Bunun dışında перевод на английский
2,188 параллельный перевод
Yasadışıdır bu. Bunun dışında endişelenecek bir şey yok.
Other than that, you'll not have to worry.
Bunun dışında. Her şey olup biterken bütün konuşmaları telefonuma kaydettim.
Except that, as it happens, I recorded that entire conversation on my cell phone.
Tamam, David'i bunun dışında tutalım.
- Okay, okay! Let's leave David out of this.
Bunun dışında, keyfinize ve eğlencenize bakın.
Apart from that, relax and enjoy.
Bunun dışında istediğimizi yapmamıza izin veriliyordu, hatta çevredeki kasabaları ziyaret edebiliyorduk.
But, apart from that, we'd be left largely to our own devices and even allowed to take day trips into the surrounding countryside.
Bunun dışında, bu sabah küçük bir gariplik yaşandı...
And other than one little weird blip this morning...
Bunun dışında kal.
Keep out of this.
Kıskanç ve aşağılık davranan ve bunun dışında normal insanoğlu gibi olan tanrı ve tanrıçalarla ilgili.
It's about all these gods and goddesses who go around acting jealous and petty, and otherwise like regular human beings.
Annemi bunun dışında bırak, yoksa bir kelime daha etmeyeceğim.
- You keep my mom out of this, or I'm not gonna say another word.
Heryerde lanet yemekler var, Bunun dışında.
There's bugger-all to eat in here, except this.
Ama eğer bunun dışında kalmamı isteyebilecek biri olsaydı sen olurdun.
But if anybody could talk me out of it, It would be you.
Bunun dışında her türlü cezaya razıyım.
I accept any punishment but not this one.
Bunun dışında bildiğim tek şey, efsaneler hayalet hikâyeleri ve gece ormandan gelen seslerin karışımı.
Everything else I know is a combination of myth, ghost stories and jungle noises in the night.
Gazete patronlarıyla görüşeceğim ve şirketlerinizi bunun dışında tutacağım.
I'll speak to the newspaper owners, and keep your brand out of this. But only as a special favor.
Bana bir iyilik yap ve beni bunun dışında tut.
Do me a favor : leave me out of it.
- Bunun dışında, standart olan rehine kurtarma protokollerini izleyeceğiz.
All otherhostage evacuation protocols as standard.
Bunun dışında, iyi biri.
But besides that, she's okay.
Niye beni bunun dışında tutmuyorsun?
Why don't you leave me out of this?
Orson'ı bunun dışında tut.
You leave Orson out of this.
- Belki de bunun dışında kalmalısın.
- Maybe you should sit this one out
Üzerinde hiç parmak izi yok.Aslında, bunun dışında araç tamamen temiz.
There's no prints on it. In fact, the whole vehicle's clean, except for this.
Hayır, onu bunun dışında bırakacağız.
No, we'll leave him out of this one.
Bunun dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Aside from that, I don't know anything about you.
Bunun dışında herhangi bir şey!
Anything but this!
Çünkü onlar, kendilerine karşı çıkan hiç kimseye acımazlar, siz de bunun dışında değilsiniz. Bunu anladınız mı?
For they are ruthless to anyone, anyone who crosses them, and you are no exception!
Bunun dışında, kalıntıları laboratuara götürmeden bir şey söyleyemem.
Otherwise, I can't tell anything until we get the remains back to the lab. All right, you know what?
Eşimi bunun dışında bırak.
Keep my wife out of it!
- Onu bunun dışında tut.
- Leave her out of it.
Sadece beni bunun dışında tut, tamam mı?
Just leave me out of it, all right?
Bunun dışında pek emin değilim.
Beyond that I'm not sure.
Doğru, ama bunun dışında, onu bulucaz.
That's right, but if it's out there, we'll find it.
Bunun dışında, hala seni istiyorum, ama o da benim kocam.
And even though I still want you, he's my husband.
Bunun dışında, o bir topçu.
Besides that, well, he's a mortar man,
Ve senin bunun dışında kaldığını görmeyi hiç istemem.
And I would hate to see you stuck... on the outside.
- Bunun dışında...
- Without...
- Bunun dışında hiçbir çantaya bakılmadığı zaman.
- Without at any time looking at either briefcase.
Bunun dışında herşeyi bırak.
You put e everything else on hold.
Bunun dışında vücudunda ilginç bir durum yok.
Other than that, there is nothing interesting about the body.
Bunun dışında her şey yolunda.
Otherwise, all's well.
Bunun dışında bütün gün evdedir.
Otherwise he's home all day.
- Eğer bulduysanız, umarım benim ismimi bunun dışında tutarsınız.
- If you did, I hope you keep my name out of it...
Benim bunun doğru olmasını istemememin dışında.
Except that I don't want it to be true.
Şarkı söylemek dışında hiçbir şeyde iyi olmadığım için, eğer şarkı söyleyemezsem bunun hiçbir şeyde iyi olmayacağım anlamına gelmediğini gösterdiğin için.
I just wanted to say thank you... for showing me that... just because I'm not good at anything other than singing... doesn't mean I'm not any good if I can't sing.
Ama bunun yerine adamı ve bütün ailesini kılıçtan geçirdi. Benim emrim dışında.
Instead he slaughtered the man and his entire fucking family, against command.
Nikahı berbat etmek dışında ne amacı olabilir ki bunun?
What would even be the point of that, except to mess up the wedding?
Sorun açıkça düşündüğümüzden de gittikçe büyüyor. Bunun arkasında bazı dış güçlerin olduğundan şüpheleniyorum.
The problem has clearly grown much larger than we thought, and I suspect some external force helped it along.
- Neden bunun benim bilgim dışında
- Why is exactly why you cannot know...
- ortasındayım ve buna zarar verecek... - Neden bunun benim bilgim dışında
Here I am in the middle of a campaign, and I wanna know.
Pilsen bölgesinde polislik yaparken, bunun gibi bir çok olayla karşılaştım. Ama Kajinek davası, bütün o olayların arasında, en karışık olanıdır.
Back then I kind of oversaw the police in the Pilsen region and Kajinek's case was one of those cases full of discrepancies.
Boşluk'tayken Daleklerden çaldıklarını söyleyebilirim. Doktor hakkında bilmek isteyebileceğin her şey bunun içinde.
Stolen from the Daleks inside The Void, I'd say, but it's everything you could want to know about The Doctor.
Kuyunun dışına doğru giden bu tünele keriz deniyor. Bu bölgede bunun gibi birçok yapı var. Yekpare kayadan oyulmuş bu yapılar çölün altında birikmiş olan yeraltı suyunu depolama amaçlıdırlar.
This tunnel leading off the shaft is called a qanat. hacked out of solid rock to capture ground water that's stored deep below the desert.
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun anlamı ne 159