Happy ending Çeviri Türkçe
1,219 parallel translation
I always hope for a happy ending.
Hep, bunun mutlu sonla biteceğini ummuştum.
But if I'm really being honest, I never thought it would have a happy ending.
Ama dürüst olmam gerekirse, bunun hiç mutlu sonla biteceğini düşünmedim.
I don't know what a happy ending is.
Mutlu sonun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
Well, I guess this story has a happy ending after all.
Şey, görünüyor ki bu hikâye için mutlu bir son var.
We all know there's no happy ending there.
Hepimiz orada mutlu bir sonun olmadığını biliyoruz.
That's a happy ending.
İşte mutlu son.
You know, Chris, I love a happy ending just as much as the next guy.
Biliyor musun Chris, bende herkes gibi mutlu sonları severim.
I'll tell you a story about the old man who got in my way... and it's not a happy ending.
Ben de sana yoluma çıkan yaşlı bir adam hakkında bir hikaye anlatayım ve mutlu sonla bitmiyor.
Kijoo Han of GD Motors a happy ending with his fiancee, Taeyoung Kang in Paris
GD Motordan Han Ki Joo nişanlısı Kang Tae Young ile Paris'de mutlu sona ulaştı.
I'd also like the story to have a happy ending but I don't know how to write it.
Hep hikayenin mutlu sonla bitmesini istedim ama nasıl yazacağımı bilmiyordum.
Some years back, I had a happy ending in my grasp but I let it slip away.
Birkaç yıl öncesinde mutlu sonlarım vardı. Ama geride kalmıştı.
- Where's my happy ending?
- Nerede benim mutlu sonum?
I've found my happy ending at last.
Ben sonunda mutlu sonumu buldum.
[Bridget] So, as you can see, I have found my happy ending at last.
Gördüğünüz gibi, mutlu sonumu sonunda buldum.
The big wrap-up, the happy ending, the grand finale.
Büyük son, mutlu son, büyük final.
A happy ending.
Mutlu son.
"among all my memories" "among all my memories" A happy ending, I see
Mutlu bir son, ha?
Have you ever seen a musical without a happy ending?
Sen hiç mutlu sonla biten müzikal gördün mü?
We should be grateful to them, they found us a happy ending.
Bize mutlu son buldukları için onlara minnet duymalıyız.
This happy ending is bullshit.
Bu mutlu sonlar ne kadar aptalca.
There's no happy ending with this guy.
Bu herif için mutlu son yok.
You go find your happy ending, Stacy Holt.
Git ve kendi mutlu sonunu bul, Stacy Holt.
A city where you can get a happy ending, if you pay a little extra.
Biraz fazla ödersen mutlu sona erebileceğin bir şehir.
Yes, with a happy ending.
Evet, mutlu son.
A long way from home, but happily following a story that started in the streets of San Francisco, and is about to have a happy ending here in the small, beautiful land of Genovia.
Evden uzaktayız, ancak San Francisco sokaklarında başlayıp, Genovia'nın güzel topraklarında bitmek üzere olan bir hikayeyi takip etmekten mutluyuz.
Boy gets back together with boy in London for a happy ending.
Erkek, erkekle Londra'da tekrar bir araya gelir ve mutlu son.
There's not gonna be a happy ending.
Mutlu bir son falan olmayacak.
A happy ending justifies everything, Alim.
Mutlu bir son her şeyi temize çıkarır, Alim.
I'm going to go give my curly kid a Thai message with a "Happy Ending".
Kıvırcık çocuğuma "Mutlu Son" lu Tayland mesajı vereceğim.
Happy ending.
Mutlu son.
There is no such thing as a happy ending anywhere in this world!
Bu dünyada mutlu son gibi bir şey yoktur!
Let's make it a movie with a happy ending!
Hadi mutlu sonlu bir film çekelim!
It's obvious that the story will have a happy ending!
Hikayenin mutlu sonla biteceği açık!
And this is one happy ending.
Ve bu bir mutlu son.
But she began to fear her story would not have a happy ending.
Ama hikâyesinin mutlu sonla bitmeyeceğinden korkmaya başlamıştı.
Are you serious? Where's the happy ending?
Sniffy öldü mü?
It's the Happy Ending.
"Happy Ending" bu.
I mean, honestly, unless your patient was lucky enough to trip and fall into a CAT-scan machine, he wasn't gonna have a happy ending.
Dürüst olmak gerekirse, eğer hastan ayağı takılıp, şans eseri tomografi makinesine düşmüş olsaydı bile mutlu bir son olmazdı.
Maybe someone will have a happy ending.
Belki birileri mutlu sona ulaşacak.
Only then can you have the happy ending you desire.
Sadece bu şekilde istediğin mutlu sona ulaşırsın.
Because last time out didn't have such a happy ending.
Çünkü geçen sefer mutlu sonla bitmemişti
Guess nobody's story has a happy ending.
Hiç kimsenin mutlu sonla biten hikayesi yok.
And we can give it a happy ending.
Ve ona mutlu bir son verebiliriz.
Think this'll have a happy ending?
Sence bu hikaye mutlu bir sona erer mi?
Well, there goes our happy ending.
Mutlu son buraya kadar.
Happy ending?
Mutlu sonla bitenden mi?
This won't have a happy ending.
Bu mutlu sonla bitmiyor.
This won't have a happy ending.
Mutlu sonla bitmiyor.
I'd be more than happy to write your ending, Mr. Shooter.
Sonunuzu yazmak mutluluktan öte olur, Bay Shooter.
Get a happy ending.
Kimse sana bunları diğerlerinden fazla hakettiğini söylemedi.
Amanda won't be too happy about ending the sessions.
Amanda oturumların sona ermesinden çok memnun kalmayacaktır.
ending 49
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy to be here 18
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy 1779
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy to be here 18
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy 1779
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy valentine's day 135
happy day 44
happy easter 54
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy day 44
happy easter 54
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175
happy thanksgiving 306
happy trails 36
happy holiday 32
happy to see you 20
happy family 66
happy new year 704
happy life 35
happy hour 26
happy to help 108
happy mardi gras 38
happy thoughts 29
happy hunting 95
happy now 166
happy to 82
happy new year 704
happy life 35
happy hour 26
happy to help 108
happy mardi gras 38
happy thoughts 29
happy hunting 95
happy now 166
happy to 82