Yarın paris перевод на английский
161 параллельный перевод
Yarın Paris'e gitmem gerek.
Got to go to Paris tomorrow.
Yarın Paris'e dönersem ertesi sabah.
If I get back to Paris tomorrow, the next morning.
Yarın Paris'te olmayı umuyorlarmış.
They say they expect to be in Paris tomorrow.
İsterseniz hemen yarın Paris'in en güzel kadınları, adınızı duyduklarında dudaklarını ısırırlar.
Tomorrow, if you wish, the most feted beauties will bite their lips bloody hearing your name.
Yarın Paris'e gidecek misin?
Will you go to Paris tomorrow?
Yarın Paris vapurunda olacaksın.
Tomorrow, you'll be on the boat to Paris.
Bak, yarın Paris'teki son günüm.
Look, tomorrow is my last day in Paris.
Gece treniyle yarın Paris'e varabiliriz.
We can go to Paris tomorrow on the night train.
- Ne? Yarın Paris'e ilk tren saat kaçta?
What time is the first train to Paris tomorrow?
Ben yarın Paris'e trenle döneceğim.
I'II take a train to Paris in the morning.
Yarın Paris'te olacağım.
Well, I'll be in Paris tomorrow.
Yarın Paris'ten ayrılıyorum.
- I'll buy it. I'm off the Paris tomorrow.
Yarın Paris'e gitmeliyim.
I must get to Paris by tomorrow.
Yarın Paris'te konserim var.
I play in Paris tomorrow.
Yarın Paris'e hareket ediyoruz.
We'll leave for Paris tomorrow.
Hepimiz yarın Paris'e dönüyoruz.
All going back to Paris tomorrow.
Çok şükür ki yarın Paris'e gidiyorum.
Thank God we're off to Paris tomorrow.
Yarın Paris'e dönüyoruz.
We return to Paris tomorrow.
Yarın Paris'te olmam gerekiyor.
I have to be in Paris tomorrow.
Sözün özü, yarın Paris'e gidiyorum, son kararım.
Anyway, I'm going to Paris tomorrow and that's final.
Yarın Paris'e dönüyorum.
I'm going back to Paris tomorrow.
Peşimde Fransa'nın tüm polisleriyle birlikte Paris'in yarısını koşarak geldim...
I've run halfway across Paris... with all the police in France on my trail.
Yarın dedemin vasiyetini hazırlayan avukatı görmek için Paris'e gidiyorum.
I'm leaving for Paris tomorrow to see the lawyer who made my grandfather's will.
Paris'teki tüm bezleri toplasan bile buradaki deliklerin yarısını kapatamazsın.
It would take all the rags in Paris to stuff half its holes.
İlk yapılacak şey bu. İkincisi, Paris'e gelirseniz, varlıklarımızın birleştirilmesi daha önce teklif etmiş olduğum ittifak içinde bir kaç gün sonra en az yarım milyon Frangınız olacağını garanti ederim.
The second is if you will come to paris, if you will consider then the pooling of resources, the alliance that i have already proposed to you, i can definitely guarantee that in a very few days you will have at least a half a million french francs.
Gine de çıkacağım. Ama uyarıyorum, beni Paris'e çağırmanızın doyurucu bir sebebini alamazsam yarım milyon Frank olsa da olmasa da ilk trenle gidiyorum.
Just the same, i will, but let me warn you, unless i have this evening a satisfactory explanation for your asking me to come to paris, i shall, half a million francs or no half a million francs,
Gene de eğer hoşuna gidecekse seni mutlu edecekse yarın bütün Paris, seni delice sevdiğimi öğrenir.
However, if you like, if it makes you happy, tomorrow all Paris will know I'm mad about you.
Yarın sabah 8 : 15 treniyle Paris'e gidiyor.
He's leaving for Paris by the 8.15 train.
Ne içinde kaldıkları hapishanenin kapısının kapanışını ne de yarının kurbanlarını bir araya getirmek için akşamüstü kırlara doğru yola çıkacak Paris-Villette trenini duyacaklar.
They will not listen to the closing of the doors of its prison, nor the train from Villette to Paris, that starts off after the dusk in order to gather the following victims.
Paris'e gelmek için dünyanın yarısını dolaştık, şimdi şu olana bak.
Next. Halfway around the world from Paris, and - - and now this happens.
Aslına bakarsanız, Louis Bernard, Paris'li büyük alıcı bizi yarın pazaryerine götürecekti.
As a matter of fact, Louis Bernard, the big buyer from Paris, was going to take us to the marketplace tomorrow. Yeah.
Paris'ten yarın öğleden sonra döneceğim.
I'll be back from Paris tomorrow afternoon.
Yarın sabah 11'de Paris'ten verdiğim haberleri kaçırma.
Just catch my broadcast, tomorrow morning, 11 : 00, from Paris.
Yarın ise Paris'te olacaklar.
Tomorrow they will be in Paris.
Yarın bir beyefendiyi Paris'ten götürmem için 10.000 frank ödeyeceklerdi.
I was promised 10,000 francs to drive a gentleman out of Paris tomorrow.
Yarın onunla Paris'te görüşeceğim.
I'll be seeing her tomorrow in Paris.
Yarın akşam Paris'te oluruz.
We'll be there tomorrow night.
Yalnızca bir gün kalabilirim, yarın da Paris'e gideceğim ama daha sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
I'm only stopping one day, tomorrow I'll be in Paris and I do not know what then.
Yarın gece Paris Club belki.
Maybe the Paris Club tomorrow night.
" Londra-Paris hava yarışını bir Alman subayı... kazansın.
" that a German officer wins the - the London-Paris air race.
Paris'teki Fransız Direnişinin lideri Albay Rol tarafından şehrin yarısını ele geçirdiğimizi size söylemek için gönderildim.
I've been sent by Colonel Rol, the head of the French Resistance for Paris, to tell you that we have seized half of the city.
Hemen Paris'e gitmelisiniz yarın.
You must begin your drive on Paris... tomorrow.
14 Şubat 1929... Siyah şişelerin, 6 gün süren bisiklet yarışlarının bayrak direğine oturmanın moda olduğu ve Paris'ten New York'a ilk uçak seferlerinin yapıldığı yıl.
February 14, 1929... the year of the black bottle, six-day bicycle races... flagpole sitting, and the first flight from Paris to New York.
Yarın S.A.S. ile Paris'e gidecek Fransız kimyagerleriz.
We are french chemists leaving tomorrow for Paris on SAS.
Yarın gece Paris e uçmak zorundayım...
I have to go to Paris tomorrow night.
Yarın sabah 11'de Paris'te olmalıyım.
I must be in Paris tomorrow at 11 : 00
Yarın öğleden sonra Paris'e gidiyoruz.
We're leaving for Paris tomorrow.
Motosikletlerinin sepetinde Paris'in yarısını havaya uçuracak kadar patlayıcı ( TNT ) varmış
There was enough TNT in the sidecars to blow up half of Paris.
Benny Lambert'ı Paris'te yarın göreceğim.
I see Benny Lambert in Paris tomorrow.
Paris'e giden ilk arabayı bekleyin, yarın evde olursunuz.
Wait for the first coach to Paris and tomorrow you're at home.
Bu öğleden sonra Paris'te olmak zorundayım. Yarın trenle döneceğim.
I have to be in Paris this afternoon, I'll come back by train tomorrow.
paris 2417
paris mi 33
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın sabah 8 21
yarın konuşuruz 62
paris mi 33
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın sabah 8 21
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gece 101
yarın olmaz 23
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gece 101
yarın olmaz 23