Bunu перевод на английский
701,274 параллельный перевод
Bunu biliyorsun.
You know that.
Bunu birlikte yapmamız gerekiyordu.
We were supposed to do this together.
Bak, işi daha önce yapmış olduğum şekilde yapamazsam, bunu hiç yapmamayı dilerdim.
Look, if I can't do the job the way I was doing it before, I shouldn't be doing it at all.
Bunu yarın sabah "Times" a gönderin.
Send this to the "Times" tomorrow morning.
Bunu ona yapanın aklında çok özel bir amaç varmış.
Whoever did this to her has a very specific goal in mind.
Bunu nasıl bilemedik?
How did we not know about this?
- Bunu anlıyor musun?
- Do you understand that?
Wow, bunu nasıl bildin?
Wow, how did you know that?
Bunu istiyorsam ne olur?
What if I want this?
Başka birşey hiç yapmadıysan, bunu yapmayı istediğini nasıl bilirsin?
How do you know if you've never done anything else?
Bu ulusu yeniden inşa ediyoruz, bunu anlıyor musunuz?
We are rebuilding this nation, do you understand that?
Sandstorm'a odaklanmamızı istiyor, biz de tam bunu yapacağız.
He would want us to focus on Sandstorm, so that's what we're gonna do.
CIA bunu hemen paylaşmış olmalıydı.
The CIA should have shared that immediately.
Bunu nasıl oynamak istiyorsun?
How you wanna play this?
Bunu düşünüyor.
She's thinking about it.
- O bunu seçmedi, Kurt.
- She didn't choose this, Kurt.
Bunu durdurmamız için bize yardım et
Help us stop this.
Bunu durdurmamızın bir yolu olmalı.
There's gotta be some way that we can stop it.
Houston, bunu görüyor musun?
Houston, are you seeing this?
O da bunu yapmaya çalışıyor.
That's what she's trying to do.
Bu odadaki her kişi, hepiniz bunu mümkün kıldınız.
Every one of you in this room, you all made this possible.
Jane buraya geldiğinden beri, hepiniz bunu kimin yaptığını ve nedenini bulmak için durmadan çalıştınız.
Since Jane got here, you've all worked non-stop to find who did this and why.
Onları her kim aldıysa, bunu bırakmışlar.
- Whoever took them, - _ they left this.
İnsanlar bunu biran önce görmesi lazım.
People need to see this immediately.
- Bunu profesyonelce tutmamız gerek, ama profesyonel bir akşam yemeği yiyebiliriz.
We need to keep this professional, but... We could have a professional dinner.
Tek ihtiyacımız olan bir EM sürücüsü ve bunu yapabilirim.
All we need is a working EM drive, and I can build it.
Bunu söyleyen ilk kişi değilsiniz.
You're not the first to say so.
Dünya'nın en dahilerini bir araya getirdiler..... ve bunu mecbur oldukları için başardılar.
They got together the greatest minds on Earth, and they did it because they had to.
Neden herkes bunu söyleyip duruyor?
Why does everyone keep saying that?
Hayır, bunu asla kabul etmez.
No, he'll never agree to this.
Bunu kendimiz halletmeliyiz.
We have to do this ourselves.
Evet, bunu kabul edeceğine, eminim.
Yeah, I'm sure she'll go for that.
Bunu duyduğuma sevindim.
Glad to hear that.
Bunu parmaklıklar arkasından yapmayacaksın.
Well, you aren't going to do it from a jail cell.
Bir dakikalığına durup, Rusya ya da Çin bu bilgiyi edinseydi kendi ülkelerini korumazlar mıydı? Düşündün mü bunu?
Do you think for one minute if Russia or China had this information, they wouldn't protect their own interests?
İnsanlar, saygısızlık etmek istemem dediklerinde bunu bir..
When people say "respectfully," I find that they're actually being disrespectful.
Bunu çok seviyorum.
- Picante. - I love this one.
Yani bana gösterdiklerine benzer fotoğrafları yayınlarsan..... bunu ne avukatlarım... ne de birleşmiş milletler hoş karşılar.
So, if you were to publish photographs like the ones you just showed me, my lawyers wouldn't take kindly to that, nor would the United States government.
Kariyerinin hikayesini yazmak istiyorsan bunu imzalamanı ve o fotoğrafları bize vermeni istiyorum.
I would suggest you sign this and hand over those photographs.
Peki, nasıl yapacağız bunu Tess?
Well, how are we gonna do that? Tess.
Bunu bulmamızın dünyanın sonuna denk gelmesi kötü haber.
Too bad it only took the end of the world for us to crack it.
Böyle bir şansa sahip oldukları anda bunu kullandılar.
As soon as they had the chance, they took it.
Bunu yapmak için gerekli olan motivasyona sahip olduğunu bulun, hemen.
Figure out who had the means and motive to do this, now.
Kariyer yapma özelliği istiyorsanız, bunu imzalamanızı öneririm.
If you would like a careermaking exclusive, I would suggest you sign this.
Ah, evet, hayır, bunu çok iyi biliyorum, evet.
Yeah, no, I know this one very well, yeah.
Şimdi, bunu yapamam Ama bunu öğretilebilir bir an yapabilirim.
Now, I can't do that, but I can make this a teachable moment.
Evet, uh, bunu biliyorum, endişelenme.
Yeah... I got this, don't worry about it.
Bana bunu anlat.
Tell me about it.
Sen ve Gail bunu bol miktarda açıkladınız.
You and Gail have made that abundantly clear.
Bunu bilmek için yeterli zaman.
I've seen him roll his eyes at Tandy enough times to know that.
Bu farklıdır ve bunu biliyorsun.
That's different and you know it.
bunu duyduğuma sevindim 230
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunun için üzgünüm 144
bunu yapma 481
bunun yanı sıra 41
bunu biliyorum 710
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunun için üzgünüm 144
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunun için çok üzgünüm 39
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu yapmana gerek yok 38
bunun gibi 190
bunu da 65
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunu nereden biliyorsun 159
bunun için çok üzgünüm 39
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu yapmana gerek yok 38
bunun gibi 190
bunu da 65
bunun adı ne 18
bununla birlikte 245
bunu nereden biliyorsun 159
bunu sevdim 345
bunu bilmiyordum 213
bunu unutma 219
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunu yapamam 834
bunun anlamı 121
bunu yapabilir misin 143
bunun yanında 90
bunu bilmiyordum 213
bunu unutma 219
bunun anlamı ne 159
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bunu yapamam 834
bunun anlamı 121
bunu yapabilir misin 143
bunun yanında 90