Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çalıştım

Çalıştım перевод на португальский

28,378 параллельный перевод
Sen ayrıldıktan sonra seni bulmaya çalıştım.
Eu procurei-te, depois de partires.
Ona ulaşmaya çalıştım, ama telefona cevap vermiyor.
Tenho tentado ligar-lhe mas ele não responde.
Daha önce kandırmaya çalıştım ve bedelini ödetti.
Eu tentei enganá-lo antes e ele fez-me pagar.
Dimitri Voydian için altı ay çalıştım.
- Trabalhei Voydian durante seis...
Kütüphaneden kamera kayıtlarını almaya çalıştım, çoktan silinmişti.
Tentei obter o vídeo de segurança da biblioteca, mas já tinha sido apagado.
Oğlunuzla birlikte çalıştım.
Combati com o seu filho.
Onu durdurmaya çalıştım. Ama o bunu yaptı.
Tentei impedi-la mas fez-me isto.
Onu durdurmaya çalıştım.
Tentei impedi-la.
Hem Clark hem de Superman olmaya çalıştım.
Sabes, a tentar perceber como ser o Clark e o Super-Homem.
Ona ihanet edip, yalan söyledim ve onu öldürtmeye çalıştım.
Eu traí-o, menti-lhe, e tentei que o matassem.
Kurtulmaya, her şeyi geride bırakmaya çalıştım... ama asla başaramadım.
E tentei libertar-me, estás a ver. Deixar tudo para trás. Mas nunca consegui.
Klinikten kaçmaya çalıştım fakat Elizabeth akşam yemeğine kalmam için ısrar etti.
Tentei escapar-me da clínica, mas... a Elizabeth obrigou-me a ficar para o jantar.
Davies'ten seni bulmasını istedim ben de bu sırada sana yardım edebilmek için çalıştım.
Exigi ao Davies que te encontrasse e comecei a trabalhar em formas de te poder ajudar.
Saldırıyı duyar duymaz gelmeye çalıştım.
Regressei assim que soube do ataque.
Tüm hayatım boyunca bunun için çalıştım.
Foi aquilo por que trabalhei toda a vida.
Bizi terk ettiği için, kötü biri olduğu için ve tüm hayatım boyunca bu lekenin üstünü örtmeye çalıştım.
Por deixar-nos, por se ter tornado mau... E em toda a minha vida tentei tapar essa mancha.
Ona anlatmaya çalıştım.
Tentei avisá-lo.
Sanki biri bedenimin içine girmiş gibiydi. Seni uyarabilmek için direnmeye çalıştım.
Que alguém estava dentro do meu corpo e estava a tentar resistir para poder avisar.
Çözmeye çalıştığım şey o ama Mia'yı geri getirene kadar cevap alamayacağız.
- É o que estou a tentar descobrir, mas só teremos respostas quando a Mia voltar.
Burada çözmeye çalıştığımız şey büyük bir şey.
Bem, descobrir o que fazemos neste mundo essa é a pergunta mais importante.
Evet. - Bütün gün Al'in yanında çalıştım.
Estive em casa do Al a trabalhar, todo o dia.
O posteri koruma amaçlı olarak astım. Herifin teki bana o poster hakkında sorular sorarsa beni oyalayarak, dükkanı soymaya çalıştığını anlıyorum.
Se aparecer alguém a perguntar pelo pôster é porque quer que eu me vire, para me assaltar.
Ara vermeyi unutma, kızım. Çok çalıştın.
Não te esqueças da pausa, miúda, trabalhas demasiado.
Sen kütüphaneci oluyorsun ben çalıştığım gazete için oraya geliyorum... Buların hepsi senin için uydurduğumuz profilde yazıyor.
Tu seres bibliotecária, e eu ir lá fazer pesquisas para um jornal, é tudo parte de um perfil que nós inventámos.
O şarkıya tek senin için çalışmıştım.
Eu ensaiei esta canção só para ti.
Babamla beraber üzerinde çalıştığım bir konuşmam vardı.
Tinha um discurso preparado no qual eu... tinha trabalhado com o meu pai.
Söylemeye çalıştığım şey de bu.
É o que tento dizer-te.
Ryan birlikte çalıştığımızı nerden öğrendi?
Como é que o Ryan soube que trabalhávamos juntos?
Üzerinde çalıştığım şeyi göz önüne alınca bunun ilginç bir fikir olduğunu düşündüm.
Achei que era um conceito interessante, tendo em conta aquilo em que trabalhei.
Yapmaya çalıştığım her şey sana yardımcı olabilmek içindi.
Só estava a tentar ajudar-te.
Oğlunuzla birlikte çalışmıştım.
Combati com o seu filho.
Savaşmana yardım etmesi için kafana koyuyorlar çalıştığındaysa bizi olduğumuzdan farklı görüyorsun.
Metem-nos na vossa cabeça para vos ajudar a combater e, quando funcionam, veem-nos de maneira diferente.
- Granular'da mı çalışmıştı?
- Ele trabalhava na Granular?
Üzerinde çalıştığımız şey bir interaktif artırılmış gerçeklik sistemi.
Estamos a trabalhar num sistema de realidade aumentada.
Bence üzerinde çalıştığımız tam sürümün beta testine katılmalısın.
Acho que devia participar no teste beta do nosso projeto.
Şu anda üzerinde çalıştığımız şey tarihin en kişisel korku oyunu.
Estamos agora a trabalhar no jogo de sobrevivência de terror mais pessoal de sempre.
Burada çalışmaz sanmıştım.
Pensava que ainda não havia cá.
Anlaşılan benim adamlarımın sizin için çalıştıklarını düşünüyorsunuz.
Menina Messina, aparentemente pensa que trabalho para si.
Pablo'nun Adalet Binasını kuşatırken birlikte çalıştığı M-19 komünistlerini hatırladınız mı?
Lembram-se de quando o Pablo colaborou com os comunistas do M-19 durante o cerco ao Palácio de Justiça?
Seninle çalıştığımı biliyor.
Sabe que trabalho contigo.
Doğal olarak kalkış kontrolünü çalıştıracaktım ancak bunu yapmak McLaren'de günler sürüyor.
Naturalmente, isso significava ligar o controlo de partida, Que na McLaren leva cerca de uma quinzena.
Ne demeye çalıştığımı biliyorsun.
Sabes o que quero dizer.
Bu şeyi çalıştıramayacağımı söylemiştim!
Já vou. Já disse que não sei lidar com esta coisa.
Başkan'ı öldürmeye çalıştığımı itiraf edeceğim ama karımı ve kızımı rahat bırakacaksınız.
Vou confessar que tentei matar o Presidente, mas a minha mulher e a minha filha são deixadas em paz.
Hiç daha önce mesai ücreti almadan seve seve çalışacak bir polisle tanıştın mı?
Alguma vez conheceu um polícia que fique feliz por trabalhar sem receber?
- Beraber çalıştığım grup... Bazı insanların özel bir gene sahip olduğunu ve bu sayede hayvanların onlardan uzak durduğunu düşünüyor.
- O grupo com quem estava a trabalhar... eles acham que algumas pessoas têm um gene especial que faz com que os animais se afastem.
Şimdi çalıştırmamız lazım.
Temos que ligá-lo agora.
Bu aleti çalıştıracağım. Böylece sen ve Gordo...
Vou pôr isto funcionar, assim tu e o Gordo...
90'lı yıllarda bir süreliğine aktif olan bir seri katil davasında çalışmıştım.
Trabalhei num serial killer bastante activo nos anos 90.
Bir şey telafi etmeye çalıştığım yok.
Não estou a desfazer nada. Posso ir para a prisão.
- Büyü spektrometresini çalıştırdım.
Tenho o espectrómetro a funcionar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]