Bir akşam перевод на английский
12,442 параллельный перевод
- Çok güzel bir akşam yemeğini kaçırdın.
- You missed a jolly good dinner.
Lütfen Bayan Patmore'a daha kolay olacaksa soğuk bir akşam yemeği yiyebileceğimizi söyle.
And please tell Mrs Patmore we can have a cold dinner - if that would be easier.
Bir akşam kendimi onunla bir otel odasında buldum.
I, uh, ended up spending a night with him in a hotel room.
Ben de bir akşam arkadaşlarımı görmek için yalnız gittim.
So I went one night without him to see friends.
Sen ve ben güzel bir akşam geçiriyoruz.
You and I having a lovely evening.
Güzel bir akşam yemeği hazırlıyordum. Bu güzel bayanı daha yakından tanımak için üçümüze yemek yapıyordum.
I was preparing an intimate dinner for the three of us so I could get to know this beautiful lady of yours.
Bisikletimle ufak bir akşam turuna çıktım.
I went out for a little evening bike ride.
Bir akşam yemeği bunu engellemeye değer diye düşündüm.
And a dinner seemed a price worth paying to avert it.
Güzel karımın nazik elleriyle hazırlanmış lezzetli bir akşam yemeği bekliyorum.
I'm expecting a delicious dinner prepared by the fair hands of my beautiful wife.
Genç Eloise'yle masamın üstünde bir akşam mı geçirdin?
You spent a... an evening with young Eloise on top of my desk?
Bunun ıçm harika bir akşam Hiç böyle bir ay görmüş muydun'
Beautiful night for it. Did you ever see such a moon?
Bunun için harika bir akşam
Beautiful evening for it.
O gece çok garip bir akşam yemeğiydi.
That was an awkward family dinner that night.
Bir akşam yemeği.
One dinner.
Giorgio's'ta güzel bir akşam yemeği düşünüyorum. - Fikirleriniz?
I was thinking a nice dinner at Giorgio's.
Bir keresinde akşam 8'den sabah 8'e kadar uyumuştu.
One time, she went 8-to-8.
Bu akşam gerçek bir sinemada uyuyakalacağım.
Tonight I'm gonna fall asleep in a real movie theater.
Brian ve ben bir kaç hafta önce akşam yemeğine çıkmıştık ve Jamie bizi restorana kadar takip etti.
Brian and I went to dinner a few weeks ago, And jamie followed us to the restaurant.
Bu akşam bir arkadaşım ile bulaşacağım.
Look, I'm meeting a friend tonight.
Bu akşam üzeri bir polis dedektifi bana ulaşıp,
I was contacted by a police detective this afternoon.
Dün akşam Russell'la üzerinde çalıştığımız bir şey vardı.
All right, there was something that Russell and I were working on last night.
Aşkım, benim. Akşam yemeğine eve bir misafir getiriyorum.
[speaking French]
- Bir yerlerde akşam yemeği yemeyecek misiniz?
- Aren't you having dinner somewhere'?
Dün bir tuhaf davranıyordu. Sonra akşam yemeğinde...
He was acting strange yesterday, and then at dinner he...
Ve ben bu akşam çok ama çok önemli bir yemeğe gideceğim.
And I have a very, very important dinner this evening. Very important.
- Öyle mi? Evet, kiracınızın öldüğü akşam yepyeni bir Porsche ile otoparka girip çıkan şüpheli bir genç tespit ettik.
Yes, we found footage of a suspicious young man going in and out of your garage in a brand-new Porsche the night your tenant died.
Gitmemek için çok geçerli bir sebebin yoksa yemek rezervasyonumuzu bu akşam için yeniledim.
Unless you have a compelling reason to do otherwise, I re-made our dinner reservations for tonight.
Yakıdna sibley'in evinde akşam yemeği için bir davetiye alacaksın.
Soon you'll receive an invitation to dine at the Sibley mansion this evening.
Bu akşam o sonu gözlemleme şansım var bir deney.
Well, let's just say I have an opportunity to observe that end tonight... An experiment.
Akşam yemeği kadar hiç bir şeyden sıkılmıyorum.
You know nothing bores me quite like a supper.
Yeni editörümü buldum. Hem cuma akşamı bir hükümet görevlisi yemeğe geliyor. Hepimiz teyakkuzdayız.
I've found my new editor, and we've got a government minister coming for dinner on Friday.
Bu akşam birçok şoku bir arada yaşadım.
I think I've had a few shocks this evening.
Sanırım dün akşam bir an, o tanıdığımız Hanna'yı gördüm.
I think I saw a glimpse of the Hanna we know last night.
Bu akşam tek bir görevimiz vardı.
We had one job tonight.
Bu akşam bir ziyafet var, kardeşsel polisler için.
There's a banquet tonight, Fraternal Order of Police.
Akşam için bir şeyler hazırla.
Pack something for the evening.
Anna'nın bu akşam bir randevusu var.
- Anna has an appointment.
- Akşam üzeri Londra'da bir işi varmış, gitmek istedi.
- He had something in London this evening and wanted to get back.
- Bir sürü insanın akşamını mahvedeceğiz.
Oh, we're gonna ruin so many people's evenings!
Bir içki içmek ister misin? Belki de akşam yemeği?
Want to grab a drink, maybe dinner?
Akşam yemeği hazır olur... bir dakikaya.
_ _
Ve, Dries bu akşam çalışıyor ben de çalışıyorum, bir yere ayrılmadığından emin olabilirim.
And, erm... well, Dries is working tonight, so am I, I could make sure he sticks around.
Neyse ki özel ilgimi dün akşam almıştım çünkü bir kıtlığa doğru sürükleniyorum.
Thank God I got action yesterday,'cause I am headed for a drought.
Bir şey daha. Salıdan sora da burada olursa, yine 25 bin dolarını alırım ve hayır diyip durduğun şu akşam yemeğine çıkarız.
Oh... one more thing... if he's here past Tuesday, it's another 25 grand, and you and me are gonna have that dinner you keep saying no to.
Haberi kendimize saklayıp kocası akşam eve gelmediğinde ne tepki vereceğini bir görelim.
Let's hold off on the notification, and let's see how she behaves when her husband doesn't come home tonight.
Bensonhurst'daki akşam yemeğinden sonra bir daha asla.
Not after you dragged me to Bensonhurst for that supper last week.
Ahbap, akşam yanımıza gelip bir selam verecek misin?
Mate, you going to come and say hello tonight?
Akşam çökünce şehirden bir çıkış bulmalıyız.
Come nightfall, we need to find a way out of the city.
Bu akşam sizler için plajda özel bir mangal gecesi planladık. Ama bu arada lütfen tüm olanaklarınızın tadını çıkarın.
We have a special beach barbecue planned for you tonight, but in the meantime, please enjoy all our amenities.
Ve geçen akşam, Bir beşinden bir alarm aldım New York da birlikte kullanıldılar.
And last night, I got an alert that five of them had been used together in New York City.
Bu akşam bir şeyler içmek ister misiniz?
Fancy a cocktail this evening?
akşam 53
akşamları 18
akşam yemeği 121
akşam görüşürüz 54
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
akşam 6 17
akşamları 18
akşam yemeği 121
akşam görüşürüz 54
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
akşam 6 17
akşam yemeğine ne dersin 33
akşam haberleri 28
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
akşam haberleri 28
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20