Nasıl biliyorsun перевод на французский
2,982 параллельный перевод
Bunların hepsini nasıl biliyorsun?
Comment sais-tu tout ça?
Rachel ile olanları nasıl biliyorsun?
Comment tu sais pour Rachel et moi?
- Bunu nasıl biliyorsun ki?
- Comment tu le sais?
Bogoti, Kolombiya'da gerçekleşen skandalı ve acil kurul toplantısını nasıl biliyorsun?
OK, comment es-tu au courant de ce scandale secret et d'une réunion en urgence à Bogotá, en Colombie?
Fazla spinal sıvı beyine baskı yapıyor ama sen bunu nasıl biliyorsun?
C'est Provoqué par un excès de liquide céphalo-rachidien qui fait pression sur le cerveau, mais comment savez-vous ça?
Nasıl biliyorsun?
Comment tu sais?
Bunların hepsini nasıl biliyorsun?
Comment... comment tu... comment tu sais tout ça?
- Ben olduğumu hep nasıl biliyorsun?
- Comment tu sais toujours que c'est moi?
Mike... Bildiklerini nasıl biliyorsun bilmiyorum.
Je ne sais pas comment tu as appris ce que tu sais...
Bunların hepsini nasıl biliyorsun?
Comment pouvez-vous savoir toutes ces choses?
Rachel ile olanları nasıl biliyorsun?
Comment as-tu su à propos de moi et Rachel?
Tamam, güzel, onun olmadığını nasıl biliyorsun?
Elle l'est peut-être.
Bunu nasıl biliyorsun?
Comment le sais-tu?
- Bekle. Beni nasıl bulacağını biliyorsun.
Vous savez où me trouver.
Üçüncü bir kalpazan olduğunu nasıl biliyorsun?
Pourquoi trois?
İçeride Moretti'ye hala sağdık olan varsa bu şehrin nasıl olduğunu biliyorsun.
Si quelqu'un, quelque part, est toujours loyal à Moretti, tu sais comment cette ville peut devenir.
Bunların hepsini nasıl biliyorsun?
- Comment savez-vous tout ça?
Bu kızın kalbine nasıl gireceğini biliyorsun.
Mon gars, tu sais comment conquérir le coeur de cette femme.
Kendinle nasıl başa çıkılacağını biliyorsun.
Tu sais te défendre.
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- Tu sais comment ça marche.
Biliyorsun, geçen sene her şey çok kötü olunca Ali ile hiç tanışmasaydım hayatım nasıl olurdu diye hayal kurardım.
Tu sais, l'année dernière... Quand ça se passait vraiment mal je fantasmais sur comment ma vie aurait été si je n'avais jamais rencontré Ali.
Kendini nasıl karşı konulmaz yapacağını biliyorsun.
Tu sais comment te rendre irresistible.
Bay'in sanata nasıl tutkun olduğunu biliyorsun.
Tu sais à quel point Bay est passionnée de son art.
Cley'in işleri nasıl hallettiğini biliyorsun.
Non, non, non, non, non Tu sais comment Cley résout les affaires.
Kendini nasıl karşı konulmaz yapacağını biliyorsun.
Tu sais comment te rendre irrésistible.
Valentine, bir bebeğin nasıl yapıldığını biliyorsun, değil mi?
Valentine, vous savez comment on fait les bébés, n'est-ce pas?
- Nasıl olduklarını sen de biliyorsun. - Selam Sookie.
- Tu sais comment ils sont.
Tracy geç kalınca nasıl olur biliyorsun
Allez mec, tu sais comment Tracy réagit quand les gens sont en retard.
- Bunu nasıl biliyorsun?
Comment le savez-vous?
İlaç kullananların nasıl göründüğünü biliyorsun.
Tu sais à quoi ressemblent les opiacées.
- Nasıl olduğunu biliyorsun.
- Tu connais la musique.
Nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun, birisi için resmen kafayı yiyorsun.
Tu sais ce que ça fait, espérons, tu sais, d'être fou amoureux de quelqu'un.
Tehditler hakkında nasıl hissettiğimi biliyorsun.
Tu sais ce que je pense des menaces.
Akşamdan kalma olduğumda nasıl olduğumu biliyorsun.
Tu sais comment je suis quand j'ai la gueule de bois.
Her zaman nasıl olduğunu biliyorsun, birkaç şey olduktan sonra şöyle diyorsun,
J'étais comme... Tu sais comment tu es genre, "oh, mec, j'aurais dû dire ça,"
Erkeklerle aranın nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu sais comment t'es avec les mecs...
Benim nasıl hissettiğimi nereden biliyorsun? !
Et que penses-tu que je ressens?
Ama ona nasıl ulaşacağını biliyorsun.
Mais vous savez comment la trouver.
Nasıl oluyorda saldırıyı biliyorsun.
Comment tu sais pour l'attaque?
- Sonuçta komik birisin ve nasıl konuşma yapılacağını biliyorsun.
- Vous êtes un comique, vous savez parler. - Ouais, ouais, ouais.
Hastalarımın ilk üç aylık dönemde nasıl davrandığını biliyorsun.
Tu sais comment sont mes patients lors du premier trimestre.
Nasıl örnek olunacağını gerçekten biliyorsun.
Tu montres vraiment l'exemple.
Bir kızı nasıl eğlendireceğini gerçekten iyi biliyorsun. Evet.
Avec toi, une fille ne s'ennuie pas.
İnsanları, kanatlarımın altına almaya nasıl bayıldığımı biliyorsun.
- Oui. Tu sais à quel point j'aime prendre les gens sous mon aile. Les améliorer?
Nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu sais comment c'est.
Nasıl bir tehlike anlayışım olduğunu biliyorsun.
Vous savez ce que je vais avoir du mal à croire?
Aramızın nasıl olduğunu biliyorsun.
Tu sais comment sont les choses entre nous.
En son Donna için yardımımı istemiştin nasıl bittiğini de biliyorsun.
Ecoute, la dernière fois que tu m'as demandé de t'aider, c'était au sujet de Donna et regarde comment ça a fini.
Güzel. Şimdi benim nasıl hissettiğimi biliyorsun.
Maintenant, tu sais comment je me sens.
Nasıl oluyor da bunu biliyorsun?
Comment est ce que tu sais ça?
Nasıl biri olduğumu biliyorsun.
Tu me connais.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116