For more than Çeviri Türkçe
7,491 parallel translation
You know, in hotels nowadays, they let you unpack your suitcase when you've stayed for more than six months.
Şimdilerde otellerde, eğer 6 aydan fazla kalıyorsan eşyalarını bavulundan çıkarmana izin veriyorlar.
It is a problem that has festered for more than a generation.
Bir kuşaktan uzun süredir iltihap gibi biriken bir sorun bu.
They're the only ones who didn't ask for more than I offered.
Anlattıklarımdan daha fazlasını sadece bunlar sormadı.
"There's nothing I wish for more than for you to come and visit me."
"Beni ziyaret etmeni cânı gönülden arzuluyorum."
I can never stay angry at you for more than a day.
Sana asla bir günden fazla kızgın kalamam ben.
Or you- - that your penis could ever possibly remain erect for more than a couple of seconds, even with a cock ring on.
Yakında amacına ulaşacaksın. Sen! Penisin bir sik yüzüğüyle olsa da birkaç saniyeden fazla erekte kalabiliyor.
That is the last time you and I see each other for more than five minutes.
En son o zaman uzun uzadıya görüşebilmiştik.
Amanda told me that they don't, keep interns for more than a year if they're not gonna hire them, so...
Amanda işe almayacaklarsa bir yıldan fazla süre stajyer tutmadıklarını söyledi.
So I hope you're here for more than a clean conscience.
Umarım ki buraya daha temiz bir vicdandan fazlası için gelmişsindir.
It's no surprise, considering it's been Mr. Hobbes'mission to destroy the Lombardo family for more than 15 years.
- Bay Hobbes'un 15 yıldan uzun süredir Lombardo ailesini yok etmeye çalıştığını düşünürsek bu hiç şaşırtıcı değil.
For more than a year, we have worked very closely with Phenotrans to improve how we treat infected people.
1 yıldan uzun süredir virüs kapmış insanlara uygulanacak tedaviyi geliştirmek için Phenotrans'la birlikte çalıştık.
"He means more to me than my life. I will do everything for him."
# O benim hayatımdan daha değerli # # Onun için her şeyi yaparım #
Hold that position for long enough and you might convince everyone you're something more than you actually are.
Bu ilişkiyi yeterince sürdürürseniz herkesin gözünde kendinizi olduğunuzdan daha büyük gösterebilirsiniz.
More than my leg or the gym, I mean, we can fix those but... she's too good for this to happen.
Bacağımdan veya salondan, yani onları tamir edebiliriz... O bunun olması için fazla iyi, babamın yaptığı için.
I hang around you because of your money, but for thirty years at least, my mother loved you more than anyone else.
Para için yanınızda olduğum doğru. Ancak otuz yıl önce annem sizi herkesten çok sevmişti.
I have feared for days that Flint might not want that gold to ever be found, that it would interfere with plans he held more important than gold, more important than wealth.
Flint'in o altını hiç bulmak istememesinden korktum, altından daha önemli olan planlarını gerçekleştirmek için, zenginlikten vazgeçeceğinden.
It's more than enough space for 1 life, so...
Bir insanın hayatına bu kadar süre uzayda kalmak yeter de artar bu yüzden...
For Maya, the lizard is nothing more than a fleeting distraction.
Maya için kertenkele zaman kaybından başka bir şey değil.
Look, I know I've been out of play for a while, but I am a much smarter, more capable person today than I was 15 years ago.
Bakın bir süre oyunun dışında kaldığımı biliyorum... ama artık 15 sene önce olduğumdan... daha zeki ve yetenekli bir insanım.
Right. So, basically, we end up working for EndFrame after giving them our idea, which was way better than theirs, and they end up making more money than us.
Yani onlara onların fikrinden daha iyi olan fikrimizi verdikten sonra EndFrame adına çalışacağız onlar da bizden daha fazla para kaldıracak.
- For example, our company receptionist has multiple Louis Vuitton purses, and I know for a fact, even though it's none of my business, that just one of those purses costs more than her monthly salary.
Mesela, bizim şirketin resepsiyonistinin dolu Louis Vuitton çantası var ve şundan eminim ki o çantalardan birinin fiyatı onun aylık maaşından daha fazla.
You know, for a long time I held fashion in such a high regard, but it was actually much more difficult constructing a three dimensional toy than it is a piece of clothing.
Uzun süre modayı daha üst bir seviyede gördüm ama üç boyutlu bir oyuncağın yapımı kıyafet yapımından çok daha zor bir iş.
Mozart, bach, handel, those guys have got more control over my life than I do and they've been dead for over 300 years.
Mozart, bach, handel, Bu adamlar sonra ı yapmak hayatımın üzerinde daha fazla kontrol var. Ve onlar 300 yılı aşkın bir süredir ölü oldum.
You're just busted'cause they was yelling for me more than they was yelling for you.
Bozuk atıyorsun, çünkü bana senden daha çok tezahürat yaptılar.
If you really love someone. You want more for them than you want for yourself.
Eğer birini seversen kendin için istediğinden daha fazlasını onlar için istersin.
But more than that, I wanted her to go, for her.
Bundan ayrı olarak da gitmesini istemiştim, kendisi için.
- What I have to tell you is more for your husbands sake than mine.
Söylemem gereken şey benim iyiliğimden çok kocanızın iyiliği için.
He's more ready now than he's ever been in the fights that I've trained him for the last, the last 18 years.
Dövüş alanında onu son 18 yıldır eğittim.
The priesthood has changed my life more than I could ever hope for.
Rahiplik, hayatımı hiç düşünmediğim kadar değiştirdi.
I trust him, which is more than I can say for you now.
Ona güveniyorum ama senin için aynı şeyi söyleyemem şu an.
Now more than ever is the time for solidarity.
Artık her zamankinden daha çok birlik olma zamanı.
Break for a few months and hope people start wishing more than ever?
Bir kaç ay ara verip insanların öncekinden daha fazla dilek dilemesini beklemek mi?
Well, for starters, you could teach him that waving a baseball bat in other kids'faces is not much more acceptable than getting slapped by a grownup.
Öncelikle ona bir çocuğun yüzüne doğru beyzbol sopası sallamanın bir yetişkin tarafından tokatlanmaktan daha az kabul edilebilir olmadığını öğretmen gerek.
The world is more complicated than that for my generation.
Dünya benim jenerasyonum için daha karmaşık.
He probably did more for the psychological underpinnings of characterization in motion pictures than anyone.
Sinemada canlandırma işine, muhtemelen herkesten çok psikolojik destek verdi.
For a brief time, we were more than colleagues.
Kısa bir süre için iş arkadaşından fazlasıydık.
It's where you look for results to suit your theory, because your self-esteem has become more important than the scientific truth.
Teorinize uygun sonuçlar aradığınız yerde özgüveniniz bilimsel doğruluktan çok daha önemli bir hâle gelir.
As president of City Council, I, Councilwoman Brandi Maxxxx, star of more than 11,000 adult films in the last two years, officially declare Garry Gergich Mayor of Pawnee, Indiana, for the fourth time.
Bendeniz İl Meclisi Başkanı Encümen Brandi Maxxxx olarak... Son 2 yılda 11 binden fazla pornonun yıldızı. ... Garry Gergich'i resmen Pawnee Valisi ilan ediyorum.
The parish council's not here to make a quick buck for somebody who already has more than enough.
Kasaba heyeti zaten yeterince parası olan birini kısa yoldan zengin etmek için toplanmıyor.
It's about Ben, and he will do more for women than Hartwell.
Konumuz Ben. Kadınlar için Hartwell'den çok daha fazlasını yapacak.
Finn : At the very least, this prison is a bit more comfortable than the box you held me in for almost 900 years.
Sonuç olarak bu hapishane beni neredeyse 900 yıl boyunca tuttuğun o kutudan biraz daha rahat bir yer.
Is nothing more than a deception to myself, to everyone, for, were I truly noble, brother,
Bu asil erkek geyik benim için ve herlese karşı kendimi kandırmaktan başka bir şey değildi. Eğer gerçek anlamda asil olsaydım kardeşim bunu senden saklamazdım.
And in exchange for nothing more than an empowered werewolf pack to serve as his own personal army.
Karşılığında alt tarafı kişisel ordusu için kullanacağı güçlenmiş kurt sürüsü istiyor.
Now, to me, that makes a hell of a lot more sense than shooting a complete stranger that you've demonized for your own agenda.
Bana göre bu kendi kafanda şeytan ilan ettiğin bir yabancıyı vurmaktan daha mantıklı.
Yeah, but you stood up for yourself, and that's more than I can say.
Evet ama kendini savundun. Ben onu bile yapamadım.
And at least he's fucking trying, which is a lot more than I can say for you.
En azından çabalıyor be, ki bu benim sana söyleyebileceğimden katbekat fazlası.
Well, I don't know what kids are into these days, but people can't be spending more than a couple of bucks for dirty underwear. Can they?
Bugünlerde çocuklar ne seviyor bilmiyorum ama insanlar müstehcen külotlar için bir iki kâğıttan fazla ödüyor olamaz, değil mi?
Actually, dad would be charged with more than assault for that, probably aggravated battery with a deadly weapon.
Aslında, babam bu durumda saldırıdan fazlasıyla suçlanırdı büyük ihtimalle ölümcül bir silahla adam yaralamakla.
See, we're going for a more youthful customer, and she's urban, and she's active, and she responds better to a plant than a face.
Bu müşteri şehirli ve aktif. Bitki bir yüzden daha çok ilgisini çekiyor.
And what could be more salubrious for a conqueror than the motivation to become so strong he's never dethroned again?
Ve bir fatihin daha güçlü olma motivasyonundan ve tahttan birdaha düşmeyeceğini düşünmesinden değerli ne olabilir?
Things were okay for us back in D.C., but I want more than okay for us.
D.C.'de işler yolunda gidiyordu. Ama ben bizim için bundan daha fazlasını istiyorum.
more than you know 97
more than you think 24
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more than anything 252
more than you think 24
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more than that 286
more than anything in the world 53
more than a few 27
more than a little 19
more than anyone 57
more than one 77
more than usual 36
more than 287
more than once 124
more than that 286
more than anything in the world 53
more than a few 27
more than a little 19
more than anyone 57
more than one 77
more than usual 36
more than 287
thank you 126302
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
than 312
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
than 312
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thank you so much 3846
thanks for letting me know 59
thank you for your support 46
thank you for your service 99
thanks for the heads up 54
thank you for having me 75
thanks for nothing 103
thanks for coming 1274
thank you for everything 270
thanks for playing 28
thanks for letting me know 59
thank you for your support 46
thank you for your service 99
thanks for the heads up 54
thank you for having me 75
thanks for nothing 103
thanks for coming 1274
thank you for everything 270
thanks for playing 28