Bir an için перевод на английский
32,911 параллельный перевод
Hayır, Ralph benimle uğraşmaya devam edecek ve seni korumaya çalışmakta haklı çünkü sen harika bir kadınsın ve hayatında olduğu için sana minnettar.
No, Ralph is gonna keep challenging me, and he is right to try and protect you, because you are an amazing woman and he is grateful to have you in his life.
Ama arama yapmak için aşırı özgün bir yer.
But it's an awfully specific place to search.
S6 için bir giriş ritüeli.
An initiation rite for the S6.
Ben dogayla tanismak. " Bu eski bir söz oldugu için sirf erkeklere yönelik bahsediyor.
Man, me. Nature, meet. " This is an old thing, so he doesn't speak using" he or she. "
Bütün bir pepperoni'li pizza yedigim için kusuyorum.
I'm throwing up because I just ate an entire pepperoni pizza.
Her insan için ayrı bir beslenme düzeni olması gerektiğinde ısrar eden bir kesim var. Ama bence kanıtlar bunun doğru olmadığını açıkça gösteriyor ve tıpkı kediler, köpekler, filler ve diğer her memeli için olduğu gibi insanlar için de uygun bir beslenme düzeni var.
But I think that the evidence is fairly clear that and there really is an appropriate diet for humans dogs and any other mammal.
Yani hızlı büyümeyi sağlamaya yönelik bir gıda olarak yavru inekler için çok faydalıdır ama yetişkin bir insan için fazladan büyüme hormonu iyi bir şey değildir.
And so it's engineered as this growth food which is great if you're a little but if you're an adult person... that extra growth hormones is not a good thing.
Diyet kolesterolü ise kan kolesterolünde artışa neden olur, ki bu da kadın ve erkeklerde bir numaralı ölüm nedeni olan kalp hastalıkları için başlıca risk faktörüdür.
And dietary cholesterol can lead to an increase which is the leading risk factor for our number one killer heart disease.
Birçok kişi için bir sporcunun hayvansal ürün tüketmeden iyi bir performans göstermesi düşünülemez.
it is hard to imagine that anybody could perform well as an athlete without consuming any animal products.
Duymayanlar için, Iron Man çok uzun bir triatlondur, bir günlük bir süre içerisinde 3,9 kilometre yüzer, 180 kilometre bisiklet sürer, sonra da maraton koşarsınız.
an Iron Man is a very long triathlon over the course of a one day period you ride your bike 112 miles and then you run a marathon.
Öyle bir noktadayız ki insanlığı, hatta abartmıyorum, kendi türümüzü kurtarmak için kendimizi düşünmeyi bırakıp seçimlerimizin etrafımızdakileri, bu gezegeni paylaştığımız türleri nasıl etkilediğine bakmaya başlamalıyız, özellikle de gelecek nesilleri.
we're at a point in time in order to save humanity. Essentially which is not an overstatement at all we need to start looking outside of self and start looking at how our choices are fully effecting those around us those species that we share this planet with and especially future generations.
Senin için hep bir pislik oldum.
I've already been an asshole to you.
Şu an üzerimde çok fazla para olmadığı için belirli bir miktar para teklif etsem...
You think I would have offered you such a specific amount if it wasn't all the money I had
Bak şu an da, işte bu yüzden senin için yıIdönümümüzde hiç bir şey yapamadım.
See, now, this is exactly why I could never figure out what to get you for our anniversary.
O bir arkadaş için hapis cezası verme hizmeti görüyordu arkadaşıma birebir benziyordu.
You know, he was serving a prison sentence for a, um, uh, uh, for a friend, an identical looking friend of mi...
Bayıldım! Ayrıca Henri kaliteli uluslararası bir okula gittiği için aksansız konuşuyor.
- I love it--although Henri went to an elite international school, so he does not speak with an accent.
"Çeşitli mezunlar için hayalimiz olan yeni bir spor salonu skorbordu satın almak için bir fırsat."
"An opportunity for various alumni " to support our dream of purchasing a new gymnasium scoreboard "?
Ancak iki partiye de üye olmayışımın siyasette iyi değişiklikler olması için eşsiz bir fırsat sağladığına inanıyorum.
But the truth is, I believe, as an Independent, I have a unique opportunity to effect positive political change, that I can help bridge the divide.
Pakistan, Karaçi'deki bir bombalı araç eylemi için iadeni istedi bile.
We already have an extradition request for you from Pakistan for a car bombing in Karachi.
Kız için sıradışı bir gerekçe, ama henüz eleyemeyiz.
That's an unlikely motive for the daughter, but we can't rule her out.
İsabet olmuş çünkü bir ajan ya da casus değilim. Ayrıca SVR de ifşa edilip edilmediğinizi öğrenmem için beni göndermedi çünkü öyle bir durumunuz yok.
Well, that's good because I'm not an agent or a spook, and SVR did not ask me to find out whether or not you're compromised, which we both know you're not.
Soygaz olduğu için güvenli ama bir sıkıntı- -
It's an inert gas, so it's safe, but you might have a problem with...
Bir düşmanı yenmek için onu tanımalısınız.
To defeat an enemy, you must know them.
9, 10 yıl önce, Augie hala görevdeyken Fremont'tan Oakland'deki silahlı bir durum için bir telefon almıştı.
9, 10 years ago, when Augie was still in uniform, he got a call from Fremont to an armed situation in Oakland.
Hayır, ama vekalet için bütün bir avukatlık şirketini tutabiliyorlar.
No, but they do keep an entire law firm on retainer.
Teşekkürler ama bir parti için şu an havamda değilim.
Thanks, but I'm not really in the mood for a party.
Ki bu da bana telefonuma Süper Eğlenceli Adam Cadılar Gecesi Özel için bir alarm kurmam gerektiğini hatırlattı.
Which reminds me, I need to set an alarm on my phone for the Super Fun Guy Halloween Special.
Beş haftalık süre düşünülürse bu bir deney olarak görüp uyumluluğumuz hakkında veri toplamak için mükemmel bir fırsat değil mi?
Given the five-week end date, isn't it the perfect opportunity to consider this an experiment and collect data on our compatibility?
Benim de öğrenmem gereken şey bu ama şu an bizi izliyor... bu yüzden buradan ayrılabilmemiz için bir sebep bulmalısın.
That's what I got to find out, but she's watching us, so you got to come up with a reason for us to leave.
Hepatit C hastaları için bir antiviral.
It's an antiviral for Hep C patients.
Yolun aşılması artık cinselliğinizi ifade etmeniz için bir fırsattır.
Crossing the road is now an opportunity for you to express your sexuality.
Bir olay için aptalca bir fikir.
What a stupid idea for an event.
Birkaç hafta önce Amazon, programımız için bir reklam yaptı ve bundan çok hoşnut kaldık.
Erm... A few weeks ago, Amazon, they ran an advert for our show, and we're rather pleased with it.
Ve projeyi yürütmesi için bir Amerikan motorsporu kahramanına başvurdu.
And to head up the campaign, he turned to an American motorsport hero.
Bu, kızgın bir İtalyan'la ağız dalaşını kazanmak için yüklü bir fatura.
Now, that's a big bill for settling a spat with an angry Italian.
Artık bir orangutan için hayatımıza güveniyoruz Patrick Moore olduğunu düşünüyor.
We are now trusting our lives to an orangutan who thinks he's Patrick Moore.
Ah! Merhametle James için, Sonunda bir oyun rezervine vardık,
Mercifully for James, we eventually arrived at a game reserve, which we decided would be an ideal place to set up camp for the night.
Onlar öldürülmeyen bir arabayı öldürmek için yeterince kötüymüş.
They're bad enough to kill an un-killable car.
Ve bunun arasında bir Paskalya yumurtası vardı, Torun ya da başka bir şey için satın aldığını varsayıyorum, Ve yola girdi ve bir araba ile geçti.
And amongst it was an Easter egg, which I assume she bought for a grandchild or something, and it rolled into the road and got run over by a car.
Bunun için bir asistan tutabilirsin.
Yu can afford an assistant for that.
Herhangi bir otomobilin kullanım kılavuzu açıklayacak olursak, motorun yakınındaki elektrik sensörleri ani hız azalması tespit eder ve yastığı şişiren bir gaz patlamasını tetiklemek için ısıyı kullanır ve bu da hayatınızı kurtarır.
As any car owner's manual would explain, electrical sensors near the engine detect rapid deceleration and use heat to trigger an explosion of gas, which inflates the cushion, which saves your life.
Hatta Norveçliler için etnik bir hakaretleri var.
There's actually an ethnic slur for norwegians.
Başlarında bir büyük olmadan parti veren bir çocuğun misafirlerinden biri çatıdan tramboline atladığı için bacağını kırmış ve çocuğun ailesine dava açmış diye duymuştum.
I just heard a story about a kid who had an unsupervised party and one of the guests broke his leg because he jumped off the roof onto a trampoline and sued the parents.
O an fark ettim ki, bir partiyi baltalamak için Haley'ye ihtiyacım yokmuş.
I didn't need Haley to undermine a party.
Bir internet ilişkisine başlamak için benimle yalandan birlikte olan biri ilk kez olmuyor.
This isn't the first time somebody pretended to be me to start an online relationship.
Neyse, dondurmacı başka kadınlarla tanışmak için güzel bir yer olacaktır. Lütfen!
Anyway, I suppose an ice cream parlor will be a good place to meet other women.
Takımın bütünleyici bir parçası oldu sonra da kendi işleri için ayrıldı, asla da arkasına bakmadı.
He became an integral part of the team, then quit to do his own thing, never looked back.
Tad McDodd, ilk tanıştığımızda bana yaklaşmak ve beni hazırlıksız yakalamak için bir aktör gibi davranan kötü bir adam olduğunu sanmıştım.
Tad McDodd, when we first met, I thought you might be a villain, masquerading as an actor in order to get close and catch me unaware.
Bir aslan için çok garip bir isim, aynı zamanda kafa karıştırıcı sonra gerçek bir fare bu hikayeye girmiş.
A weird name for a lion, and also a little confusing as an actual mouse figures prominently into this story.
Böbreği düzeltmek bir saatimizi alır. Bunun için vaktimiz de yok, yeterli kan da.
We don't have the time or the blood volume to spend an hour fixing a kidney.
Neyse, kilo vermeye..... ve New York'a taşınmamıza odaklanmalıyım. Şu an için bir ilişkiye ihtiyacım yok zaten.
Anyway, I need to focus on losing weight and our big move to New York, and I don't even need to be in a relationship.
bir anda 56
bir an 49
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir an 49
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir anlığına 20
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir ay sonra 33
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir ay sonra 33
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34