Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Aklım karıştı

Aklım karıştı перевод на французский

515 параллельный перевод
Aklım karıştı, utandım.
J'étais bouleversée. J'avais honte.
Jack, aklım karıştı.
- Jack, je suis perdu.
Hikâyeleriniz de çok tutarsız. Aklım karıştı.
Vos conseils varient, je suis confuse.
Şey, bunları yapmak için yeteri kadar zeki değilimdir, Ama belki bir süre Fransa'da görev yapsam, Sizin nazik yardımlarınızla öğrenebilirdim. Ama aklım karıştı.
Je ne suis pas assez malin pour faire ça, mais si je reste quelque temps, j'apprendrai peut-être avec votre aide.
Şimdi iyice aklım karıştı.
Je suis en pleine confusion.
Aklım karıştı ve korkuyorum.
Je ne comprends rien et j'ai peur.
Gazeteleri görünce aklım karıştı. Çünkü evvelki gün benim dükkânda telefon etmeye gittiğinde yan pencereden bir bakayım dedim. Acaba yanında bir hanım var mı diye?
J'ai été surprise par ce que j'ai lu dans la presse parce que pendant que vous téléphoniez, l'autre jour à la boutique, j'ai été voir si quelqu'un vous accompagnait.
- Affedin, aklım karıştı.
Je ne comprends pas... Moi non plus.
Aklım karıştı.
Mon esprit est troublé.
Benim de aklım karıştı.
Je m'embrouille tout seul.
Aklım karıştı.
Bon, attendez, Je m'embrouille,
Aklım karıştı.
Je suis perplexe.
Aklım karıştı.
Cristi... je suis toute perdue dans ma tête...
Belki çalışmalarım biraz karışıktı... ve onun aklı karıştı.
Mes instructions étaient peut-être un peu compliquées... au point de le déconcerter.
Aklım çok karıştı.
Je suis si émue...
Aklımı karıştırıyorsunuz!
Vous me rendez fou!
Hikayen aklımı karıştırmıştı, belki de içkidendi.
Votre histoire m'a embrouillé. Ou alors, c'était l'alcool.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Ne comptez pas qu'on vous ramène celui qui a tué Larry Kinkaid... pour qu'après vos petites procédures de six mois... on le voit relâché parce que Davies dit que c'est pas un mauvais bougre.
Aklım çok karışmıştı, korkmuştum, hiçbir şey yapamayacak durumdaydım. Oda karanlıktı.
J'étais troublé, horrifié, incapable de quoi que ce soit.
- Aklım karışmıştı...
- J'étais perdu.
Sizinle konuşuyorum ama aklımdan : " Karımın St.Louis'te ne işi var?
Je vous parle, mais je pense : " Que fait ma femme à St. Louis?
İç çamaşırlarımı karıştırırken aklıma bir fikir geldi.
Il m'est venu une idée en me déshabillant Et voilà l'astuce :
Aklımı karıştıran, bir fotoğraftan nasıl böyle ince ayrıntı yakalabiliyorsun?
Ce qui me tracasse c'est comment vous avez pu reconstitué tous les moindres détails à partir d'une photo.
Aklım çok karışmıştı. Artık bunları konuşmayalım.
Ne continue pas.
Önce adamın aklını karıştırdın sonra da yardım edeceğini söyledin.
D'abord vous le harcelez, puis vous dites que vous l'aiderez.
Aklımı karıştırıyorsun.
Je ne comprends plus.
- Aklım çok karıştı.
C'est déconcertant.
Bu büyük W aklımı karıştırdı.
Ce qui me tracasse, c'est ce grand W.
Aklımı karıştırdın yine.
Encore un problème zen.
Aklın mı karıştı?
Confuse?
Belki de yüzümden dolayı aklım karışmıştır.
Ce doit être cette histoire de changement de tête...
Aklımı karıştırmalarına izin vermemem gerekirdi. Beni korkutmalarına.
Je n'aurais pas dû les laisser m'embrouiller.
Benim aklımı karıştırmağa çalışıyorsunuz.
Vous essayez de m'embrouiller.
Birden aklım karıştı, Madam la Markiz.
Je suis confus, madame la Marquise.
- Geçen gün evinizde, merdivenden inip çıkarken konuştuklarımızdan bir şey aklıma takıldı uyumaya çalıştıkça kafamı karıştırıp beni uyutmayan bir şey.
Quand j'étais chez vous l'autre jour, sur l'escabeau, j'ai eu une idée. Elle m'a empêché de dormir toute la nuit.
Aklım tümden karıştı.
Mon esprit est confondus :
Aklım karışmıştı. Aklım karışıktı. Ona karşı nazik olmadığım düşüncesi her nasılsa kesin olarak peşimi bırakmıyordu.
Hanté par l'idée que je m'étais mal comporté avec elle.
Sanırım biraz aklın karıştı. Ben sadece binbaşıyım.
Vous faites une confusion, je ne suis que commandant.
Aklımı karıştıran tüm duyguları ifade edemedim... Ama bu gece eve gidince hepsini yazacağım.
.... je ne pouvais pas exprimer toutes les sensations qui affluaient.mais ce soir, chez moi, je les écrirai toutes.
Biliyor musun, aklımı karıştırıyorsun.
Tu me fais perdre la tête.
Evren hakkındaki fikirlerimiz aklımızı karıştırmakta.
La contemplation du cosmos exalte.
Kalkülüsü bu kitaptan evde çalışarak öğrendim. Konuları babama anlatmaya çalıştım. Babam başını okumaya başladı, ama sonra aklının karıştığını söyleyip bırakırdı.
Donc je l'ai ramené à la maison et j'ai appris l'analyse avec et j'ai essayé de l'expliquer à mon père et il a commencé à lire le début et l'a trouvé confus, et ça m'a vraiment ennuyé, un peu.
Bay Hardin, yine aklımı karıştırdınız.
Désolée, M. Hardin. Je ne vous suis pas.
- Adrienne, aklımı karıştırma.
- Ne m'embrouille pas.
Böyle güzel bir kadının anne olması aklımı karıştırıyor.
Je m'y perds quand une belle femme devient une maman.
Aklımı bu kadar karıştıran bir şeyim olmamıştı hiç.
Nulle chose ne m'avait rendu aussi perplexe.
( Çavuş Dedektif Ricardo Tubbs ) Bu tamamen aklımızı karıştırıyor komuta zincirine bir bakalım.
C'est dingue, regardez ça :
İyice aklımı karıştırdın.
Tu m'embrouilles les idées!
Eileen, dün gece evine gittim ve adamın biri telefonda aslında insan olmayan insanlardan bahsederek aklımı karıştırdı.
Je suis allée à ton appartement hier soir, et il y a un gars au téléphone qui m'a dit des choses bizarres à propos de gens qui ne sont pas vraiment des gens?
Şimdi aklımı iyice karıştırmaya başladın işte!
Tu as décidé de me troubler totalement!
Normal olarak sizi ve gemilerinizi yok ederdim. - Ama bir şey aklımı karıştırdı.
Notre position est la même qu'au départ de cette course de bobsleigh.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]