Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Demek istediğim şu ki

Demek istediğim şu ki перевод на португальский

139 параллельный перевод
Şey... Demek istediğim şu ki siz bana her zaman iyi davrandınız. Benim de size karşı hep dürüst olduğumu bilmenizi isterim.
O que quero dizer é que sempre foi muito decente comigo desde o início, e quero que saiba que sempre fui muito honesto consigo.
Demek istediğim şu ki, daha kötüsü de olabilirdi.
O que eu quero dizer, é que podia ter sido pior.
Yok, demek istediğim şu ki Profesör Kelp futbol antremanına gitmek zorundayım.
O que eu queria dizer é que tenho de ir... treinar futebol.
Demek istediğim şu ki, San Francisco'da bir sürü çatı var.
Há tantos telhados em São Francisco.
Demek istediğim şu ki, Spencer hiç göze batmıyor çok ağırdan alıyor, çünkü doğru işi bekleyecek kadar parası var.
O que estou a dizer é que o Spencer está a dar pouco nas vistas, a ser discreto, porque posso dar-me ao luxo de esperar pela coisa certa.
Demek istediğim şu ki çalındı... Yani, arabamı kaybettim, tamam mı?
Quero dizer que alguém roubou... não, perdi meu carro, entende?
Öte yandan benim içimdeki hayatı hiç suçluluk duymadan kurutuyorsun, ama bu başka bir toplantı konusu. Her neyse, demek istediğim şu ki,
E, no entanto, não sentes culpa nenhuma por me torturar mas isso é outra história.
Demek istediğim şu ki, gelecek yıl oynarsam kendi şartlarıma göre olacak, onlarınkine göre değil.
Tudo o que posso dizer é que se jogar na próxima temporada será do meu jeito, e não do deles.
Demek istediğim şu ki artık ne düşündüğüm ya da düşünmediğim umurumda değil.
A questão é que já não me importa o que penso ou deixo de pensar.
Demek istediğim şu ki Kaptan, bu insanlar... yüzyllardır Bilge olarak adlandırdıkları Tanrıların,... kavgaların sonucu geleceğini inanıyorlardı.
A questão é, Capitã, que aquelas pessoas tem acreditado por séculos que deuses, conhecidos como Os Sageanos, ofereceriam a eles a solução de seus conflitos.
Neyse Beth, demek istediğim şu ki : ... seninle eve gitmeden önce duygularını düşünmem gerekirdi.
Seja como for, Beth, o que estou a tentar dizer é que devia pensar no que sentias antes de ir para casa contigo.
Uğruna savaşmaya değecek bir kız varsa demek istediğim şu ki uğruna savaşmaya değecek bir kız
* E pensem numa mulher Que mereça o vosso fado * Exacto. Uma mulher Que mereça o vosso fado
Demek istediğim şu ki, ben çok satanlar arasına girebileceğinden eminim.
Não deve ser muito difícil. Eu acho que poderia ser extremamente comercial e...
Demek istediğim şu ki, yakında taşınmak zorunda kalabilirim.
Dizem que querem ser nossas amigas, mas querem mesmo é fazer sexo connosco.
- Demek istediğim şu ki, komutanım, Beni silahımla beraber Adolf Hitler'in 1 mil uzağına koysanız, net bir görüş alanı ile, komutanım... Toplayın çantaları ahbaplar.Savaş bitti.Amin.
- Se Ele me pusesse a mim e a esta espingarda, num sítio até um 1,5 km de Adolf Hitler com um bom campo de visão, podíamos fazer as malas que a guerra acabava logo.
Oh, pardon, demek istediğim şu ki geçmişte çok doğal karşılamışız ve geri döndüğü zaman böyle yapmayacağız.
Desculpem. Apenas queria dizer que no passado o tomámos por certo, e que... Vamos parar de o fazer quando ela voltar.
"Demek istediğim şu ki ;" hesabı aramızda bölüşürken biftek yiyen ve salata yiyen aynı kefeye konmamalı.
Quando dividimos a conta por três, o comedor de bife está a roubar o homem da salada.
- Ben söyledim. Ve demek istediğim şu ki, Amerikan halkı bana inanacaktır, neden mi?
O povo americano acreditará no que eu digo.
Demek istediğim şu ki o... o seni seviyor.
Ele ama-te. Preocupa-se contigo.
Her neyse, demek istediğim şu ki... Hoş geldiniz, bayanlar ve baylar.
Bom, o que eu queria era dizer... bem-vindos, senhoras e senhores.
Demek istediğim şu ki Roswell kesinlikle yasal macera davetinin yuvası değil.
O que estou a dizer é que Roswell não é bom para aventuras desafiantes.
Demek istediğim şu ki, Donna'ya güvenmelisin.
O que interessa, é que tens de confiar na Donna.
Demek istediğim şu ki, kendini farklı hissetmek kötü bir şey değildir. Ve bu farklılıklar her zaman daha büyük amaçlara hizmet ederler.
A questão é que não é estranho sentir-se diferente... e essas diferenças sempre nos levam... à nossa razão suprema para existir.
Demek istediğim şu ki, gördüğünüz kişi hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, o yüzden tüm olasılıkları dikkate almak zorundayız.
E onde quero chegar é, que não sabemos nada a respeito da pessoa que viram, e devemos manter todas as hipóteses em aberto.
Demek istediğim şu ki, evimizde zaten birkaç İncil var.
Nós já temos muitas Bíblias em casa.
Demek istediğim şu ki, sizde bu var.
Resumindo, vocês têm a delicadeza.
Demek istediğim şu ki, beni kesme.
Olha, o que eu estou a dizer é que não me deixes de fora.
Demek istediğim şu ki...
Só quero dizer que...
Ben olsam ben de bırakır giderdim! Yani, aslında belki hiç oraya gider miydim ondan da emin değilim... 502 00 : 30 : 59,035 - - 00 : 31 : 02,000 ama demek istediğim şu ki, sen doğru şeyi yaptın.
Provavelmente, nem lá teria ido, mas o que quero dizer é que tiveste a atitude correcta.
Demek istediğim şu ki ; seni seviyorum, Matt.
O que estou a tentar dizer, é que gosto de ti, Matt.
Demek istediğim şu ki, iş için çok zararlı.
É mau para os negócios.
Demek istediğim şu ki, onun bize her zaman verdiği desteği şimdi de biz ona verelim.
Só estou a dizer para lhe darmos o mesmo apoio que ele sempre nos deu.
Sen Yahudi'sin, yabancısın. Orada, burada yazar ya hani, demek istediğim şu ki gelip, ekmeğimi bölüşmeni istiyorum benimle.
Vá, é judeu, um estranho, e está escrito algures que eu devo pedir... que lá vá partilhar do meu pão.
Don, demek istediğim şu ki Colby şu asker mantığına sahip.
Don, o que estou a tentar dizer é que o Colby tem aquela mentalidade do Exército.
- Demek istediğim şu ki... Kısır döngü meydana geliyor.
- É que isto torna-se um círculo vicioso.
Demek istediğim şu ki, bisiklet sporu dünyada çok popüler Bay Armstrong.
Como pode ver, Sr. Armstrong, o ciclismo é universalmente popular.
Demek istediğim şu ki ; sana "henüz" hiçbir şey bırakmıyorum.
Quero dizer, não te vou dar nada, já.
Neyse, demek istediğim şu ki, en komik şey oldu ve soyuldum.
Só que aconteceu uma coisa engraçada. Fui roubado.
Demek istediğim şu ki, kiralık bir smokini kuru temizlemeye vermezsin.
O quero dizer é que não lavas a seco um fato alugado.
Demek istediğim şu ki onlar sayesinde, ne istediğimi biliyorum.
A questão é que é por causa delas que eu sei o que quero
Sözünüzü kesmek zorundayım. Demek istediğim şu ki...
Se puder interromper por um minuto, gostaria de apontar que...
Demek istediğim şu ki ;
Só quero dizer que....
Demek istediğim şu ki, kendini tek yaşamaya hazır hissettiğinde geçiş dönemi sana yardım edeceğim, hepsi o.
O que quis dizer é que quando estiver pronta para viver só, eu ajudar-te-ei nessa transição. Só isso.
Sadece şu var ki, yaşlı biriydi. Kadınlara bir şeyler olabilir, demek istediğim bu.
Ela já era idosa e acontecem coisas às mulheres.
Ve kız da tabii ki. Demek istediğim, birlikte yaşadığım şu güzel kızı unutma.
E não te esqueças da rapariga linda com quem estou a viver.
Demek istediğim, şu "Daha yeni" iyi olan. Ve önünde ki "ma" o da iyi.
Tem "rume" que é bom e "est" antes, o que também é bom.
Bu tamamiyle... şu an bana öyle bir şey sordun ki, demek istediğim, bana biraz süre tanımalısın, tamam mı?
É que você atirou-me com isso de repente e tem que me deixar pensar. Não posso decidir assim.
Şey, demek istediğim, şu an bulaşmış oldun, tabi ki, kendini açık fikirli, güzel ve etkileyici... Mari kadınlarından uzak tutamazsın
então, naturalmente, não se aproveitará das lindas, fascinantes e receptivas mulheres Mari.
Demek istediğim şu ki,
A questão é :
Demek istediğim şu, kim bir cadıyla beraber olmak ister ki?
É como eu te digo. Quem quer ficar com uma bruxa?
Demek istediğim, şu anda hayatımda nasıl bir farklılık yaratabilir ki?
Quero dizer, que diferença faz para a minha vida agora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]