Zor bir durum перевод на французский
647 параллельный перевод
- Zor bir durum. - Zor mu?
Ça, c'est moche.
Şey, çok zor bir durum.
Seigneur, c'est horrible.
Vay canına. Bu çok zor bir durum, Babe.
Bon, je vois.
Sana az da olsa zor bir durum yaratmak istemem.
Je ne t'en veux plus du tout.
Evet, bir bayanın benim gibi birinden hoşlanması sizin için hayal etmesi zor bir durum.
Ca vous etonne qu'on puisse aimer un homme comme moi?
Zor bir durum.
C'est difficile!
Zor bir durum. Halin kötü.
Vous n'avez vraiment pas de chance.
Ona yardım etmeliyiz. Bu gerçekten zor bir durum. Ama ben oraya geri dönemem!
Je suis un dur mais je retourne pas là-bas!
Herkes için zor bir durum.
C'est une épreuve difficile.
- Bu çok zor bir durum.
Le cas est difficile.
Zor bir durum, efendim.
Un cas difficile.
Biraz zor bir durum, bir Amerikalı diğer Amerikalılara ihanet ediyor.
Un Américain livrant d'autres Américains!
Şu anda zor bir durum olsa bile, teyzen ölür ölmez, her şeyin değişeceğini hep biliyordun.
Les finances sont un peu serrées, mais dès que... Ta tante morte, tout sera différent.
Çok zor bir durum hanımefendi.
C'est un sale coup.
Bu gerçekten zor bir durum.
Là, je dois admettre que ça tombe mal.
Çok zor bir durum.
C'est ennuyeux...
Zor bir durum olduğunda,... yardıma koşmakta tereddüt etmezler Benim gözümde hepsi çok değerlidir.
Les uns se baignent moins souvent que le font les bonnes gens... mais ils me paraissent tous avoir bonne odeur.
Kitty için zor bir durum.
Imaginez ce que c'est pour Kitty.
Zor bir durum, öyle değil mi, Lordum?
Milord se trouverait-il dans le pétrin?
Biraz zor bir durum.
La situation est délicate.
Bir kadın geriye anılar ve manşonundan başka bir şey bırakmamışsa erkek için katlanılması zor bir durum ortaya çıkar.
C'est pitié qu'une femme ne laisse à un homme que des souvenirs et un manchon.
- Ne zor bir durum!
- Quelle plaie!
Zor bir durum. Maaşım normal bir sendika başkanından daha iyi.
Alors que mon salaire est meilleur que celui d'un chef de syndicat.
Zor bir durum, biliyorsun.
C'est difficile.
Bu herkes için zor bir durum.
Eh bien, tout ça est difficile.
- Zor bir durum.
- C'est un challenge.
Çok zor bir durum.
C'est un problème très difficile.
Bunda zor bir durum yok.
C'est pourtant pas compliqué.
Sizin için zor bir durum olduğunu biliyorum, ama kendisiyle görüşmenizi sağlayabilirim.
M. Blackstone vous dira la même chose. Vous allez lui en parler.
Bak! Benim için de zor bir durum.
Ne me complique pas les choses!
Bu çok zor bir durum.
Ce cas nous donne du fil à retordre.
Bakın peder, anlıyorum, sizin için zor bir durum... ama bu kampüsteki rahiplerin psikiyatrik danışmanı sizsiniz.
Mon Père, ceci vous est pénible. De grâce, je comprends, mais pour les prêtres du campus, vous êtes le psychiatre.
Teresa, özür. Öyle demek istemedim şu anda zor bir durum var.
Excuse-moi, mais je suis dans une sale situation.
Evlat, zor bir durum.
Bon sang, quel coup dur.
Zor bir durum. İki lehte, iki aleyhte. Demokratik bir süreç.
Démocratiquement, il y a impasse, deux pour, deux contre.
Hayır, zor bir durum. Teşekkürler.
C'est une situation difficile, je m'en rends compte, sachez-le.
Bu böyle bile olsa, hala hiç istenmeyen zor bir durum.
Eh bien, même là, la situation est désespérée.
Evet zor bir durum!
Toute la difficulté est là.
- Kenarda kalan bizler için zor bir durum.
- C'est vraiment dur pour nous.
Çok zor bir durum.
Ça va être dur!
Bu çok zor bir durum.
C'est très difficile.
Zor bir durum. İnanılmaz.
Quelle histoire... lncroyable!
Savaşta olan bir ülke için müttefiklerinden birinde devrim olup hükümetin değişmesi çok zor bir durum.
Êtes-vous chrétienne? J'ai été baptisée à l'Église catholique. - Et maintenant, êtes-vous chrétienne?
Zor bir durum, ama anladığımı düşünüyorum.
C'est compliqué, mais j'ai une solution.
Bu zor bir durum. ªimdiye kadarkilerin en kötüsü.
C'est une sale affaire.
- Zor bir durum.
- C'est plutôt bouché, ça ne va pas être simple.
Benim için gerçekten zor bir durum.
C'est très difficile pour moi.
- Evet, zor bir durum.
- C'est dur, hein?
Biliyorum, zor bir durum ama bu konuda acele etsen senin için iyi olur.
Je sais que c'est dur, mais il va falloir prendre une décision rapidement.
Şimdi burada minyatür Very tabancası, ki parlak bir alev ateşler, zor durum sinyali.
Voici un pistolet miniature Very... qui envoie une brillante fusée rouge, un signal de détresse.
Kendini düşürdüğün başka bir zor durum daha mı?
Tu t'es encore mis dans un sacré pétrin, hein?
zor bir soru 21
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
durum 69
durumu 30
durum nedir 160
durumu ne 21
durumlar nasıl 26
durumu iyi 83
durumu iyi mi 40
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
durum 69
durumu 30
durum nedir 160
durumu ne 21
durumlar nasıl 26
durumu iyi 83
durumu iyi mi 40
durumu nasıl 335
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum bu 36
durum nasıl 38
durum şu 37
durumu nedir 24
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
duruma bağlı 72
durumunuz nedir 41
duruma göre 34