Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Aklıma gelmişken

Aklıma gelmişken перевод на французский

615 параллельный перевод
Aklıma gelmişken Marie St. Clair'den haber var mı?
"Au fait, qu'est devenue Marie St. Clair?"
Aklıma gelmişken, benim küçük güzel kızım nerede?
En passant, où est ma petite beauté?
Lakin, hazır aklıma gelmişken ; hep kolay sinirlenirdi.
Il faut dire qu'elle était colérique.
Aklıma gelmişken... Kapat gözlerini Violet. Haydi, kapat.
Au fait... ferme les yeux, Violette.
Aklıma gelmişken.
Tu sais.
Aklıma gelmişken, Kent'in işini sen devralacaksın.
Tu vas reprendre le travail de Kent.
Aklıma gelmişken, taşındığında rengini değiştir.
Repeins-la en arrivant.
Aklıma gelmişken söyleyeyim, odalarımız rezil durumda ekselansları.
Nos chambres sont déplorables!
Aklıma gelmişken, uzunca bir süre kalmaya gelmiş biriyle tanışmanı istiyorum.
Au fait, je veux vous présenter quelqu'un qui a l'intention de s'établir ici.
Aklıma gelmişken karımı göremedim.
À ce sujet, je dois rejoindre la mienne.
Aklıma gelmişken, bu akşam kimlerle dışarı çıkıyoruz?
A propos, avec qui sortons-nous? Ma mère.
Evet, aklıma gelmişken...
Oh, oui. Dites donc, ça me fait penser.
Aklıma gelmişken, bu iş büfede çalışmayı da kapsamakta.
Au fait, ce poste vous amènerait à travailler en partie à la buvette.
Aklıma gelmişken, doğanın ikizleri fiziksel veya zihinsel olarak cezalandırması inancı bir temele dayanıyor mu? Hayır.
Faut-il accorder crédit à la croyance populaire selon laquelle les jumeaux sont physiquement ou mentalement handicapés par la nature?
Aklıma gelmişken, sizler nasıl hissediyorsunuz?
Au fait... comment allez-vous, toutes?
Oh, doğru. Aklıma gelmişken.
- Ah oui, la réunion des locataires.
Aklıma gelmişken, o yaşlardayken ben de yatağımı ıslatırdım.
Moi aussi, à son âge, je faisais pipi au lit.
Aklıma gelmişken...
D'ailleurs...
Aklıma gelmişken üç gün önce kliniğine Matsunaga adında biri geldi mi?
Au fait... Un certain Matsunaga serait-il passé chez toi?
Aklıma gelmişken, kendisi Somiya'nın kızı olur.
C'est la fille de Somiya.
Aklıma gelmişken... prova sırasında o kadar taşkın olmamanı dilerdim.
Incidemment, ne soyez pas aussi démonstrative, aux répétitions.
Aklıma gelmişken, Club Regal'i talan etmişler. - Orası Doll'un çalıştığı yer değil miydi?
Ils ont fermé la boîte où Dolly travaillait.
- Tamam, tamam. - Aklıma gelmişken, sormadan para dağıttığından...
Je suis toujours la rabat-joie!
Aklıma gelmişken Doris Nellie polisin seni aradığını söyledi mi?
Nellie vous a dit que la police vous cherche?
"Bir numaralı arabayla, Koko Head yakınlarındaydık." Aklıma gelmişken, orası sınırın 8 km dışındadır. " Denizcilerin yarattığı bir kargaşa dikkatimizi çekti.
" En patrouille près de Koko Head... à 8 km des limites... nous fûmes attirés par le bruit d'une rixe.
Aklıma gelmişken, Bay Emery orada mı?
M. Emery serait-il là?
Aklıma gelmişken, Rassendyll onca zaman prensesle ne yapıyordunuz?
Que faisiez-vous donc seul avec la Princesse?
Aklıma gelmişken kraliyet kanı mavi değil kırmızıdır.
Le sang royal n'est pas bleu mais rouge.
Ha aklıma gelmişken, Meksikalılar halata "CUERDA" diyorlar.
Au fait, une corde, c'est "cuerda", en mexicain.
Aklıma gelmişken bu makinedeki yağ soğutucu dün söyleyecektim değiştirseniz iyi olur.
Parfait. A propos, le refroidisseur à huile... J'ai oublié de vous dire de le changer.
Aklıma gelmişken, haydi Kabuki Tiyatrosuna gidelim!
Au fait, nous sommes attendus Au théâtre Kabuki! Allons-y tous ensemble.
E, bu arada aklıma gelmişken...
Et par hasard...
Aklıma gelmişken, su iyi. Neden dalmıyorsun?
Pourquoi ne ferais-tu pas aussi le plongeon?
Aklıma gelmişken, bu mankenler nerde yapıldı?
A propos... où trouve-t-on ces mannequins?
- Aklıma gelmişken, Trixie kim?
- Au fait, qui est Trixie?
Aklıma gelmişken, o... John çok muhteşem bir adam.
D'ailleurs, c'est un type sacrément bien, ce John.
Aklıma gelmişken, bu beyaz gömlek.
Au fait, cette chemise blanche.
Aklıma gelmişken... bu artık senin.
C'est à toi maintenant. J'en ai fini pour de bon comme homme de loi.
Aklıma gelmişken, seninle buraya geldiğimi bilmemeli.
Il ne faut pas lui dire que je suis venue ici. Ne dites rien.
Aklıma gelmişken, bana bir iyilik yapmak istermisin?
Oublions cette histoire pour l'instant.
Aklıma gelmişken, Tennessee Williams oyunu ile alakalı yenilikler nelerdir?
Comment se présente la nouvelle pièce de Tennessee Williams?
Aklıma gelmişken, Michelin rehberimi hala bulamadım.
À propos, ça me fait penser que j'ai pas retrouvé mon guide Michelin.
Oh, hayır, hayır... Aklıma gelmişken, burada eğlenmek için neler yaparsınız?
Quelles sont vos distractions par ici?
Aklıma gelmişken geçen gün seninle girdiğimiz iddiayı hatırlıyor musun? Hangisini? Köpek yarışlarındakini.
Tu te rappelles notre pari de l'autre jour?
Aklıma gelmişken M. Hall'da değil miydin sen?
- Vous étiez à Milden Hall?
Aklıma gelmişken, Üstad neden hiç burada değil?
Au fait, pourquoi le maître ne s'en fait pas plus.
- Aklıma gelmişken, onu aradın mı?
- Vous lui avez téléphoné?
Çok kabasınız. Aklıma gelmişken, Mama teklifime cevap vermedi.
Mama n'a toujours pas donné de réponse pour le bar.
Aklıma gelmişken, sen gelmeden önce annen bir şeyler haykırıyordu. Mark'ın fotoğrafını çekişiyle ilgili.
Tout à l'heure, votre mère protestait... parce que Mark l'avait photographiée.
Aklıma gelmişken, telif hakları konusunda yayınevine gerekli bilgiyi verdim.
Pour les droits, j'ai laissé des instructions à l'éditeur.
Aklıma gelmişken diktafona talimatları bıraktım.
Mes instructions sont sur le dictaphone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]