Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çünkü onlar

Çünkü onlar перевод на португальский

4,070 параллельный перевод
Mat 5 : 4'de,'Ne mutlu yaslı olanlara çünkü onlar teselli edilecekler'der.
Mateus 5 : 4 diz : "Bem-aventurados os que choram, pois serão consolados."
Çünkü onları paylaşıyoruz, anlıyorum.
Porque as dividimos, entendi.
Var olduklarını biliyoruz çünkü onları gördük. Ama görsel doğrulama için bir vajinayı bağlayamayız.
Sabemos que existem, porque vimo-las, mas não se pode ligar uma vagina para uma verificação gráfica.
Tabii, Yüzbaşı Daniels ve kocasının parmak izleri dışında fakat bu tamamen mantıklı çünkü onların evi.
Excepto as que pertencem à Tenente Daniels, e ao marido, mas faz sentido pois é a casa deles.
Çünkü onlar arkadaşımın arkadaşı değiller.
Porque eles não são amigos do meu amigo.
Melekleri cennete geri yollamaya varım çünkü onlar birer pislik.
Quero pôr os anjos no Céu porque são uns cretinos.
Çünkü onlar dışarıda Ollie ve ben buradayım.
Porque estão lá fora, Ollie, e eu estou aqui.
Onlar hamamböcekleri gibi saklanıyorlar. Çünkü onlar çocuklara bomba bağlayıp restaurantlara, stadyumlara Ve hava alanlarına yolluyorlar.
Eles escondem-se como baratas porque eles colocam bombas em crianças... e enviam-nos a restaurantes, e estádios de futebol e aviões.
- Çünkü onların sorunu bizim sorunumuz değil dedik de ondan. - Biliyorum.
Concordámos que o problema deles não é nosso.
Planlarını gizlemeye çalışmayı bırak, çünkü onların ne olduğunu biliyorum.
Pára de esconderes os teus planos porque eu sei quais são.
Beth ve Lee bu evden, orijinaller. Çünkü onlar hiç evden çıkmadılar.
A Beth e a Lee pertencem originalmente a esta casa, porque nunca saíram daqui.
Çünkü onlar "senin" planların. Hadi durma!
Porque são os teus planos!
Çünkü onların muhteşem ürünleri senin için takip ediyor.
Porque os seus incríveis produtos fazem-nos manter actualizado.
Çünkü onlar benim kızım değil.
Porque elas não são minhas.
Her öğrenci kopya çekmeyeceğine yemin edip, kopya çekenleri söylerse kimse sistemi bozamaz çünkü onlar sistem olur.
Se cada aluno se comprometer a não fazer batota, e denunciar todos os batoteiros, ninguém vai enganar o sistema porque eles vão ser o sistema.
Çünkü onların içinde açgözlülükten başka bir şey yok. Ölüler beni istedi.
Por causa daquelas que não se importam com mais nada que não ganância, os mortos quiseram-me.
Kefalet verdin çünkü onlar umurunda değildi ve bu şahsi bir dava.
Concedeu fiança porque não queria saber desses tipos e isto é pessoal.
Biliyorum, çünkü onların yerini söyleyen kişi bendim.
Sei... porque fui eu que os lixei.
Çocukları ona sarıldığında onları hatırlamayacak. Çünkü çocuk istiyordum.
É porque... queria ter filhos.
Seni sevdiğimi söyledim çünkü sana efendilik bağıyla bağlıydım ve şimdi bağlı olmadığım için onların hiçbirinin gerçek olmadığını biliyorum ama eğer sen hâlâ gerçek olduğunu düşünüyorsan yani belki de duyguları konusunda yardıma ihtiyacı olan kişi sensindir. Ben değil.
Disse que te amava porque tinha um laço de patrono a ti, e agora que não estou, sei que nada disso foi real, mas se ainda pensas que foi... talvez sejas tu que precisa de ajuda com as tuas emoções,
Catherine, benim kardeşlerimin naaşları da bulunamadı. Ama ben hâlâ onların mezarlarına gidiyorum. Çünkü bu bana onları hatırlayacak bir yer veriyor.
Catherine, os corpos dos meus irmãos nunca foram encontrados, mas ainda vou às suas sepulturas porque isso dá-me um sítio para me lembrar deles.
Onlar FBI. Yardım etmek için bir görev gücü oluşturuyorlar çünkü elimizde tam anlamıyla bir seri katil vakası var.
Estão a juntar uma equipa para ajudar porque parece que temos um serial killer nas nossos mãos
Çünkü sikebileceğim bir sürü kız var. Ve onlar böyle kan ve sargı içinde değiller.
Porque há muitas miúdas que eu possa foder que não pareçam um enorme saco de merda e de sangue.
Tamamen bilgilendirilmişler çünkü sen onların kaynağısın.
Estão bem informados porque és a sua fonte.
Haklı da olurlar çünkü bence onlar dar kafalı, cafcaflı ve sıkıcı.
E teriam razão, porque acho-os tacanhos, pretensiosos e aborrecidos.
Daha ziyade bir tarikat gibiler, ve zamanın sürekliliği onların satranç tahtası, ve bizim gibiler de onlar için birer yüküz çünkü biz nelerin tehlikede olduğu biliyoruz.
São um tipo de culto, e o Continuum espaço temporal, é o seu tabuleiro de xadrez, e pessoas como nós, somos um problema, porque sabemos jogar.
Çünkü içlerinde onlar da iyi insanlardır.
Porque, lá no fundo, eles são gente boa.
Çünkü inan bana hayattaki en güzel şeyler onlar.
Porque, acredita, essas são as melhores coisas da vida.
Çünkü Michael Westen'a ulaşmamı sağlayamazsan geriye kalan tek soru onlar beni öldüremeden benim kaç kişiyi öldüreceğim.
Porque se não me colocares em contacto com o Michael Westen... A única pergunta será quantos corpos posso derrubar antes deles me apanharem, e digo-te...
Çünkü eğer onları önce ben bulursam onları çıplak ellerimle parçalarına ayırırım.
Porque se eu os encontrar primeiro... vou despedaçá-los com as minhas próprias mãos.
Onlar bizim küçük kolonimize dikkat kesildiler, çünkü son birkaç yıl içinde karmaşık şeyler oldu.
Eles estão a descer à nossa pequena "colónia" porque as coisas ficaram realmente confusas nos últimos anos.
Çünkü ben anca onları çekerim!
Sou um farol para eles!
Onlar ne demektir, iyi görünümlü ya da 'Önemli değil çünkü.
Não estão bonitos ou feios, não importa.
Çünkü o zaman oraya gidip onları öldürmek zorunda kalmam.
Porque assim não tenho de ir até lá e matá-los.
Onlar bize çok yardımcı oldu çünkü. Anne, hadi.
- É que têm-nos ajudado imenso!
İnsanlar korkudan titriyor, çünkü ben güçlüyüm. Onları korkutacak kadar güçlüyüm.
As pessoas tremem de medo porque tenho o poder de fazerem temer.
Tam da o olay olduktan sonra, çünkü Onlar bir şekilde onu yargılamaya mecburdular...
Bem, logo depois do que aconteceu, porque, sabes eles tinham que, assim, arrastá-lo em tribunal e todas essas coisas...
Bu başka şey onları çok korkutacak çünkü belki buna sahip değiller.
E que essa outra coisa vai apavorá-los, porque talvez eles não a tenham.
- Onların babası çünkü.
- Ele é o pai deles.
Bir ajan olarak beklediğiniz anlar bunlardır. Çünkü size ne kadar yakın olurlarsa onları mahvetmeye o kadar yakın olursunuz.
Esses são os momentos que esperas como espião, porque quanto mais próximo forem de ti, mais próximo estarás de os destruir.
Onlar için değerli olduğunu da biliyoruz çünkü ona ulaşabilmek için bir sürü polis öldürmeye niyetliydiler.
E é valioso. Estavam dispostos... a matar muitos policias por isso.
O erkeklerle yarışıp onları yenmek istedim, ama yapamadım, çünkü kadınların o zamanlar bunu yapmasına izin verilmiyordu.
Eu queria pilotar com os rapazes na pista, e vencer... No entanto não pude, porque as mulheres não podiam fazer isso.
Onları attım çünkü annemin ayakkabılarıydı. Ayak izinin ona ait olduğunun düşünülmesini istemedim. Gördün mü?
Eu deitei-os fora porque eram da minha mãe e não queria que ninguém pensasse que eram as pegadas dela.
Ağacın dalları şüphesiz ki büyüyor çünkü özgürlüğün bedeli ağırdır. Bu anıt, ne kadar zaman geçerse geçsin, yaşam ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, onları unutmayacağımız anlamına geliyor.
Embora os galhos venham a crescer... porque o custo da liberdade é alto, este memorial significa que... não importa o quanto o tempo passe, não importa o quanto dura fique a vida, vamos lembrar-nos.
Kızım ise benimle hiç bir yolculuğa çıkmaz. Çünkü, görünüşe göre, Onları utandırıyorum.
E as minhas filhas evitam ir em qualquer tipo de viagem comigo, porque, aparentemente, eu faço-as passar vergonhas.
Ne söyleyeceğimi bile bilmiyorsun. Söyleyeceğin altı şeyi biliyorum ve onları söylemeyeceksin çünkü söylediğim gibi Rachel bu adamı sorguya çekmeni istemiyor.
Eu sei quais são as próximas seis coisas que vais dizer e não as vais dizer, porque eu te disse que a Rachel não quer que espremas este pobre jovem.
Onları aradım çünkü sen bir şey yapmıyordun, Harvey.
Eu liguei-lhes, Harvey, porque tu não estavas a fazer nada.
Hayır, onları öldürdüm çünkü müvekkiliniz bunu için para verdi.
Não, eu matei aquelas pessoas porque a sua cliente me pagou.
Şimdi, biraz dinlen çünkü içinde bana açıklayacağın bir çok şeytan var, ve ben onları kazıp çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
Podes ir descansar, pois está claro para mim que ainda há mais demónios dentro de ti e farei o que for preciso para os desenterrar.
Çünkü orada bir şey varsa onları savuşturur.
Porque se há alguma coisa ali fora isso vai afastá-los.
Onlar iki silahlı elemanla içerdeler çünkü Sam onları vurmamamı söylemişti.
O quê? Eles estão dentro da casa com dois guardas armados porque o Sam disse para não os matar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]