Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bir daha düşündüm de

Bir daha düşündüm de перевод на французский

416 параллельный перевод
Bir daha düşündüm de yarış arabalarına gidelim.
Antoine, j'ai réfléchi, nous allons au karting.
Bir daha düşündüm de, benim sandaletim hala çok iyi durumda.
Les miennes sont encore en bon état.
Bir daha düşündüm de, işimizi şansa bırakmayalım.
A la réflexion, on ne peut prendre de chances.
Bir daha düşündüm de, açık olmadıkları daha iyi.
Mais peut-être ne vaut-il mieux pas?
Bir daha düşündüm de, burada bırak.
Réflexion faite, laissez le où il est.
Bir daha düşündüm de, belki böylesi daha iyi.
D'un autre côté...
Bir daha düşündüm de, neden bir süre daha ağırdan almıyoruz?
A bien y réfléchir, on devrait se la jouer cool.
Bir daha düşündüm de, bir süre daha bar'da kalayım.
Après réflexion, je vais rester derrière le bar.
Bir daha düşündüm de, çıkar.
Non, enlevez-la, plutôt.
Bir daha düşündüm de...
- Tout compte fait...
Bir daha düşündüm de, sen sür!
Tout bien réfléchi, foncez!
Bir daha düşündüm de...
Réflexion faite...
Bir daha düşündüm de, bunu kabul edemem.
A la réflexion, je ne puis l'accepter.
Baksana dostum bir daha düşündüm de bundan sana ne?
Aux dernières infos, notre bizness, tu t'en tapais. Va donc dehors, mec,
Bir daha düşündüm de...
A la réflexion...
1 / 2 Dönüm 250 Dolar. Ülkenin aynı kısmındanız - daha önce bir araya geldiğimizi düşündüm.
Vous êtes de la même région - J'ai pensé que vous vous connaissiez peut-être. "
Gemide tanıştığımızda şöyle düşündüm... 50 milyonluk mirasımın peşinde bir avcı daha işte.
D'abord, sur le bateau, je me suis dit : "Encore un coureur de dot qui a flairé 50 millions."
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
A y réfléchir, je suis sûr que c'est une fille bien, intègre, honnête, une grande âme.
Önemli bir şey değil ancak bunun hakkında seninle konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Rien de grave, mais il faut en parler.
Düşündüm de yeni bir bacak alıp yaralarım iyileşene dek beklese daha iyi olur.
Je pensais attendre d'avoir ma nouvelle jambe et d'être guéri.
Bir kez daha düşündüm de iniş takımlarım eskisi gibi değil.
Ma tenue de parachutiste n'est plus ce qu'elle était.
Evin satılacağını duyar duymaz bir yabancıya gideceğine benim almamın daha doğru olacağını düşündüm. - Gelini kucağına alıp eşikten geçirmek adettendir ama bir defalık yapılmazsa dünyanın sonu gelmez. - İzninle.
Quand j'ai entendu parler des enchères, j'ai préféré l'acheter plutôt que de la laisser à un étranger.
Müfettiş, düşündüm de bir daha buralara gelme fırsatımız olmayabilir.
Inspecteur, vous savez, il n'y aura peut-être pas d'autre occasion.
Bu yüzden ben de ona gerçek bir ziyafet sunmak için markete bir şeyler almaya gitmiştim. Bunun, onu daha iyi hissettireceğini düşündüm.
Je voulais lui faire un bon petit repas pour la remonter.
Yurt dışında olduğum süre boyunca, bir daha lokomotif çalıştırmaya geri dönersem dünyanın en mutlu erkeği olacağımı düşündüm.
Quand j'étais là-bas, je pensais que de retrouver ma locomotive ferait de moi le plus heureux des hommes.
Ben de direkt sorarsam daha hızlı bir cevap alırım diye düşündüm.
Je devais donc être direct.
O geceyle ilgili hafızasını kaybettiğinde bunun Tanrı'nın merhametinin bir işareti olduğunu düşündüm. Her şeyi değiştirmek için bana bir şans daha verildiğini düşündüm. Her şeyin ona uygun olabilmesi için.
J'ai cru, quand elle a oublié cette nuit-là que Dieu m'avait pardonnée, qu'une chance m'était donnée... de réparer... de me rattraper.
Witley adının bir kez daha bir anlam ifade edeceğini ve Corbin'in günahlarının bedelinin ödeneceğini düşündüm.
Je voulais redonner au nom Witley sa grandeur passée. Les écarts de Corbin auraient été oubliés.
Böyle bir zamanda birisinin bir şeyler yapmasının daha iyi olacağını düşündüm.
Pour l'instant, je pense que c'est Mieux de faire quelque chose.
Ondan bir daha hiç bahsetmedi,... ben de ilişkisi kötü bitti diye düşündüm.
Elle n'a plus jamais parlé de lui. Alors j'ai supposé que ça s'était mal fini, vous comprenez?
tamam gördüğüm küçük birkaç ölümü kabul edeceğim, ama, ben bir atı vurmanın daha kibar olduğunu düşündüm.
Shorty a tué quelques chevaux. Mais vaut mieux abattre un cheval, que de le monter jusqu'à ce qu'il crève.
Böylece saçtan bez parçasına ulaştım ve daha sonra düşündüm, şey, belki bu tören atışından bir kalıntı.
Alors, avec le poil et ce bout de tissu, j'ai pensé que c'était le cérémonial de tir.
Bir kez daha düşündüm de, iddiaya varım.
Mais tout compte fait, je prends le pari.
Seçimler yaklaşırken bunun daha iyi bir taktik olacağını düşündüm.
C'est de meilleure politique.
Ama iki tarlamı daha yeni biçtim. Düşündüm ki, eğer bir iki uygun zenci alırsam belki de birkaç dönüm tütün ekebilirim.
Mais avec mes 2 nouveaux champs... si je pouvais trouver deux nègres bien costauds... je pourrais cultiver le tabac, en plus du maïs et des haricots.
O yüzden ben de, yukarıda daha iyi para alacağı bir iş yapacağını düşündüm ve ona bakıp güldüm.
Cela me fit penser qu'elle voulait accomplir un travail mieux payé et ensommeillée, je lui souris.
Daha önce söylediğin bir şeyi düşündüm, pazarlık edecek bir şey meselesini.
Je pensais à ce que tu as dit, le fait de pouvoir mieux négocier.
Bir rüyaya çok benziyordu, MacGyver. Düşündüm de daha geçen akşam buradaydım ve o güzel elbiseyi giymiştim.
C'était comme un rêve, MacGyver, de penser que l'autre soir j'étais ici, portant cette robe magnifique,
Bay B, bu Fransa yolculuğunu bir daha düşündüm de, böyle görünüp, böyle kokunca benim de başarı şansım çok olmayacak.
M'sieur B, en y pensant... j'hésite à faire ce voyage. Pourquoi?
Atılgan'da yapılacak bir görevin benim için daha avantajlı olacağını düşündüm. Kaptan, okumalar sondanın bulduklarıyla uyuşuyor.
Les déflecteurs sont frappés par d'énormes salves de rayons X.
Her şeyi yeniden düşündüm ve sana bir şans daha vermeye karar verdim.
J'ai réfléchi et j'ai décidé de te donner une autre chance.
Bir daha düşündüm de, ben burada kalacağım.
Non, finalement, je vais rester ici.
Daha iyi bir şey yapmam gerektiğini düşündüm.
Pour faire autre chose de ma vie.
Yaşı tutmayan kızları istemişti ama önce bir düşündüm. Hayır, bu herif daha iriydi, yaklaşık 1.93 boyunda. Sanki boksörmüş gibi burnu kırıktı.
J'ai eu un rendez-vous avec un type de chez vous, mais il faisait 1,90 m, le nez cassé, comme s'il était boxeur.
Seni bir daha asla göremeyeceğimi düşündüm, sen hayatımın dışındaydın.
Je pensais t'avoir quitté à jamais, t'avoir chassé de ma vie.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
Puisque j'espère qu'elle se spécialisera en cardiologie, j'ai pensé qu'une réunion de famille était la meilleure façon de célébrer.
.. seni bir daha görememeyi düşündüm.
Et à la pensée de ne plus être avec toi... Je t'aime.
Bir süre çevrede dolaşacağımızı düşündüm ve çenemi biraz daha fazla kapatmalıyım.
Désolé de ne pas m'être endimanché.
Buraya ilk geldiğimde kelepçenin daha iyi bir işkence olduğunu düşündüm. hapsimizi daha da zorlaştırmak için.
En arrivant, je pensais que la pince était un instrument de torture sophistiqué destiné à rendre notre séjour en prison encore plus pénible.
O anda, hayatımda ki en mutlu günün o gün olduğunu düşündüm... ama bir sonra ki gün, bir öncekinden daha iyi oldu.
A l'époque, je croyais que c'était le jour le plus heureux de toute ma vie, mais chaque jour, tu me rends de plus en plus heureux.
Düşündüm ki bu sefer daha entelektüel bir derse girersem final sınavı daha acısız olabilir.
J'ai eu envie de prendre un truc un peu plus intello... avec un examen final moins douloureux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]