Sen o değilsin перевод на французский
759 параллельный перевод
Hayır, sen o değilsin. Jonathan'a hiç benzemiyorsun, bizi kandırmaya çalışma.
Vous ne ressemblez en rien à Jonathan.
Yani sen o değilsin.
Donc, tu mens.
Sen o değilsin.
Vous n'êtes pas lui.
Martin Sloan'u tanıyorum ve sen o değilsin.
Je le connais! Tu crois ça?
Küçük Dev Adam benim kardeşimdi, ama sen o değilsin.
Grand Petit Homme était mon frère, et ce n'est pas toi.
Zaten bu birini ilgilendirse bile, o sen değilsin, Tracy.
Ceci ne te regarde pas. Ceci regarde...
- Ama o başkan, sen değilsin Charles.
- C'est lui le Président, pas toi!
O sen değilsin. Evet!
Ce n'était pas toi.
Sen o kadar zeki değilsin ama eğer olsaydın...
T'es pas si intelligent et si tu l'étais...
O'nu getiremedin, çünkü sen Noel Baba falan değilsin.
C'est parce que vous n'êtes pas le père Noël.
O kadınla ilgilendiğimi nasıl düşünebilirsin? Aptal. Tabii ki sen ilgili değilsin.
- Imbécile, je sais tout ça.
Beni dinle tatlım, sen o kadar kötü değilsin.
Écoute-moi, mon petit, tu n'es pas mauvais.
O, senin için. Ama üzgünüm ki sen o'nun için değilsin.
Mais je regrette... vous n'êtes pas pour lui!
Sen o Webb değilsin değil mi?
- Vous êtes ce Webb-là?
Sen o kadar da değerli değilsin.
Vous n'êtes pas parfait.
Ve o kraliçe sen değilsin.
Pas de vous!
O yaşta olan tek kişi sen değilsin. Az önce yaşlı bir adam beni ucuz bir hana çağırdı.
À mon âge, il n'y a plus rien à faire!
O senin ama sen onun değilsin.
Tu n'en sais rien non plus.
Sen o kadar önemli değilsin.
On peut se passer de toi.
O halde sen değilsin.
Alors vous n'en êtes pas un.
Çünkü kaptanlar bunu bilir, kaptan o. O yüzden kaptan o, sen değilsin.
C'est pour ça qu'il est le capitaine et pas toi.
Sen o zenci değilsin.
Je sais que tu n'es pas négro.
- Öyle saniyorsun, ama o sen degilsin.
- Tu y crois, et tu l'es pas.
Gençlerden bir takım kuruyoruz. Gerçi sen o kadar genç değilsin.
On est entrain de former une équipe de jeunes.
Karşılığında birşey almadan o kadar şey verecek biri değilsin sen.
Ah oui? Vous n'êtes pourtant pas du genre philanthrope, que je sache.
O da Avrupa'ya gitmek, sen değilsin.
C'est l'Europe qui m'intéressait, pas toi.
Sen o içgüdüye sahip değilsin.
Tu n'as pas d'instinct.
Çünkü sen erkeklerin ruhunu yok eden o korkunç kadınlardan değilsin.
Tu n'es pas ce genre d'horrible femme... qui détruit les âmes des hommes.
O senin kanından fakat o sen değilsin.
II est de ton sang, mais il n'est pas toi.
Ama sen o kadınlardan değilsin.
Mais vous n'êtes pas une femme comme ça.
Sen kahraman falan değilsin, o yüzden endişelenme.
Vous n'en êtes pas un, rassurez-vous :
Hayır, sen o tiplerden değilsin.
Tu n'es pas mon type.
O burada değildi. Sen de kahraman değilsin.
Il n'y était pas et vous n'en êtes pas un.
Ama o açıkça seni tercih ediyor ve sen de buna karşı değilsin.
Mais elle vous préfère et cela ne semble pas vous déranger outre mesure.
Sen o kadar kötü biri değilsin.
Bon, ça va encore.
Karısına vuran ilk adam sen değilsin.
Tu n'es pas le premier à mettre sa femme K-O.
Sen de o kadar beyaz değilsin be yavruş.
Et vous, vous n'êtes pas si blanc!
Mesele o değil, sen Burnsy değilsin.
Justement, tu ne l'es pas.
O zaman sen amcamın aşığı değilsin. Kim, ben mi?
Tu n'es pas la maîtresse d'Ottavio?
- Sen o serseriler gibi değilsin!
T'es pas comme tous ces cons.
Öyleyse, o sen değilsin.
Mais ce n'est pas vous.
Tatlım, o sen değilsin.
Chérie, ce n'est pas toi.
O sen değilsin.
Ce n'est pas toi.
Sen o kral değilsin Uther.
Tu n'es pas l'élu, Uther.
Sen o tür biri değilsin.
T'es pas comme ça.
- O adam sen değilsin, değil mi? - Peter Iütfen.
T'en es, toi, non?
Sen o kemeri kazandığından beri aç değilsin.
Toi, t'as perdu ta rage en remportant le titre.
Sen o gençliğindeki kadın değilsin artık.
Tu n'es plus ce que tu étais.
! Sen de o kadar yakışıklı değilsin, biliyorsun.
T'es pas vraiment terrible non plus, tu sais.
Sen sinema kolonisindeki o güzel elbiseli kadınlardan değilsin.
Pas comme une de ces starlettes faux jeton.
Beni gayet iyi anlıyorsun! Sen, o koca göbek Vietnam askerlerinden değilsin. Savaş karşıtlığıyla kariyer yapmadın.
Tu n'es pas un de ces vétérans professionnels dont la seule activité est de se plaindre.
sen öyle san 131
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen o 37
sen oku 28
sen osun 16
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen o 37