Bir daha bak перевод на английский
3,003 параллельный перевод
Bir daha bak.
Look again.
- Bir daha bak.
Look again.
Aynı zamanda fitness merkezi, ortak barbekü kullanımı ve yıl boyu bakım. Yani bir daha asla elinize tırmık yada kürek almayacaksınız.
Along with a fitness center, use of the communal barbecue, and year-round maintenance so you'll never have to pick up a rake or a shovel again.
Bak etrafa, arkanda var başka bir maske daha
♪ Look around There's another mask behind you
Bak, bir ara evine uğramak isterim, oturup, seni daha iyi tanımak için.
Listen, I'd love to stop by your house sometime, sit down, get to know you better.
Pekala, Dr. Michael annenizin bir sorunu olup olmadığına bakıyor daha sonra onu görebilirsiniz.
Well, Dr. Michael is looking at your mom to make sure she's okay, and then you get to see her. Is that good?
Daha ucuza çalışan bir bakıcı bulmayı hiç düşündün mü?
Have you considered sub-standard day care?
Keskinleştirmesi kolay ve dünyada bakırdan 700 kat daha fazla bulunuyor. O bir ezber bozan.
Easier to sharpen and 700 times more common on Earth than copper, it is a game changer.
Bu sabah kanındaki alkol seviyesine bakılırsa daireye gidip Mary Hansen'ı öldürüp arabasına geri dönmesindense alkol zehirlenmesinden ölmesi çok daha büyük bir ihtimaldi.
Given his blood alcohol level this morning, he was more likely to die of alcohol poisoning than to walk all the way to the apartment, kill Mary Hansen, and walk back to his car.
Biz müşterilerimize yardım edeceğiz ve biz müşterilerimizin bir bakıma alt ürün olan Windows'u kullanmalarına ve Mac'e geçiş yapmalarına yardım edeceğiz ve onlara Mac'in ne kadar daha iyi olduğunu göstereceğiz.
We're going to help our customers and we're going to help customers using windows, which is sort of interior product, move up to a Mac and we'll show them how much better it is.
Bakın, ne zaman bunun bir kaza olduğunu söyleseniz kocanızın buradan çıkmak için kullanacağı hikâyeyi biraz daha beslemiş olursunuz. Yok sizin beceriksiz olduğunuzu, yok sakar olduğunuzu.
Look, every time you tell us it was an accident, you're strengthening the story he's gonna use to get out of it- - That you were clumsy, accident-prone.
Bak, güzel bir güzel bir akşam yemeği yiyelim hangimiz daha hızlı yiyor, görelim ve işten konuşmayalım.
Look, let's just- - let's just have a nice dinner, see who can eat the fastest... And, uh, not talk about work.
Daha yeni tıp stajımı bitirdim, o yüzden yeni bir şeyler bakınıyordum.
In fact, I just finished a medical internship, so I was kind of looking for something new.
Şuna bak. Daha yeni bir tane acid hapı yuttum.
Just necked a tab of acid.
Yavrular, bir ay daha ailelerinin bakımına muhtaç olacak.
The chicks will stay in their parents'care for another month.
Tamam. Ben Çocuk Hizmetlerine gidiyorum, Bir bakıyımda belki senden daha iyi Bir teori ile gelirim.
Well, I'm going to head over to Children's Services, see if I can come up with a better theory.
Bütün doktorların bu hastanenin... hastalarına daha iyi bir bakım için çalıştıklarını hatırlatmalıyım size.
Let me remind you that we are all doctors here... and we should provide the best quality of care to our patients.
Şimdi bebek bakıcılığına gitmem gerek ve döndüğüm zamanla seninle oturup J. Edgar Hoover için daha gerçekçi bir ev fikri bulacağız.
I gotta go to my babysitting job and when I get back, you and I are gonna sit down and come up with a more realistic home for j. Edgar hoofer.
Bir kez daha! Bak sadece bu kefaletle tutuksuz yargılanacak.
All this means is that he's been released on bail.
Bak, bir arkadaşım olarak, senden soruşturmayı daha da genişletmeni istiyorum.
Look, as my friend, I am asking you to broaden the scope of your investigation.
Bak, iki milyon dolarlık bir sent, kızınla bir ilişki kurmaktan daha önemliyse o zaman git.
Look, if a $ 2 million penny is more important to you than having a relationship with your daughter then go.
Bak, bir daha böyle bir şey duymak istemiyorum.
Look, I don't want to hear such thing anymore.
Seninle tanıştığımda, bir şans daha kazandığımı sanıyordum. Şu halime bak.
When I met you, I thought it was another chance.
Greg, bak, Toth sana bir hafta daha verdi. Umarım, görev iptal kağıtlarını atmışsındır. Zaman doldu.
Look, Greg, I know that Toth gave you a week to decide what to do with your suspension papers, and that time is up.
"Senin gözlerine bakıp özür dileyebilecek daha iyi bir adam olarak geleceğim.."
"I will return a better man " who can look you in the eye and beg your pardon "
Çoğu insanın görmediği birşey, daha büyük bir dünyaya bakış.
A glimpse into a larger world, something that most people don't see.
Bana bak, Gil, istersen gel de son bir kez daha görüşelim.
Listen, Gil, why don't you come on in and we'll debrief.
Ama ciddiyim bir bakın, zaten o eski Trans-Am den cok daha iyi durur ekranda.
But, I mean, come on, it's already got a whole lot more screen presence than that shonky old Trans-Am.
Ya da katilden daha çok korkutan bir şeye bakıyordu.
Or maybe, she was looking at something that was scarier than the killer.
Sana her bakışımda daha iyi bir kadın olduğunu düşünüyorum.
Wow. See, this is why you're a really awesome girl.
Karadaki ortamın bazı sırlarını çözmek yüzlerce yılımızı aldı. Ama şimdi bilim daha dikkatli ve etraflıca bir inceleme için gezegenin diğer kısmına bakıyor, okyanusa.
'It has taken us hundreds of years to uncover some of the secrets'of the terrestrial environment,'but now science is taking a harder look'at another part of the planet...'the ocean.'
Bir kez daha, bana iyi bakın.
Once again, I bid your favor.
Bak, bir daha seni orada görürsem o mavi gözlerini oyar, koyarım bu avuca!
Look, if I see you there again I will rip out your blue eyes and put them in your hand!
Sen bir daha sarhoş gel, bak kapıyı açacak mıyım.
You come drunk again. I won't open the door.
Bak sana söylüyorum, bir daha yağ tulumunun birisi benimle taşak geçmeye başlarsa, onun peşinden gideceğim.
I'm telling you right now, next time some greasy moron starts bullshitting me, I'm going after him.
Alan Black Gramercy Park'ın kapısından içeri bakıyordu ama kapıyı açacak anahtarı yoktu. Bunun bir duvara bakmaktan daha beter olduğunu söyledi.
Alan Black has a view of Gramercy Park but not a key to it which he says is worse than looking at a brick wall.
Yani bir bakıma, senin sırtındaki yük benimkinden çok daha fazla.
So, in a way, your boots are heavier than mine.
Bak, ön plandaki bir şeyle hepsini çerçeve içine almak biraz daha kolay.
You see how it's a little easier to take in all of it with something in the foreground?
Bak, emin ol maske takan bir yetişkin takım elbiseli bir yetişkinden daha korkutucu.
Look, trust me! A grown man wearing a mask is a little bit scarier than a guy wearing a suit.
Bir kısmı da onun çocuk istemesindendi. Ama ben daha kendime zor bakıyordum.
Some of it was he wanted me to have kids and I have a hard enough time taking care of myself.
Bak, başka bir sunak daha var şurada.
- Look, another altar right there.
Bana bak, eğer bir daha bana öyle dokunursan seni şikâyet ederim. - Sen mi beni şikâyet edeceksin?
Listen, if you fucking touch me like that again, I'll report you.
Bu çeşit bir ifade tarzı dil bilimsel bir bakış açısından Hint-Avrupa dil ailesinden görünse de sesbirimsel anlamda geçmişi beş bin yıl ya da daha öncesi dayanıyor.
Whilst this articulation is attested in the lndo-European descendants as a purely paralinguistic form it is phonemic in the ancestral form dating back five millennia or more.
Gözleri ve ağızları açık bütün o ölü balıklara bakın. Artık denizde olmadıklarına ve bir daha da asla olmayacaklarına inanamıyorlardır.
AH those dead fish with their eyes and mouths open, they just can't believe that they are not in the sea and will never be again.
Daha iyi bir bakım yapmalısın.
You need to take better care of your stock.
Nino Sottosanti, takma adıyla Faşist Nino, bir lejyoner, .. daha üç ay öncesine kadar neo-nazi olan birisi pat diye anarşist oluyor. Söyleyenlere bakılırsa..
Nino Sottosanti, aka Nino the Fascist, a legionnaire, a neo-Nazi until three months before converting to anarchy and, especially, as many say, Piety Valpreda's look-alike.
Daha lanet özgürlüklerine kavuşalı on dakika olmadan lanet Donald Munsey, tam da bir morondan bekleneceği gibi camdan... camdan dışarı bakıp kaldırımdaki devriye polisiyle göz göze gelmiş, tamam mı?
Goddamn Donald Munsey, like the fuckin'idiot retard that he is, H-h-he looks out the window and makes eye contact... With this beat cop on the sidewalk, right?
Bakın, bu işi halledebilmenin daha temiz bir yolu olmalı!
Look, there's got to be a better way!
Bak, ben sadece diyorum ki, Bostonlı kadınlar genelde diğer kadınlara göre daha bir çirkin oluyorlar.
Do I dare look at the clock? Look, all I'm saying is that Boston women are, on the whole, a paler, uglier sort than women from the elsewheres of life.
Dıştan bakınca tek bir şerefsizsin. Kabuğunu soyuncaysa içinden on tane daha şerefsiz çıkar.
An outer layer of cocksucker, and when you peel it away, there is 10 more layers of cocksucker underneath.
Bak, topluluğumuza daha fazla adapte olana kadar, önyargılarını bir kenara bırakmanı istemek zorundayım senden.
Look I'm going to ask you two, to reserve your judgment until you are more deeply integrated into the community.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakacağım 88
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20