Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Anlamadın

Anlamadın перевод на английский

6,186 параллельный перевод
Söylemek istediği şeyi anlamadın çocuğum.
You're missing the point, child.
Daha anlamadın mı?
How have you not figured this out yet?
- Anlamadın, değil mi?
You don't get it, do you?
Seni terk ettiğimde, bunun ne anlama geldiğini anlamadın mı?
Did you not understand what it meant when I dumped you?
Hangi kısmını anlamadın?
What part didn't you get?
Bunu anlamadın mı?
Do you not get that?
Gey olduğunu nasıl anlamadın?
How did you not know he was gay?
Fuşya sabahlıktan anlamadın mı?
And the fuchsia gown didn't tip you off?
Hâlâ anlamadın mı?
You still don't get it?
"Gizli üs" kısmının neresini anlamadınız peki?
What part of "secret base" don't you get?
"İstifa ediyorum" un hangi kısmını anlamadınız?
WHAT PART OF "I QUIT" DIDN'T YOU UNDERSTAND?
Sen anlamadın?
You didn't understand?
* Anlamadın mı? *
♪ Guessed yet ♪
- Ama anlamadın mı..?
- But do you understand...
"Restorana gittiğinde beni ara" nın nesini anlamadın?
What part of "Call me when you get to the restaurant" didn't you understand?
- Anlamadın galiba o kelime İngilizce'de...
You don't get it, but in English, fart means... I know, I know.
Anlamadın mı kazkafa?
Aren't you the super goose?
Anlamadın mı?
Don't you see?
Hâlâ anlamadın mı?
Do you not understand yet?
Daha bunu anlamadın mı?
Haven't you figured that out?
Sanki şey gibi hissettim anlamadığını.
I just felt like, "you know what? She doesn't get it."
Michelangelo'yu arayıp Moaning Lisa'yı anlamadığını söyleyemezsin.
You wouldn't call up Michelangelo and tell him you don't understand the "Moaning Lisa."
Sen ve ben, senin anlamadığın biçimlerde birbirimize bağlıyız.
You and me, we're connected in ways you don't understand.
Orada öylece durup anlamadığını mı söyleyeceksin?
Are you going to stand there and tell me you don't see it?
Babam neye tosladığını anlamadı bile.
My father didn't know what hit him.
Eteğin altında Gravity'nin Blu-Ray'i yoksa ne amaçladığını pek anlamadım.
Unless you have Gravity on Blu-ray under that skirt, I don't know where you're going with this.
- Neye kızdığını anlamadım ki.
I don't know what you're upset about.
Maura çiçeklerle ilgileniyor çünkü hiçbirimizin çiçekten anlamadığını söylüyor.
Maura took the flowers'cause she said none of us knew anything about flowers.
- Hâlâ benle alakasını anlamadım.
Still don't know how I fit in.
Neden bana kızdınız anlamadım.
I just don't get why you were mean to me.
Onu tahtın vazgeçirecek ne özellik vardı sende anlamadım.
What does she like from you to make her step down from her throne.
Anlamadım. Dergimi geri almak için Pascal'ı korkutmasını sağladım.
I needed my magazine back, so I had him threaten Pascal, okay?
Gradishar'ın bir türlü anlamadığı şey o herifin ya da başka birinin bu işi benim yapacağımı bilmeden bunu halledecek olmam.
Yeah, well, what Gradishar didn't understand is I got to do this without him or anyone else knowing it was me.
Hayatlarının bir kısmını anlamadığını hissettin mi ya da hayatları karmaşık geldi mi sana?
But did you ever feel like there were parts of their life that you didn't understand or... that were confusing?
Beyazların anlamadığı şu ki insanlar böyle şeylere hassasiyet gösteriyor.
What white folks don't understand is people pay attention to that kind of stuff.
Bishop sana yardım etmek istiyor, ama anlayıp anlamadığını bilmek istiyor.
But he needs to know you understand.
Asıl mesele, benim ne yaptığımın farkında olup olmadığım değil, senin ne yapman gerektiğini anlayıp, anlamadığın.
The question is not whether I understand what I have done, but whether you understand what you must now do.
Anlamadım, vuruşu nereden yapacaksın?
So, I don't understand it. Where... where are you gonna hit your shot from?
Neden gözetlemek istediğini anlıyorum,... anlamadığım şey ise neden bir araba kiraladığın.
Well, I get why you'd want to surveil it ; what I don't get is why you thought you needed to rent a car.
Sorun değil. Ben sadece kadını anlamadım.
I just don't get it with her.
Hayır, ama bunun neden sorun olacağını anlamadım.
No, but I don't see why that would be an issue.
Ne yaptığını sandığını anlamadım.
I don't know what you think you're doing.
SEC'in cinayet soruşturmasına nasıl bir yardımı olacağını anlamadım Ajan Booth.
I'm still not entirely clear on how the SEC can assist with a murder investigation, Agent Booth.
Yaptığın şeyi hâlâ anlamış değilim fakat benim anlamadığım bazı şeyleri anladığının da farkındayım.
I still on't know about what you i... but I know you knew some things I in't.
Ne demeye çalıştığını anlamadım. Ciddi misin?
I don't know who you mean.
O yeteneklerin sende olduğunu ama anlamadığını düşün.
Imagine if you had her ability but you didn't understand it.
Eğer sizin Brentwood'daki evinize dönerken pistol kolunuz bozulup kaybolmadıysanız bu durumdan ne gibi bir çıkarınız olacak anlamadım.
So unless you two threw a rod getting lost on your way back home to Brentwood, I don't see what you have to gain from the situation.
Yani bunca esrarın, kum torbalarımda ne işi var anlamadım ama niye öyle dedin ki?
- No, I mean... I mean I don't know why there's bags of camel shit in my bags of sand, but why?
Anlamadığınız şeyler hakkında sayıp sövmeden önce size etrafı göstermemi ister misiniz?
Will you let me show you around at least, before you start railing against something you don't understand?
- Anlamadığın bir şey var.
There's something I don't think you're understanding. What's that?
Neden bahsettiğini anlamadım ama gagasını kapalı tutması gerekiyordu.
He gets it. I didn't know what he was talking about, but I needed him to keep his trap shut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]