Demek istediği перевод на португальский
512 параллельный перевод
Demek istediği, babamın üniversiteye en güzel peyzajlarından bazılarını bağışladığıdır.
Ela quis dizer que o pai deu à universidade... algumas das melhores ideias paisagísticas.
Babacığım, Freddie'nin demek istediği...
Querido pai, o Freddie quer dizer que ele...
- Demek istediği...
- O que ele quer dizer...
Onun demek istediği eğer biri kalır ve ateşin çevresinde dolanırsa,..
O que ela quer dizer é que se alguém ficar e andar em volta da fogueira,
Annenin demek istediği şey... Senin çırpındığını görmek istemiyoruz.
O que a Mãe quer dizer, não gostamos que lutes incessantemente, Vincent.
Demek istediği, garip bir şekilde sessiz.
Ele queria dizer que estão extraordinariamente paradas.
Memur Beyin demek istediği bu.
Isso é o que o Comissário quer dizer.
- Artık dinlemeyeceğim! - Mae'nin demek istediği...
- Não admito mais insultos ao Brick!
Bay Weeden'ın demek istediği o yerin harabeye döndüğü.
O Sr. Weeden quer dizer... é que o lugar está em ruínas.
Michelangelo'nun demek istediği...
Acho que Miguel Ângelo se refere a...
Ne demek istediği gayet açık.
É bastante claro aquilo a que ele se refere.
- General, demek istediği...
- General, o que ele quer dizer é...
Demek istediği... Kahretsin, sözlere falan dökemiyorum bile.
O que ele quer dizer... não consigo pôr isto em palavras.
Demek istediği, bir adama o kadar güç verilirse, tanrıyı oynama arzusunu durduramayabilir.
O que ele quer dizer é que um homem com tanto poder não resiste à tentação de se armar em Deus.
- Kardeşimin demek istediği yazık olur, eğer...
- O que o meu irmão quer dizer é que seria uma pena se...
Demek istediği şu. Yatakta çok kötü.
Ele quer dizer que não vale nada na cama.
Toplarından asmış seni bir çengele, istediği gibi oynatıyor! - Ne demek istediğimi anladın mı?
Tem as suas bolas numa daquelas coisas... andam para trás e para a frente, sabe?
Müfettiş şefinin demek istediği, hala bir kuşkunun olduğu.
O que o inspector chefe quer dizer é que sempre haverá dúvidas.
Efendinin demek istediği, burada çalışmak için kimsenin kalmadığıdır ve o da yeni makinalar kiralamak zorunda kaldı tahıl için para ödedi, hepinizin yaptığı gibi.
Respeito! Respeito! O patrão queria dizer que não havia ninguém aqui para trabalhar, pelo que teve de alugar máquinas modernas, máquinas, que, como vocês, custam dinheiro.
İşte demek istediği : "Zarardan ders alınır."
É o que ele quer dizer com : "Gato escaldado de água fria tem medo".
Sanırım Carolyn'in demek istediği artık dans etmiyor olmanız. Ve ben ediyorum.
Acho que o que a Carolyn quer dizer é que a senhora não dança mais, e eu sim.
Demek istediği, sen bizi buraya getirirken ne ile karşılaşacağımızı biliyordun.
Está a dizer que nos trouxe até aqui acima por motivos que não têm nada a ver com o que procuramos. - Sim.
Aslında demek istediği başka bir şey. Yalnız olsak... kendimize çektireceğimiz acı yerine... birbirimize çektirdiğimiz anlamsız acıyı tercih ediyor.
O que quer dizer é que prefere a dor inconsciente... que infligimos um ao outro, à dor... que infligiríamos a nós mesmos.
Demek istediği bu değildi.
Não foi isso que ela quis dizer.
Demek istediğim, istediği her şeyi alabilirdi.
Assim funcionava ela.
- Öyleyse ustamın demek istediği bu.
Então era isso que o meu mestre queria dizer. Sim.
Hanımefendinin demek istediği, ikiniz de kovuldunuz.
O que a senhora quer dizer é que estão ambos despedidos.
Yani demek istediği, seninki gibi bir vücutla çok iyi yerlere gelebilirdin fahişelikte bile.
O que ele quer dizer é... tu tens uma bela aparência e podes ganhar bem a vida sendo uma prostituta.
Demek istediği ilaçlar, ne derlerse onu yap.
Ele quer dizer, tomar os comprimidos, fazer o que lhe mandam.
Demek istediği, Quayle, bu senin kurtulman için bir şans.
O que ele quer dizer é que é a sua oportunidade de se redimir.
Ters anlıyor. Demek istediği şey...
O que ele queria dizer é que se eu te adoro...
- Sanırım demek istediği... - Kapa çeneni!
- Quer dizer que se...
Demek istediği mi anladın mı?
Entendes?
Ed'in demek istediği sizin gibi aranan iki kişinin görünüşü aile ferdi görünüşüne benzemez.
O que a Ed quer dizer... já que vocês são procurados, é melhor não serem vistos aqui.
Demek istediği şu : " Benim görevimi sürdürün...
Ele só quis dizer : " Continuem o meu trabalho.
- Sanırım demek istediği...
- Acho que quer dizer...
Bayan Carmela'nın demek istediği kullandığımız kostümlerin olmayışı ve bu şartlar altında gösteri yapmamızın işimizi zorlaştıracağıdır.
A Sra. Carmela quis dizer que... Estamos sem o nosso vestuário e que ela se sente constrangida de ter que representar em tais condições.
- Hayır, Henry'nin demek istediği...
O que o Henry quer dizer...
Demek istediği dünya kendisinin olursa.
O que ele quer dizer é uma parte do mundo!
Demek istediği sinyorita, yanıma gelmeniz.
O que ele quer dizer, señorita, é que venha para aqui.
Bay Poe'nin demek istediği,.. ... yüzlerle de arası pek iyi değildir.
O sr. Poe irá dizer que não fixa caras.
Senatörün demek istediği, Soğuk savaş bittiğine göre Amerika'ya yeni bir düşman lazım.
Ele está a tentar dizer que a América agora está à procura de um novo inimigo. Como a guerra fria acabou, precisa de um império satânico que substitua os russos.
Demek istediği'ante ojos'.
Ele disse, "ante-olhos".
Kardeşimin demek istediği şey ne diyeceğini bilmediğidir.
O que o meu irmão está a tentar dizer é que não sabe o que dizer.
Bay Poirot'un demek istediği şu : Beni muayene eden doktor, bir çocuk doğurmuş olduğumu anladı.
O que o Sr. Poirot quer dizer é que o médico que tratou de mim
Demek istediği şey, çılgınlıktı bu.
Isso é de loucos. Nenhum exército no mundo consegue.
Demek istediği şu :
Ele quer dizer que é algo muito simples.
marcy nin demek istediği rica ederiz. " empoze ettiğine göre, izin verde sana bir soru sorayım.
Não posso desistir da escola.
Demek istediği rolü aldın.
- acha o pior de todos para um homem?
Yoksa, herkes gelip istediği her yere, istediği zaman park edebilir demek.
Passariam todos a estacionar onde lhes desse na real gana.
Demek istediği, ya öyle- -?
Então e se...