Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bir dost

Bir dost перевод на английский

2,884 параллельный перевод
Tanıdığım biri var, eski bir dost.
There's a DI. I used to know him from way back.
Eski bir dost.
An old friend.
Bir babayla oğlunu barıştıramıyorsa, bir dost ne işe yarar?
What's a best friend for if he cannot bring a daddy and his boy together?
Fakat vefalı bir oğul, sevgi dolu bir kardeş ve güvenilir bir dost... olarak hatırlanacaktır.
But he will be remembered as a loyal son a caring brother, and a reliable friend.
Belki yeni bir dost bulur.
Maybe she'll find a new best friend.
Fark edecek olursan şu an karşında başka bir dost oturuyor.
You got another best friend sitting right in front of you, if you would notice.
Vefalı bir dost.
A loyal friend.
İyi bir dost demek.
A good friend.
Bir dost.
A friend.
... o bir hizmetçi... iyi bir yardımcı ve bir dost!
He's a servant, a helper, and a friend
İyi bir dost olabilir.
She'd make a good friend.
* İyi bir dost gibi tıpkı *
# And like a good fellow #
Lenny, iyi bir dost ol ve ellerimi kes.
Lenny, be a pal and saw off my hands.
Sadece gerçek bir dost bu saatte gelip böyle bir şey için bana yardım ederdi.
Only a true friend would come all the way down here at this hour and help me with something like that.
Bir dost, eski arkadaşını rehin tutarak, ziyaret edemez mi? Burada ne yapıyorsun?
What are you doing here?
Bunu senden bir dost olarak istiyorum.
I'm asking you as a friend.
Kaderin cilvesi olsa gerek, son bir dost bulabildim.
As fate would have it, I might've found one last ally.
Benim için Willie Nelson çok kıymetli bir dost.
To me, Willie Nelson is a dear, dear friend.
- Bir dost gezisinden kalan bu mu?
- It is a friendly walk?
... hakkınızda FBI'a bilgi veren eski bir dost...
... An old friend who used to inform on you to the FBI...
... hakkınızda FBI'a bilgi veren eski bir dost...
An old friend who used to inform on you to the F.B. I...
Bizim tek ihtiyacımız olan, bir dost güçlü bir dost.
And, well, we need a friend... A strong friend.
- Sadece bir dost istiyormuş, hepsi bu.
- She just wants a chum, that's all.
- Bir dost mu?
- A chum?
Bana her zaman çok iyi bir dost oldunuz. Buna minnettarım ve bunu bilmenizi istedim.
You have always been a good friend to me, and I'm very grateful, and I wanted you to know that.
Eski günlerden bir dost gibi görünüyor.
He's like a buddy from old days.
Pekala onu "eski bir dost" olarak nitelemek biraz az kalabilir.
Calling her an acquaintance may be an understatement.
Mesela yatağımızdaki eski bir dost, kötü günler için saklanmış para ya da uyumlu kahve kupaları gibi.
Like an old friend at bedtime... Money saved for a rainy day... Or matching coffee mugs.
En önemlisi de Fred'i bir dost olarak hatırlayacağız.
But most of all, we're gonna remember Fred as our friend.
Gerçek bir dost.
Our... really... close... friend.
Bir dost getirmişsin.
And you brought a friend.
Bir dost tavsiyesi vereyim mi? Cehennemin dibine çok uzun süre bakma.
Friendly advice- - doesn't pay to stare too deeply into the abyss.
Bana iyi bir dost oldun.
You've been a good friend to me.
Eski bir dost, ama yeni bir düşman.
Such an old friend, but a new enemy.
Nereye oturacağım? Sana bir dost tavsiyesi, buradaki ilk gecende ayakta uyuman...
My friendly advice - on the first night is better not to stand out,
Bak Abby, sana bir dost tavsiyesi.
Look Abby, some friendly advice.
Ama bir yandan, o bir dost.
On the other hand, he is a mate.
Sen sadece bir dost değilsin, Tyler.
You're not just a friend, Tyler.
Dost bir korsanın başarılı olduğunu görmek ne güzel.
How nice to see a fellow pirate make good of himself.
Dost canlısı bir casus.
Friendly ghost.
Ne yani dost bir yaratık mı?
Like a friendly monster?
Ağzını açtı ve bir anda dost olduk.
Ooh, the whistle blows, and suddenly we're pals.
Bugün burada toplanmamızın sebebi bir koca ve dost olan Oliver Queen'i uğurlamak. Ve Bayan Queen'e sonsuz desteğimizi vermek.
And we gather here today to say goodbye to our husband and friend on this earth, Oliver Queen and to offer our continued support to Mrs. Queen.
Onlar için dost bir kabileydi. Katılır, dans etmeye başlarlardı.
... a tribe to them, they would pitch in and start dancing.
Dost tavsiyesi, burada başınıza bir iş gelirse benim adımı söylemeniz polisi aramaktan daha etkili olacaktır.
Frankly speaking, if anything happens to you here mentioning my name is better than calling the police.
- Bir grupla dost oldum.
- I've become friends with a group.
Seks olmadan bir kadın ve erkeğin dost olabileceğinin iyi bir kanıtıydık.
We were living proof that men and women can be friends without having sex.
Dost canlısı bir gezegene benziyor. Gerçekten.
It seems like a friendly planet.
Şehirdeki tüm torbacılarla dost... Hastanedeki bütün hemşirelerle... Çok popüler bir kızdın herhalde.
Friends with all the drug dealers in town, all the nurses in the hospital - - you must have been one popular girl.
Ama bir kız dost gibi, açıkça, kaygısızca davranırsa, o zaman insanlar onun herhangi biriyle yatabileceğini düşünürler.
But if it's a girl.. ... like me friendly, open, carefree.. ... then people think she will sleep with just anybody.
Yapacağın şey... Kırmızı Dost'u mahzeninden çıkaracak kulübenin dışına sürecek ve bir vapura bineceksin.
What you're going to do... you're gonna dust off Old Red, you're gonna wheel him out of the shed, and you're gonna get on a ferry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]