Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Demek istediğiniz

Demek istediğiniz перевод на португальский

188 параллельный перевод
Trenleri idare ediyorum, eğer demek istediğiniz buysa.
Faço os trens andarem.
Yani demek istediğiniz, birinin camı dışarıdan içeriye doğru kırılmış gibi göstermeye çalıştığı mı?
Está a dizer que alguém fez parecer que ela havia sido forçada a partir de fora?
Demek istediğiniz ölümüne korkutulmak mı?
É morrer de medo literalmente?
Ector efendim, demek istediğiniz?
Está a falar a sério, Sir Heitor?
- Sabah yediğim buydu. - Demek istediğiniz anladım.
- Foi o meu pequeno-almoço.
Bende sahip olmadan ( mülksüz ) yaşarım, demek istediğiniz buysa.
Eu não tenho posses, se é isso a que se refere...
Demek istediğiniz bakanın bildirisi geçen gün açıklanan. Geçerli olmaya devam mı ediyor?
Quer dizer que o comunicado do Ministro do Interior de outro dia continua valendo?
Demek istediğiniz, ben bir kez hayatta kalmayı başarabildim. Ama diğer üç denek, beyinsiz sebzelere döndü.
Eu sobrevivi uma vez, e os outros três ficaram como " "vegetais" ".
Kara Veba'dan bahsettiğinizi duydum. Demek istediğiniz...
Antes de entrar em directo, falava da peste negra de Londres.
- Yani demek istediğiniz...
- Quer dizer que...
Demek istediğiniz, sonunda Dünya'dan geliyor olmaları mümkün olan insanlar bulduk ve onları bu.. bu tüplerde bırakmak zorunda mıyız?
Quer dizer que finalmente encontrámos humanos que provavelmente são da Terra e temos que os deixar nestes tubos?
Yani demek istediğiniz... bu, bahçede yaşanan bir mevsimden başka bir şey değil.
Então, está a querer dizer... que esta é apenas mais uma época do jardim, por assim dizer.
Demek istediğiniz para ha?
Tirámos à sorte e eu perdi!
- Yani demek istediğiniz intihara eğilimli mi?
- Se era suicida? Não.
O zaman demek istediğiniz...
Não está certamente a dizer que...
Demek istediğiniz buysa öldüğüne sevindim.
- Estou feliz que ela esteja morta.
- Yani demek istediğiniz...
- Está a dizer que...
Demek istediğiniz? Umarım değildir fakat eğer tahminlerim doğruysa onun için üzgünüm.
- Espero que não, mas se o meu raciocínio estiver correcto, temo por ele.
Demek istediğiniz bu muydu?
Refere-se a isso?
Affedersiniz efendim. Demek istediğiniz nedir?
Desculpe, meu Capitão, mas que está a tentar dizer-me?
Oh, demek istediğiniz, bay Rhoades'sun sizi erkek toaleti temizlemiş bez gibi kullanıp attığını mı?
O que fará se um homem lhe tocar? Dou-lhe um estalo.
Ne demek istediğiniz anlıyorum.
Sei como é.
Demek istediğiniz, neredeyse... felçli gibi davranıp, çok yönlü kişiliğe ve sabit panik ataklar içinde olsanız da, eşiniz sizi bırakmadı, siz onu bıraktınız, çünkü Neil Daemon'ı seviyordu.
Certo, Então, o que está dizendo é que embora você seja uma quase paralisada,... e multi-fóbica personalidade que está em constante estado de pânico... sua esposa não o deixou, mas você a ela porque ela gostava de Neil Diamond
- Demek istediğiniz...
- Quer dizer...
Hiç "hayır", deyip, "evet" demek istediğiniz olmadı mı?
Nunca disse "não" querendo dizer "sim"?
Demek istediğiniz, ben aşağıya inmeden önceyse onları holde görürdüm.
Mesmo antes de descer as escadas, tê-lo-ia visto no corredor.
Demek istediğiniz... Bu bir nedeni olmayan bir cinayet miydi?
Fala de um homicídio sem motivo.
Demek istediğiniz, Klingon savaşçıları Alfa Çeyreğini savunmak için hayatlarını feda ederken... Federasyonun hiçbir şey yapmayacağı mı?
Está a dizer que a Federação não vai fazer nada enquanto os soldados klingon dão a vida para proteger o Quadrante Alfa?
Demek istediğiniz anlıyorum bay Worf.
Vejo o que quer dizer, Sr. Worf.
Demek istediğiniz tam olarak metreon taşması sonucu buharlaşan insanları yeniden oluşturmak mı?
Quer dizer que na realidade trata de reconstruir as pessoas que ficaram vaporizadas pela cascata de metreões?
Demek istediğiniz...
Quer dizer que eu...
Demek istediğiniz, mutfağımı kullanabilir miyim?
Quer dizer que posso ficar com a minha cozinha?
Tamam. demek istediğiniz, bilimin Kes'e yardımı olmayacağı mı?
Muito bem... se você está a dizer que a ciência não poderá ajudar Kes, o que poderá?
Demek istediğiniz, Yüce Nagus da mı geliyor?
Vo-você quer dizer que o Grande Nagus está a vir para cá, também?
Demek istediğiniz... bu gün ekrana çıkmayacağım?
Quer dizer... que não vou aparecer hoje?
Demek istediğiniz, sizde...
Você quer dizer que você é...
- Demek istediğiniz...?
Quer dizer...?
Corrine. Demek istediğiniz Corrine ve Billy'nin cinsel ilişkileri mi vardı?
Quer dizer que essa tal Corinne e o Billy Hanson eram íntimos?
- Demek istediğiniz...?
- Estão a dizer?
- Hayır, olamaz, demek istediğiniz...
Oh não, quer dizer que...
- Demek istediğiniz, Kenny gibiler mi?
- Quer dizer como o Kenny?
Demek istediğiniz?
Qual o seu objectivo?
Demek istediğiniz hatalı bir genetik kodlamanın eseri olduğunuz mu?
Se refere a não ser predestinado geneticamente?
Yani demek istediğiniz, yabancı DNA Teal'c'in DNA'sından mı oluştu?
Está a dizer que o outro ADN transformou o do Teal'c da amostra de sangue?
Demek istediğiniz, bakir miydi?
- Era celibatàrio?
"... sizin istediğiniz şekilde yaşayacağım... " "... ve istediğiniz şekilde düşüneceğim. " demek.
"Se me deixar entrar, vou viver como você quiser e pensarei exactamente da forma como você quer que eu pense."
- Bayım, beni ele geçirmeyi istediğiniz anlaşılıyor, ama bütün bunlar ne demek oluyor?
Bem, meus senhores, parece que me apanharam. Mas que raio vem a ser isto?
"Nişanlı" Fransızca bir kelime, evlenmek istediğiniz kişi demek.
Noiva é francês para a pessoa com quem tenciona casar-se.
Evet demek istedim. İstediğiniz zaman arayabilirsiniz.
Pode telefonar-me quando quiser.
İttifak sizin yönetme hakkınızı tanımakta halkınızı istediğiniz gibi yönetmenize izin vermektedir ancak ittifaka katılmanız demek diğer ırklarla olan ilişkilerinizde bağlayıcı hükümlerin altına imzanızı atmak demektir yoksa size sağlayacaklarımızdan mahrum kalabilirsiniz.
A Aliança reconhece o vosso direito soberano... de governarem o vosso próprio povo pela vossa vontade própria... mas pertencerem à Aliança significa que vão respeitar um código de conduta... nas vossas relações com outros mundos... ou arriscam-se a perder todas as coisas que nós lhes vamos dar.
Demek istediğiniz, kadınların çikolataya bulandıkları türden şeyler mi?
Estou a falar de artistas relevantes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]