Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bunun

Bunun перевод на французский

141,985 параллельный перевод
Daha önce bunun gibi bir şey görmüş müydün?
Tu as déjà vu quelque chose comme ça avant?
Bunun için donanımlı olmadığını söyledim Blink Drive'ın hazır olmadığını söyledim!
Je vous ai dit que nous n'étions pas été équipés pour ça. Je vous ai dit que le Blink Drive n'était pas prêt!
Ama sende özel bir şey var sende bir kıvılcım var ve ben bunun boşa gittiğini görmekten nefret ediyorum.
Mais toi... tu as quelque chose de spécial Tu... tu as l'étincelle. Et je... je déteste voir ça gâché.
Belki, ama burasıyla laboratuvar arasında bunun gibi üç set daha var.
Peut-être. Mais il y a encore trois ensembles comme celui-ci entre ici et le labo.
Bunun pek çok sebebi olabileceği gibi en olası olanı herkesi öldürmüş olmanız.
Bien entendu, plusieurs raisons pourraient l'expliquer, mais la plus évidente, est que vous ayez tué tout le monde.
Bunun için ölebilir misin?
Vous voulez mourir pour ça?
Bunun yeterli olduğunu daha ne kadar düşünüeceğiz?
Combien de temps à prétendre que ça suffit?
Bunun olabileceğini görebilen tek kişi bendim.
J'étais le seul qui l'avais vu venir.
İlk başta bunun bir şaka olduğunu düşündüler, sonra onlara fotoğrafları gösterdim.
Ils ont pensé d'abord à une plaisanterie jusqu'à ce que je montre les photos.
Bunun uzay zaman düzleminde çok büyük bir deliğe sebep olacağını... içinde çok büyük bir patlayıcı güç bulunacağını... ve yüz metre çaptaki herkesi öldüreceğini düşünüyorum.
Nous créerons une brèche dans le continuum qui aura une force explosive, elle tuera tout le monde dans un rayon de 160 km.
Sence bunun olmasını istiyor muyum?
Vous pensez que je veux tout ça?
Bunun anlamı ne?
Alors quoi?
Bunun gerçekten kolay olacağını düşünmedin, değil mi?
Vous ne pensiez pas que ce serait facile, si?
- Bunun için ne kadar sıkı çalıştığını... biliyorum, ve üzgünüm.
Je sais combien tu as travaillé là-dessus, et je suis désolée.
Bunun yerine, gelip rica ettim.
J'ai préféré te le demander. Oui.
Daha değil. Benimle gelip diğerlerine bunun bir hata olduğu açıklamak ister misin?
Vous voulez venir pour les convaincre que c'est une erreur?
Çok normal, bunun ne kadar tuhaf geleceğini anlayabiliyorum.
Pas de souci. Je conçois que ça puisse paraître étrange.
Bunun bir yanlış anlaşılma olduğundan eminim.
Je suis sûr que c'est un malentendu.
Bunun bir anlam ifade etmesi mi gerekiyor?
C'est censé évoquer un truc?
- Bunun bir adı da var Oslo sendromu ya da onun gibi bir şey.
Il y a un nom pour ça. Comme syndrome d'Oslo, - ou un truc du genre.
Millet, bunun düşündüğümüz şey olup olmadığını anlamalıyız.
Les amis, on doit découvrir si c'est réellement ce qu'on croit.
Cihazın peşinden gitmeyi anlıyorum ama bunun için hayatımızı tehlikeye atmak!
Mais risquer nos vies pour régler des comptes? Que proposes-tu?
Bunun için donanımlı olmadığını söyledim Blink Drive'ın hazır olmadığını söyledim!
Je vous ai dit que le Blink Drive n'était pas prêt! Attention à votre ton, Docteur.
Hiç şaşırmadım. Bunun pek çok sebebi olabileceği gibi en olası olanı herkesi öldürmüş olmanız.
Bien entendu, plusieurs raisons pourraient l'expliquer, mais la plus évidente, est que vous ayez tué tout le monde.
Ama birisi bunun bedelini ödeyecek.
Mais quelqu'un... Quelqu'un doit payer.
Onları bunun en iyi seçenekleri olduğuna ikna edebilirim.
Je suis sûr de les convaincre - que c'est leur meilleur choix.
Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
Pas sûr que ce soit une bonne chose.
Ama bunun için bana ihtiyacınız yok.
Mais tu n'as pas besoin de moi.
Mikkei Birliği şu ana kadar bunun dışında kalmayı başardı.
L'organisation Mikkei a réussi à rester en dehors de ça.
Gerçekten Ferrous'un bunun gerçekleşmesine izin vereceğini mi düşünüyorsun?
Vous pensez vraiment que "Ferrous" laissera cela arriver?
Daha önce başladığım gibi... bağlantı teorik olarak mümkün... ama bunun gibi bir fonksiyon... bu geminin orijinal dizaynının bir parçası değildi.
Comme je l'ai déclaré plus tôt, théoriquement la connexion est possible, mais une telle fonction ne faisait pas partie de la conception originale du navire
Bunun yerinde bir cevap olacağını düşünmüştüm.
J'ai pensé que c'était une réponse appropriée.
Bak, bunun bir gün olma şansı olduğunu biliyorduk, ancak Android hazırlıklıydı.
Écoute, on savait qu'il y aurait une chance pour que ça arrive, mais l'Androïde est préparée.
Bunun ne anlama gelmesi gerek?
Qu'est-ce que c'est sensé vouloir dire?
- Bunun için üzgünüm.
Je le déplore.
- Sence ben bunun farkında değil miyim?
Tu crois que je le sais pas?
Evet, bunun farkındayım.
Oui, j'en suis conscient.
Bunun için çok fedakarlıkta bulunduk.
On a trop sacrifié pour les laisser faire.
Bunun akıllıca olduğuna emin misiniz efendim?
Êtes-vous sûr que c'est judicieux, monsieur?
Bunun, yörüngeden belirlediğimiz anomallinin kaynağı olma olasılığı nedir?
Quelles sont les chances que ce soit la source de l'anomalie - que nous avons détecté en orbite?
Bunun ne olduğunu anlayana kadar kimse hiçbir yere gitmiyor.
Jusqu'à ce que je démêle cette histoire, personne n'ira nulle part.
Ben bunun için eğitilmedim, asker değilim.
Je ne suis pas formé pour ça. Je ne suis pas un officier de combat.
Ekibimden Boone buraya geldiğinde, bunun bir geçit olduğunu söyledi.
Mon équipier, Boone, quand il est revenu à lui, il a dit que c'était une passerelle.
Alev Koruyucular, hiddetimi kontrol ettiler. Ve bunun soyluluk olduğunu öğrettiler.
Les gardiens de la Flamme ont cultivé ma rage et m'ont appris que c'était noble.
Lütfen! Eğer karanlığa inmelerine izin verirsek, bunun geri dönüşü olmaz.
Si on les laisse descendre dans les ténèbres, ils n'en reviendront pas.
Çünkü seni o çukurdan kurtardık ve... Travis bunun için öldü.
On t'a tiré de ce trou et Travis en est mort.
Bizi aldın ve bunun için müteşekkiriz, fakat...
Vous nous avez accueillis, merci.
Bunun için de nakliyeye ihtiyacın var. Silah, daha çok adam... ve mühimmat lazım. Nakliyatı korumak için.
Tu as besoin de camions, d'armes, d'hommes et de munitions pour protéger les convois.
Bunun bu seviyeye gelmesi beni cidden üzdü. Ne?
À toi qui perd encore?
- Bunun gibi kaç tane dış hava kilidi var?
Quatre.
Bunun kafası büyük. Bu kutsal yağ ve hassas merhametle...
Par cette onction et Sa très digne miséricorde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]