Anlamışsın перевод на английский
1,340 параллельный перевод
- Dediğimi anlamışsın.
So you got what I was sayin'there. Good.
Eminim, neden söz ettiğimi anlamışsınızdır.
I'm sure you know what I'm talking about.
Durumu yanlış anlamışsın izinsiz giren kişi.
You misunderstand the situation, intruder.
Savunma avukatı kafanı karıştırıp, olanları yanlış anlamışsın gibi göstermeye çalışacaktır.
Now, the defense attorney's going to try to confuse you and make it seem like you misunderstood what happened.
Onu yanlış anlamışsınız dedektif.
You've got him all wrong, Detective.
- Beni yanlış anlamışsın.
- You must have misheard me.
En azından anlaşmayı anlamışsın.
At least you understand commitment.
Siz yanlış anlamışsınız.
- Oh, children! You misunderstood!
- Yanlış anlamışsın.
- You're misinformed.
Yanlış anlamışsın Blin.
Blin, you got things wrong.
- Yanlış anlamışsın.
- You misinterpreted.
O zaman şu anda içinde olduğunuz durumu anlamışsınızdır.
Mo ¿ e ³ You now understandable seriousness of the situation, in which he has found ³?
Hayır, o bölümü yanlış anlamışsın.
No. You got that part wrong.
Ben... şey... sanırım anlamışsınızdır. Neden adım Chouchou?
I think you understand...
- Ben "Yeni Glasgow" dedim yanlış anlamışsın.
I say New Glasgow. You misunderstood.
- Aferin kızım, anlamışsın!
- Good girl, you got it!
Beni yanlış anlamışsın.
You understood me wrongly.
Sizinle yüzyüze konuşmak yerine neden mektup yazdığımı umarım anlamışsınızdır.
I hope that you understand the reason for sending a letter instead of talking to you in person
Herkes onlardan payına düşeni alır, ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Everybody take down for it.
Lisedeyken, bir seferinde şu vakum tüplerinden bir tane aldım, neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
One time when I was, uh, in high school, I was working on my dad's truck. And I had one of them vacuum tubes - you know what I'm talking about.
Bunu iyi anlamışsın.
You got that right.
O zaman belki sevdiğin biri tehlikede olduğunda ahlakî açıdan ne fedakârlıklar yapıldığını nihayet anlamışsındır.
Then perhaps you finally understand the moral compromises you make when someone you love is in danger.
Eminim anlamışsınızdır.
Sure you understand.
Kesinlikle doğru anlamışsın.
You got that right.
Yanlış anlamışsın.
You got it backwards.
Demek imalarımı anlamışsın.
You can take a hint.
Şey, o zaman, yanlış anlamışsın veya sadece karıştırıyorsun.
Well, then, you misunderstood, or you just got mixed up.
Yanlış anlamışsın, tatlım. Ben Mandi!
You misunderstood, sweetheart.
Aslında külah babasının başında ama... sözünü ettiğim simetriyi anlamışsınızdır.
Actually, it's on his dad's foot, but you get the symmetry.
Hepsini anlamışsın.
You got it all figured out.
Ama Wudan'ın gizli elkitabını biraz yanlış anlamışsın.
But you've misunderstood Wudang's secret manual quite a bit.
Doğru anlamışsın.Evet.
Right. You get it.
- Tanrım, anlamışsın!
Oh, my God!
Doğru anlamışsın.
You got that right.
İstediğim tam olarak bu değildi ama siz anlamışsınızdır.
Not exactly what I was going for, but you get the idea.
Ne olduğunu anlamışsınızdır.
Well, you get the picture.
- Dün, tamamen yanlış anlamışsın.
- Yesterday, total misread.
Umarım buraya gelme sebebinizi anlamışsınızdır.
I hope you understand what you've gotten yourself into here.
Şimdi durumu anlamışsınızdır.
Now you've got the whole picture.
Anlamışsın.
You've got it.
En yüksek not, Strömblad, konunun mantığını anlamışsın.
Top marks, Strömblad, you've understood what this is all about.
Göründüğü kadarıyla anlamışsın.
Kind of seems like you get it.
- Doğru anlamışsın.
You took the note great.
Doğru anlamışsın.
Well, you pretty much have it.
Ve karşımıza böyle bir durum çıktı, umarım anlamışsınızdır.
So there you have it, if you see what I mean.
Anlamışsın.
You got it.
Eminim, sen Jerry Lewis'in anlamını da kavramamışsındır.
- No wonder you never got the point of Jerry Lewis.
- Çok iyi anlamışsın.
- That's it!
Eğer olanları doğru anlamışsam Stjarnsber'e alışmada uzun dönemli sorunlar yaşamışsın.
If I understand things right, you've been having longTerm problems finding your feet at Stinsberg.
Bunu nasıl yaptığını anlamış gibi bile yapmayacağım ama haklıymışsın.
I'm not going to even pretend to know how you did what you did, but you were right.
Ama anlamıyorum, onları çekerek Dex için kendini ateşe atmışsın. Peki niye öldürmek için bir silah aldın?
See, what I don't get, why put your neck out for Dex taking those photos, then get a gun to kill him?
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66