Bir anda перевод на английский
23,045 параллельный перевод
Böyle bir anda mı?
Really, Dad? At a time like this?
Bir anda her şeyi yoluna sokamam.
I can't just make everything okay.
Ama dün gece bir anda ilham geldi. Hatta ilham akışı oldu bana.
And then last night, it just came in, like, a rush.
Ve bir anda, hatta hiçbir uyarı olmadan... Oradaydı.
When suddenly, and I should say, quite without warning... there it was.
Bir anda para önemsiz mi oldu?
Suddenly, you don't care about making money?
Önceki günün yorgunluğu son raddeye ulaşmış gerginliğim bir anda boşalmıştı.
My exhaustion from the day before had reached its peak and my tense feelings relaxed all at once.
Her şey bir anda oldu.
It all happened in the moment.
Hatırladığım son şey, şeye gidiyordum Stephen King ile bir binada buluşmaya. Sonra bir anda etraf karardı.
Last thing I remember I-I went to a... a run-down building going to meet Stephen King and then all the lights went out.
Sarah bu adamla mümkün olduğunca sikiştin ve bir anda buna son verip her Noel'de, Paskalya'da ormandaki evinizde mutlu bir aile olmaya devam edebileceğini mi düşünüyorsun?
- Okay. Sarah, tell yourself the story where you've been fucking this guy as long as you have and then all of a sudden, you just stop, and then you just go back to one big happy family every Christmas and Easter in your house in the woods, is that- -
Ve bir anda aklımda yüzlerce soru belirdi.
And just suddenly we had, like, a hundred questions straightaway.
Bu programı yürüten yetkililer,... Leon Panetta yani o dönemim CIA müdürü de dahil,... aşağı kattaki toplantı salonuna inip Başkan Obama,... ve Başkan Yardımcısı Biden'a neden bu programın bir anda, kontrolden çıktığını anlatmalıydı.
The people who were running this program, including Leon Panetta, the Director of the CIA at the time, had to go down into the Situation Room and face President Obama, Vice President Biden and explain that this program was suddenly on the loose.
Bu şey oldukça gizli bir bilgiydi,... ve bu bir anda halkın kendi arasında tartıştığı bir şey oluvermişti.
This stuff is hideously overclassified, and it gets into the way of a...
Neden, bilmiyorum ama tepeye çıktım, manzarasını görünce bir anda her şey tamamen netleşti.
And... I don't know why, but I walked up the hill and there was this vista, and suddenly something became completely clear to me.
Sonra bir anda sim tabancası ve çift taraflı bant aldım, iki saat sonra her şey bambaşkaydı!
And the next thing I knew, I bought a glitter gun and some double stick tape, and two hours later, it's all different!
Bir anda o çıldırmış Lorelai ifadesi belirdi.
Right out of left field, crazy Lorelai face appears.
Bir baba, bir aile, hem de hiç ummadık bir anda.
A father, family, out of the blue.
Bu Sasha denilen adam da, bir anda ortaya çıkıp bütün bunları yerinden oynatabileceğini sanıyor.
And this guy Sasha thinks he can just show up and try to unhinge all of that.
Bir anda her şeyden vazgeçmeye hazırım.
In an instant, I'm r... I'm ready to give everything up.
Kırk yılı bir anda çöpe attı.
Forty years tossed on the trash heap.
O kadar çabuk âşık olunca ve sonra bir anda o kişi göçüp gidince...
I mean, when you fall in love that quickly, and then all of a sudden that person doesn't exist...
Her halükarda, bu şerefsizleri yerin dibine gömmede başarılı olduk Rivera, böylesi kritik bir virajda Arap müttefiklerinin neden bir anda kendisine cephe alma kararı aldıklarını anlayamayacaktır.
Anyway, we've just succeeded in burning these bitches to the ground,'cause Rivera can't figure out why his Arab partners decided to wage a secret war against him at this critical junction.
Bir anda durmuş.
It just stops.
Ama ona merhamet gösterebileceğim o anda onu, ölümden de kötü bir kadere gönderdim.
But in the moment that I could've shown him mercy, what, I send him to a fate worse than death.
Oz halkı Dorothy'i seviyor olabilir ama ona şu anda tek bir şey yardımcı olabilir.
Dorothy may have the love of the people of Oz, but there's only one thing that could help her now.
Bence eline bir fırsat geçti ve o fırsatı kullandın. Tıpkı şu anda benim yaptığım gibi.
I think you saw an opportunity, and you took advantage, much like I'm doing now.
Gördüğü anda bağlanır ve sonra bir türlü kurtulamayız.
If he sees him, he'll get all attached, and there's no getting rid of it.
Sana şu anda yardımcı olacak şey benim kitabımdır. Eğer bir bölümünü bastırabilirsem.
What would be really helpful to you right now is my book, if I can just get one chapter on paper.
Operatör pilot hedefin görüntüsüne kilitlenildiği anda başka bir şeye ihtiyaç duymadan hedefin yok edilmesini emredebilir.
An operator pilots it until it acquires a visual lock on its target, at which point it can be ordered to eliminate that target without any further input.
Şu anda üstünde genom dizisi olan bir biyo tehlike etiketine bakıyorum.
I am looking at biohazard labels with a genome string on it.
Ona verdiğiniz ilacın etkisi sürekli olmayacak eğer bir daha Hexenbiest olursa, şu anda tanıdığın kişi olmayacak.
The suppressant you gave her won't last, and if she becomes a Hexenbiest again, she will not be who you know now.
Sen şu anda aşırı derece incinebilir durumdasın, ve ben programların içinde şunu öğrenecek kadar kaldım bu hiç iyi bir fikir değil
You are extremely vulnerable right now, and I've been a part of the program long enough to know that this is not a good idea.
Suikast girişimi, kimliği şu anda belli olmayan bir vatandaş tarafından kaydedildi.
The assassination attempt was recorded by a local citizen, who at this time has been unidentified.
Şu anda herhangi bir ziyaretçi kabul edeceğini sanmıyorum.
Uh, I don't think he's taking any visitors right now.
Şu anda bileğinde elektronik bir görüntüleyici olmalı. "
"At this point, he should be wearing an electronic ankle monitor."
- Otuz santimlik bir balık yakaladım tam o anda...
I caught a 30-centimeter fish and then... - Right on that spot...
Şu anda bir değişim sürecindeyim.
Things are changing for me at the moment.
Şu anda yolculuk yapmanın iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
And traveling now, I'm not sure that's wise.
Bir şeyler oluyor ama şu anda bilemiyorum.
There's something going on. I just don't know what.
Ama şu anda çok korkunç bir olay oluyor.
But there's this... this horrible thing happening now.
Geçen sene, şu anda hala belimde bulunan bir şarapnelle yaralandım.
Last year, I caught some shrapnel, some of which is still lodged in my lower back.
Şu anda bir askeri üsteyiz.
I can see Cabe doing that. We're on a military base.
Odaya girdiğim anda, ikna edici bir... erkek erkeğe arkadaşlık gösterisi istiyorum.
The moment I walk in the room, I want some convincing dude on dude friendship stuff.
Ayrıca şu anda büyük bir krizle boğuşuyorum.
And, anyway, I've got a bit of a crisis on my hands.
Bu cinayet Hayalet'in Los Angeles'ta... bir kadını öldürmesiyle aynı anda gerçekleştirilmiş.
Because this murder took place on the same day The Phantom killed a woman in Los Angeles.
Aynı şeyi birbirimize aynı anda yapmamızın bir yolu olduğunu anladım.
I gather that there's a way that we can do it to each other at the same time.
Dinle, şu anda burada olmamam gerekiyor beklemede olan bir yatırımı tekrar aktifleştirmem gerek.
Look, I'm here, off the books, because I need to reactivate a cold asset.
Senin de anlayacağın gibi, şu anda burada çok bilindik bir senaryo var.
I mean they have a situation now where it's kind of very distinct, you know.
Aynı anda yalnızca bir karışıklığı düzeltebilirim, Claire.
I can only clean up one mess at a time, Claire.
Şu anda iyi bir zaman değil.
And now is not a good time.
Sanırım şu anda laboratuvarda muhtemelen penisilinin çok basit bir formunu sentezleyebilirim ama...
Now, I think I can probably synthesize a very, very basic form of penicillin in the lab, but...
Babası, oğluma ne isterse alırdı ama şu anda berbat bir otelde
And my son, anything he wanted his father got for him, and now, what are we sleeping in?
bir ay sonra 33
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ay 77
bir ara 40
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ay 77
bir ara 40
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53