Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Ben gidip

Ben gidip перевод на португальский

4,417 параллельный перевод
Ben gidip... Çantamı alıp gideyim.
Por isso acho que vou buscar a minha mala e ir-me embora.
Ambulansta etiket vardı. Ben gidip onları alacağım.
Há mais etiquetas de triagem na ambulância.
- Ben gidip onu bulurum.
- Eu vou e tento encontrá-la.
Ben gidip bir içki alayım.
Vou buscar uma bebida.
Neyse, ben gidip bayılacağım.
Tenho de ir descansar.
Ben gidip ikimiz için de Uç Uç tozu alırken neden sen burada beklemiyorsun?
Porque não esperas aqui e eu vou buscar o pó para nós os dois?
Ben gidip kan değerlerini çıkarayım, bakalım neyin varmış.
Deixe-me tirar uma amostra de sangue para ver o que se passa.
Astrid ve ben gidip Ateş kurtçuklarını getiririz.
Astrid e eu vamos apanhar as Fireworm's.
Ben gidip yüzümü yıkayayım.
Acho que vou arranjar-me.
Ben gidip atları bağlayayım.
Vou meter os cavalos nos estábulos.
Ben gidip kamerayı getireyim ve ifadeni kaydedelim.
Vou buscar a minha câmara para gravarmos as tuas declarações.
Ben gidip Dr. Webber'i muayene edeceğim.
- Vou examinar o Dr. Webber.
Eğer benimle gelmezsen, ben gidip onunla konuşacağım.
Se não vieres comigo, vou até lá e falo com ele pessoalmente.
Ben gidip kimse var mı diye bakacağım,... sonra yan kapıdan çıkıp gideriz.
Vou verificar se o caminho está livre e... vamos pelas traseiras.
- Ben gidip karimi bulacagim.
Vou procurar a minha mulher.
Ev, çok iyi durumda Ben gidip bir kızları bulayım.
Esta é uma bela casa. Vou procurar as meninas.
- Boşversene. Ben gidip açık büfeden yiyeceğim.
Vou até ao buffet.
Ben gidip yüce Spartalıların yardımını isteyeceğim.
Vou pedir ajuda aos grandes espartanos.
Annem güçlü bir kadın, babam ise havalı birisi ama ben gidip Beethoven ve çelloyu seçmişim.
A minha mãe é uma durona e o meu pai é extrovertido e eu acabei por escolher Beethoven e o violoncelo.
Ben gidip acı sos getireyim.
Eu vou buscar o tabasco.
Ben gidip biraz uyuyacağım.
Vou andando, vou ver se durmo.
Ben gidip şeye bakayım.
Vou só... ver o...
Tamam, ben gidip onu getireyim.
Está bem, eu vou chamá-lo.
- Ben gidip bakarım.
- Vou verificar.
Canım istemiyor. Balonlarla eğlenin ben de iş yerine gidip pek tanımadığım insanların imzaladığı tebrik kartlarına bakayım.
Não me está a apetecer, desfruta dos balões e eu vou voltar para o trabalho e abrir um cartão gigante assinado por um monte de pessoas que mal conheço.
Yanına gidip "Riley, ben geldim. Ben" mi deyim?
Vou até lá e digo, "Riley, sou eu, o Ben."
Ve ben senin gidemeyeceğin yerlere gidip yapamayacağın şeyleri yapabilirim.
E eu posso ir a lugares... e fazer coisas que não pode.
Çok ciddi bir şey bu. Ben de karar verdim. Gidip Daisy'den kız arkadaşım olmasını isteyeceğim.
É algo muito sério, por isso decidi que vou até lá, e vou perguntar à Daisy se quer ser minha namorada.
Tara'ya gidip ben baksam daha iyi olur.
Acho melhor ser eu a ir falar com a Tara.
Ne yapabilirsiniz? Eğer Suzuki bıçaklanırsa ben de gidip onunla ölürüm.
Se Suzuki-san for apunhalado, morrerei com ele.
Ben de gidip bu dünyayı kendi başıma keşfetmek istiyorum.
Quero sair e experimentá-lo por mim mesmo.
Gidip onları uyaracaksın. Ben de seninle geleceğim.
Tu vais avisá-lo e eu vou contigo
Ben de Fusco, HR ile ilgili bir şeyler duymuş mu gidip bakayım.
Shaw. Vou ver se o Fusco ouviu rumores sobre um conflito na HR.
Eve gidip mahvolan futbol maçını izleyeceğim ben.
Acho que vou para casa ver o jogo. Que perdeu a piada!
Siz "zamanda biraz geri gidip" Ward'ın 6 yıl önceki yoldaşlarını bulun Castle'la ben de sabıkasını araştırıp Shauna Taylor'la olan bağlantısını ve hatta şu tamamlanmamış işini araştıralım.
Por que é que vocês não voltam no tempo e tentam descobrir os parceiros do Ward de há 6 anos atrás? Eu e o Castle vamos analisar o arquivo do caso para tentar encontrar uma ligação entre ele e a Shauna Taylor ou, talvez, descobrir quais são os seus assuntos inacabados.
Ama ben olsam East River Power Plant'e gidip bakardım.
Mas se fosse eu procuraria por ele na central eléctrica no leste do rio.
Peki ben oraya gidip, istediğimi verinceye dek, adamlarını teker teker... -... vurmaya kalkarsam ne olacak?
Se eu for lá e começar a matar o seu pessoal, um por um até me dar o que eu quero?
Sen şunu kaz, ben de gidip evdeki şeylerden kurtulayım.
Apenas enterra e eu me livrarei de tudo lá dentro.
Peki, ben bütün delil gidip bir durum yaratabilir.
Bem, eu poderia passar sobre todas as provas e montar um caso.
Ben gidip oturayım. Teşekkürler, Joan.
- Obrigada, Joan.
Ben cevaplayayım. O kadar kendine saygısı yok ve çaresiz durumda ki kız kalkıp bizimkinin babasıyla bizimkinin yatağında yatıp videoyu YouTube'a koysa yine gidip çiçek alır ve evlenme teklif eder.
Bem, se eu pudesse... ele tem tão pouca auto-estima, e está tão desesperado, que ela podia literalmente dormir com o pai dele, na cama dele, filmar e colocar um vídeo no YouTube, que ainda assim ele comprava-lhe flores,
Ben oraya gidip bir iz bulabilecek miyim diye bakayım.
Vou para lá e ver se consigo localizá-las.
Tamam, ben şimdi gidip giyineceğim.
Está bem. Vou vestir-me.
Gidip biraz buz alayım ben.
Bem, penso que eu poderia ir buscar algum gelo.
Yarın Phillies'in kulübesine gidip Ben Chapman'ın boynunu kıracağım.
Vou ao banco dos Phillies, amanhã, e vou torcer o pescoço ao Ben Chapman!
Ben gidip tahtayı getireyim.
Vou buscar a tábua.
Ben ofise gidip bakayım, belki oradadır.
Acho que vou voltar ao escritório, ver se ele está por lá.
Ben de eve gidip bakayım.
Talvez tenha ido para casa. Vou ver se ele está em casa.
"Bu iyi fikir lan, ben de eve gidip benim karıyla seks yapayım." dedim.
"Parece uma boa ideia. Vou para casa ter com a minha mulher."
Evet ben de bunu gidip Koca Ayak'a anlatmayı düşündüm ama telefona uzanınca onunla olan geçmişimiz aklıma geldi.
Bem, eu ainda pensei levar isto ao BigFoot, mas... Assim que peguei no telefone e comecei a reviver o passado...
Sanrım bu gece Pacino ve ben evde kalacağız. Gidip Joan ve Bernie ile eğlenmelisin.
Acho que nós vamos ficar por casa hoje, por isso devias ia divertir-te com o Bernie e a Joan e...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]