Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ N ] / Nasıl bir yer

Nasıl bir yer перевод на португальский

593 параллельный перевод
Burası nasıl bir yer? Kızlar var mı? Birçok güzel İngiliz hemşire.
De repente, Rinaldi será o melhor cirurgião do hospital depois, do exército, e, algum dia, de Itália.
Nasıl bir yer olduğunu bile unuttum.
Já quase me esqueci de como é a casa.
Burası nasıl bir yer böyle?
Que espécie de lugar é este? Eles não me podem fazer isto!
Nasıl bir yer burası?
Mas que espécie de lugar é este?
- Merhaba. - Söylesene, Mısır nasıl bir yer, John?
Como é o Egipto, John?
Ev nasıl bir yer olacak ki?
Como será meu país?
Büyükbabam burasının nasıl bir yer olduğunu biliyor mu?
O meu avô sabe como é este lugar?
Nasıl bir yer olduğunu tam bilemiyorum bir kumar evi gibi görünüyordu.
Não consigo decifrar que tipo de lugar era. Parece ter sido uma casa de jogo.
Nasıl bir yer olduğunu hatırlamıyor musun Seaneen?
Não faz lembrar de como era, Seaneen.
Nasıl bir yer istersiniz?
Que tipo de quarto desejam?
- Bu yatakhane nasıl bir yer?
- Como é esse dormitório?
Yaşamak için nasıl bir yer burası?
E que tal um sitio para viver?
Nasıl bir yer burası!
Que cabeça a minha!
Baba, Contention nasıl bir yer?
Pai, como é em Contention?
- Senin çiftliği. Nasıl bir yer?
- Da sua casa, como é?
Hiçbir şey ölmeseydi, dünya nasıl bir yer olurdu, onu düşün.
Tretas. Imagina como seria o mundo, se nada morresse.
Bak, olayı büyütmek istemem ama burası nasıl bir yer böyle?
Olhe, não quero arranjar problemas, mas que tipo de lugar é este?
Neresi olacağından emin değilim ama nasıl bir yer istediğimi biliyorum.
Não sei onde fica, mas sei como é.
- Bu batakhane nasıl bir yer?
Como é isto aqui? Do pior.
Acaba Tepedeki Ev nasıl bir yer?
Como será a Casa da Colina?
Evin nasıl bir yer?
Como é a sua casa?
Sence cehennem nasıl bir yer?
Como acha que será o inferno?
Burası nasıl bir yer?
Que lugar é este?
Geldiğin yer nasıl bir yerdi?
Como é que era na tua terra?
Hey, nasıl bir yer burası böyle?
Que espécie de sítio é este?
Çocuklar dışarının nasıl bir yer olduğunu biliyor musunuz?
- Sabem como é lá fora?
Evet ama dışarısının gerçekte nasıl bir yer olduğunu kim bilebilir?
Mas quem sabe o que é que vai acontecer lá fora?
Burası nasıl bir yer? Burası bodrum, efendim.
- Mas que raio de lugar é este?
Sanırım öyle bir dünyanın nasıl bir yer olacağını tahayyül edebilirsiniz.
Pode imaginar o tipo de mundo em que viveríamos.
Burası nasıl bir yer böyle ya?
Eh! Que tipo de lugar é este?
Nasıl bir yer burası?
Que raio de lugar é este?
Arthur, Amsterdam nasıl bir yer?
Como é Amesterdão?
Burası nasıl bir yer?
Que tipo de lugar é este?
- Peki Newark nasıl bir yer?
- Como é Newark, então?
- Nasıl bir yer?
- Uma vez. - Como é?
Bazen oğlumun yaşadığı, nefes aldığı yerin nasıl bir yer olduğunu merak etmiyor değilim.
Gostava de saber como é a vida onde o meu filho vive.
Ben orasının nasıl bir yer olduğunu ve hayat şartlarını görmek için önden gidiyorum.
Vou à frente para tirar as medidas do sítio e ver como é a vida por lá.
Havari Paul, Büyük Peter ya da Pisagor gibi tarihi karakterler hiç var olmasalardı,... acaba dünya nasıl bir yer olurdu?
Se uma pessoa aparentemente fundamental nunca tivesse existido, Paulo o Apóstolo, ou Pedro-o-Grande, ou Pitágoras, até que ponto seria o mundo diferente?
Nasıl bir yer bilmiyorum.
Não sei se quero ir para lá.
Dünya nasıl bir yer?
Como é aquilo na terra?
Hey Scotty, burası nasıl bir yer?
Scott, afinal, como é esse lugar?
Panama nasıl bir yer?
É mesmo? Como é o Panamá?
Bunları hissedebiliyorum, ama sana nasıl açıklarım, bilmiyorum. Giorgio nasıl yapılacağını bilir. O ; yetenekli, okumuş ve çok yer görmüş bir adam.
Não devemos ter medo, nem hoje, nem no futuro... porque estamos no caminho certo, entende?
Dünya harika bir yer olacak deniyor. Bir telefon konuşması her şeyi sona erdirmeye yetecekken, bu nasıl olabilir?
Dizem que o mundo será maravilhoso mas de que ponto de vista, se basta um toque de telefone a anunciar o fim de tudo?
Arizona topraklarının nasıl da ıssız bir yer olduğunu gerçekten unutmuşum.
Esqueci-me como o grande território do Arizona é solitário.
- Ancak herkesin yerini değiştirirse sana yakın olan bir odada yer olacaktı. - Değil mi? Bu nasıI anlaşılırdı?
Se eu ocupasse sozinha a habitação contigüa à tua, o que pareceria?
Bekle Silien. Ponthierry'de kendine güzel bir yer yapmışsın. O kadar masrafı nasıl karşıladın?
Diz-me, Silien, construiste uma bela casa em Ponthierry, donde veio o dinheiro?
O muhabirlerin amacı ; yılın muhabiri olarak Life'ın kapağında yer almak, para ödülü kazanmak ya da bir dergide resimlerinin çıkmasını sağlamak değildi.
Mas eles tinham um objectivo. Não era para aparecer na capa da'Life'... ou ganhar um prémio e ter o seu rosto nas revistas.
- Djibouti nasıl bir yer? - Diğerleri gibi.
O Americano.
- Bu nasıl olur? - Onda, gergedanın boynuzunu saplayacağı bir yer yoktur.
- Nele, o rinoceronte não encontrará onde espetar o seu chifre.
Peki, bu sadece bir yer, bilirsin. Sadece bir yer. Buraya nasıl geldin?
Bem, é apenas um lugar, sabem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]