Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Onlara

Onlara перевод на португальский

50,959 параллельный перевод
Onlara yardım etmek için seçildiği insanlara ihanet edenlerin ağzına sıçayım!
Vão à merda, vocês que traem as pessoas que vos elegeram!
Onları, Bay Jones'un kardeşlere kafayı taktığına ve onlara kişisel bir garezi olduğuna ikna edeceksin. Sonra arkamıza yaslanıp Mitchum kardeşlerin Bay Jones sorunumuzu çözmesini izleyeceğiz.
Vai convencê-los de que o Sr. Jones lhes guarda rancor, uma hostilidade pessoal, e depois vamos sentar-nos e observar enquanto os irmãos Mitchum tratam do nosso problema com o Sr. Jones.
Normalde temsilcilerimi böyle adamlarla muhatap etmem ama bunu sen ortaya çıkardığın ve onların namına olan yanlışı düzelttiğin için onlara bunu verdiğin zaman sevinçten havaya uçacaklardır. Bu 30 milyon dolarlık çeki.
Ora, normalmente, nunca enviaria um dos meus agentes para lidar com tipos destes, mas uma vez que você descobriu e corrigiu o erro em benefício deles, eles ficarão deliciados quando lhes entregar este cheque de 30 milhões de dólares.
Onlara yardım etmek için seçildiği insanlara ihanet edenlerin ağzına sıçayım.
Vão à merda, vocês que traem as pessoas que os elegeram.
- Anlaşmamız gereğince onlara bire bir tarifimi verdim fakat tarife uyduklarını sanmıyorum.
E eu dei-lhes as minhas receitas exactas, segundo o nosso acordo, mas não me parece que eles as estejam a seguir.
Biz onlara karşı duracağız.
Sabe, somos... somos nós contra eles.
Ölmeden önce onlara şöyle diyor :
Ela dirige-lhes as últimas palavras :
Bazı generallerin savaşı bu kadar sevmesi sadece savaşta onlara gerçekten iş düştüğü içindir belki.
Podemos argumentar que certos generais gostam tanto da guerra porque é só na guerra que se sentem verdadeiramente relevantes.
Ama eğer onlara çok para vermezsem beni öldüreceklerini söylediler.
Mas, eles disseram que me iam matar se eu naõ lhes desse montes de dinheiro, caralho
Ne olmuş onlara?
O que é que se passa com eles?
Onlara ne yatırımı yapıyorsun?
Fazes com que eles invistam no que?
Bana kadınların, onlara ne yapması gerektiğini söylemediğin sürece ne istedikleri hakkında hiçbir fikirlerinin olmadığını anlattı.
Ele diz que as mulheres não fazem ideia do que querem e temos que lhes dizer o que elas devem fazer.
Onların bana benim de onlara ihtiyacım var.
Eles precisam de mim, mas eu preciso deles.
Karşılığında hiçbir şey beklemeden onlara bakıyorum.
Eu tomo conta deles e não espero nada em troca.
Protesto ederlerse White Tower onlara hizmet verecek mi?
E, assim, serão servidos no White Tower?
Onlara hak vermiyor değilim.
Eu acreditaria nisso.
Onlara verilecek olan ceza nedir?
Ministro. Rainha mãe.
Peki elektriği kontrol edebiliyorlarsa, onlara nasıl engel oluruz?
Então, se eles os controlarem, como é que os detemos?
Onlara Hayalet Sürücüler diyoruz.
São chamados Cavaleiros Fantasmas.
Onlara yardım ettiğimi düşünüyorsun çünkü ölü oğlumu geri getirdiler.
Acham que os ajudei porque eles me devolveram meu filho morto.
Bence onlara gerçekte kim olduğunu söylemen gerek.
Talvez deverias contar-lhes quem tu é na realidade.
Onlara acısını unutturmak için haşhaş sütü verdim ve sonra onları savaşmak için gönderdim.
Dei-lhes leite da papoila para se fazerem esquecer da dor, e depois enviei-as para lutar.
Onlara verdiğin adlar bunlar mı?
São esses os nomes que lhes deste?
Şayet insanlar bizi ben adamların yerine eşleriyle oturduğumda daha iyi anlayacaksa eğer dünya onlara böyle daha mantıklı gelecek ve bu sayede otoriten artacaksa hatta rahatsız edici olsa bile seninle anlaşma yapmak istiyorum.
Se a rua nos entende melhor quando me sento entre as esposas dos vossos homens em vez de entre os vossos homens, se o mundo lhes faz mais sentido dessa forma e a vossa autoridade aumenta por causa disso, por muito desconfortável que seja, então esse é um compromisso que estou disposta a assumir.
Şayet bir gün yine İngiltere'yle karşılaşırsak bence onlara verecek bir cevabımız olacaktır.
Um dia, se virmos Inglaterra de novo, imagino que teremos de responder por isso.
Onlara kalacak yer ayarlarsanız memnun olurum, evet.
Agradar-me-ia que os acolhesse, sim.
Batıdaki çiftliklere yaptığımız baskınlarda onlara liderlik eden sen değildin.
Não foste tu a conduzi-los em incursões nocturnas pelas plantações a Oeste.
Yani Uzun John Silver'ın yokluğunda adamlar beni izleyecek, seni değil. Bundan sonra ne olacağı konusunda da onlara cevap verecek kişi ben olacağım, sen değil.
Portanto, na ausência de Long John Silver, os homens procurarão em mim, não em ti, as respostas para o que será feito a seguir e serei eu a fornecer-lhes essas respostas, não tu.
Erken gelmişler, onlara daha sonra gelmelerini...
Como vieram adiantados, peça-lhes para voltarem...
Ve sen evime gelip onlara saygısızlık ediyorsun.
E tu vens aqui desrespeitá-los?
Bu yüzden onlarla savaşmak için bahara ihtiyacımız var. Onlara kim olduğumuzu göstermek için.
Precisamos que a primavera os combata, que lhes mostre quem somos.
Onlara dua ettirirsen sana tapacaklar.
Irão venerar-te, se os fizeres rezar.
Onlara kim olduğunu göster.
Mostra-lhes quem és.
Onlara deyin ki baharı ellerinden aldık.
Diz-lhes que levámos a primavera.
Ve sen orada olup onlara aksini göstermezsen...
E se não estiveres lá para lhes revelar o contrário...
Onlara bir yuva verdik, hayatta uğruna yaşayacakları bir şey, katkıda bulunmak için bir neden verdik.
Demos-lhes uma casa, algo por que viver, um motivo para contribuir.
Onlara öldükten sonra ne oluyor?
O que lhes acontece quando morrem?
Bu, onlara bir amaç veriyor. Onları önemsiyorum.
Dá-lhes um propósito e eu preocupo-me com eles.
Ben de onlara,
E eu depois digo-lhes :
Tabii ki genç kızlar korkuyor, sonuçta onlara bir şeyler öğretenler ajansları, ne derlerse inanırsınız.
Mas é um fator de medo para uma jovem e quando olhamos para o nosso agente, que nos tem ensinado coisas, vamos acreditar no que ele diz.
Ben de onlara diyorum ki, "Başka bir şey yapmayacaksın, diğer her iş gibi, biri ne yaptığını öğrenecek."
E eu penso : "Pois, não vais fazer mais nada. Em qualquer emprego, alguém vai saber o que fazias."
"Pekâlâ, onlara söylerim." dedi.
E ele disse : "Está bem, vou dizer-lhes isso."
Bu yüzden bunu anlatıyorum, prezervatif kullanımı gibi şeyler. Elimden geldiğince onlara destek olmaya çalışıyorum.
É por isso que eu falo da questão dos preservativos e tudo o resto e tento fazer o meu melhor para apoiar estes tipos.
Ama buna karşı durabilmek, tarihte buna itiraz eden ilk kişi olmak, sektöre karşı bu kadar sert bir çıkış sergilediğim ve bir şeylerin yanlış olduğunu onlara gösterdiğim için pişman değilim.
Mas ser capaz de fazer frente a isso, ser a primeira pessoa a fazer frente... Atacar tão violentamente a indústria para mostrar que havia coisas que estavam erradas e abordá-las não me arrependo disso.
Ama oyuncalara gelirsek, bu kararı onlara bırakmak belki de gayet mantıklı.
Mas acho que, entre os atores, será provavelmente muito razoável deixá-los tomar essa decisão.
Onlara bir kapı açtım.
Eu abri-lhes a porta.
Onlara da söyledim. " Merak etme.
Eu disse-lhes isso e eles responderam :
Onlara sen duyurursan inanacaklardır.
Elas vão acreditar se você anunciar.
Kılıç, sopa, mızrak, tırpan, orak. Onlara bulabilecekleri silahları getirmelerini söyleyin.
Diga-lhes para trazerem qualquer arma que possam usar espada, sabre, vara, lança, foice.
Onlara, bu krallığı bozan hastalığı temizlemek için Kraliçe Ana Shivgami'nin torunu ve Amarendra Baahubali'nin veliahtıi...
Para erradicar a doença que contaminou este reino.
Onlara hala ihtiyacımız var.
Ainda as estamos a usar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]