bugün olanlar sürekli olursa paramparça olurdun. Ve bunu görmezden gelemezdim.
'But if, what happened today, happened often'you would have shattered'and I would not be able to tolerate it.'
Size bunu söyleyen olmak istemezdim ama kardeşiniz... vefat etti.
Uh, I hate to be the one to tell you this, but your sister... she, uh... she passed away.
Bak bunu bir raddeye kadar takdir edebilim ama hayır.
Look, I can appreciate this on some level, but no.
Sanat tarihinde uzmanlaştım çünkü gerçekten sevdim bu konuyu. ama gerçekten kariyer açısından bunu hiç düşünmemiştim.
I majored in art history because I absolutely loved it, but I really didn't think it through in terms of careers.
Bunu yazdım ama...
I wrote this, but...
Üzgünüm ama ben senin için bunu yaptım, birden fazla kez.
I'm sorry, but I have done it for you more than once.
Ama bu benim için altın bir fırsat ve bunu elde etmek için çok uğraştım.
But this is a prince of an opportunity for me, and I have blown my share of frogs to get it.
Bunu söylemek istemezdim Chi-Wapp ama sinirlenmeye başlıyorum!
I hate to say it, Chi Wapp, but I'm starting to lose my temper, yo!
Ama sonra Dr. Sweets öldürülünce Zack bunu atlatmakta sorun yaşadı.
But, then, when Dr. Sweets was murdered, Zack had trouble processing.
Yani, çocuklara öğretmeyi seviyorum ama yalnızca bunu yapacağımı düşünmezdim.
I mean, I love teaching the kids but I didn't think that's all I'd be doing now.
ama bunu yapamam 24
ama bunu yapamazsın 17
bunu 750
bunu duyduğuma sevindim 230
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunu biliyor musun 150
bunun 274
bunu al 228
ama bunu yapamazsın 17
bunu 750
bunu duyduğuma sevindim 230
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunu biliyor musun 150
bunun 274
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231