Happy to do it Çeviri Türkçe
490 parallel translation
Happy to do it for you.
Bunu senin için yaptığımdan dolayı mutluyum.
I'm happy to do it.
Benim için bir zevk.
I'm not entitled to anything for interpreting. I was happy to do it.
Çevirmenlik yaptığım için para hak etmedim.
- Happy to do it.
- Bu onu mutlu etti.
Well, I'd be happy to do it.
Seve seve okurum.
Happy to do it for you, Mr. Castelo.
Memnuniyetle yaparız, Bay Castelo.
In a few hours, I'll be turning him over to the Angosians, and I'll be happy to do it.
Birkaç saat sonra onu Angosianlara vereceğim. Ve bundan da memnunum.
I'm happy to do it.
Bunu yapmaktan memnunum.
- But I am happy to do it.
- Ama bunu yapmaktan hoşnutum.
If that is what it takes to get out of this place... I will be happy to do it.
Bu yerden çıkmak için yapılması gereken oysa onu yapmaya mutlu olurum.
If being there when he checks into his hotel makes him feel better, then I'm more than happy to do it.
Eğer adam otele giriş yaparken yanında biri olmasını istiyorsa, seve seve yaparım.
- Happy to do it.
Bir şey değil.
No problem. Happy to do it, man.
Benim için zevkti.
He was too happy to do it.
Bunu yapmaktan mutluydu.
Any time you feel you want to celebrate your birthday by me giving you 42 of anything, I'd be more than happy to do it.
sana bişeyden 42 kez yapmamı isteyerek doğumgününü kutlama kafasına gelirsen, bunu yapmaktan acayip mutlu olacağım.
Let her support you if she's happy to do it.
Sana destek vermek onu mutlu ediyorsa hiç bulaşma.
I'm happy to do it today before you all You never told me how you managed to tear me away from my abductors
Beni kaçıranlardan nasıl kurtardığınızdan hiç bahsetmediniz.
We're happy to do it.
Bunu yapmaktan memnunuz.
It has made me happy to do this.
Bunu yapmak beni mutlu etti.
This sort of life is new to me, and I do want to make a success of it... and make Mr. de Winter happy.
Bu yaşam biçimi benim için çok yeni ve bu konuda başarılı olup Bay de Winter'ı mutlu etmek istiyorum.
Just that she'll be happy to do what she can to see that I play it.
Sadece benim oynamam için elinden geleni yapmaktan memnun olacağını söyledi.
It's what they do to your happy home.
İşte mutlu evine yaptıkları şey budur.
It makes me happy to do anything that will help restore what is rightfully...
Eski itibarına kavuşturulmasında faydam olacaksa, ne mutlu bana. - Adil olan da... - Evet.
I should also be very happy to bet that you can't do it.
Ayrıca bunu başaramayacağınıza bahse girmeye de memnun olurum.
Well, would it have something to do with his happy marriage?
Şey, mutlu bir evlilik geçirmesi ile ilgili olabilir mi?
Think what it'll do to Harvey's big, happy family.
Harvey'nin büyük, mutlu ailesine ne yaptığını bir düşün
I only have to keep you happy, and I'll work hard to do it.
Sadece seni mutlu etmek için çok çalışacağım.
Anna, do you know what it means to be happy?
Anna, mutluluğun ne demek olduğunu biliyor musun?
Marie-Do, it's so easy to feeΙ happy with you.
Marie-Do, seninle birlikteyken mutlu olmak çok kolay.
Why does it make me happy when people listen to me and seem to like me... and believe whatever I want them to believe... and do whatever I want them to do?
Niçin insanların beni dinlemesi, beni seviyor gibi görünmeleri inanmalarını istediğim şeylere inanmaları, yapmalarını istediğim şeyleri yapmaları beni bu kadar mutlu ediyor?
I know, but why is it so difficult when all I want to do is be happy?
Anlıyorum ama istediğim tek şey mutlu olmakken neden bu kadar zor?
Whatever you want to do, dear... you just go right ahead with if it makes you happy.
Yapmak istediğin ne olursa olsun... seni mutlu edecekse, durma yap canım.
I couldn't think of what to do, till I remembered, when I called you "Dear lady" when I had come for tea... it was then we were happy together
Ne yapabileceğimi bilmiyordum ta ki buraya çay içmeye geldiğimde sana "sevgili leydim" diye seslendiğimi hatırlayana kadar.
I would be happy to do it.
Bundan mutluluk duyarım.
There's enough silver in that hill to make a St. Louis hooker happy but it won't do no good in the hills, understand?
O tepede bir St. Louis fahişesini mutlu edecek kadar gümüş var ama tepede kaldıkça işe yaramaz, anladın mı?
I'll tell you, I would be happy to teach you how to do it.
İnan bana sana da öğretmekten büyük zevk duyarım.
We'd be more than happy to do something about it.
Bunu yapmaktan mutluluk duyarız.
they do it too well, I can't ask you to sacrifice yourself Adam but maybe though be happy with just me.
Bunu da yaptılar. Senden kendini feda etmeni isteyemem Adam ama benimle gelirsen mutlu olurum.
Now, cousin, it would make me happy to do something for you because you are my friend.
Bak kuzen, senin için bir şey yapmak beni mutlu ederdi, çünkü sen benim arkadaşımsın.
Why don't you send a letter to us... and we will be happy to, as I say, take it under advisement... just as we do all requests to see the chairman.
Bu sefer talebinizi bize gönderin. Yönetim kurulu başkanımıza yapılan tüm görüşme talepleriyle birlikte sizinkini de değerlendirmekten mutluluk duyarız.
I was so happy, I wanted to add sex to it. Don't you do that?
İşin içine seksi de ekledim diye çok mutluydum, siz de öyle yapmaz mısınız?
I used to do my songs because it made me happy.
Ben şarkı söylerken mutlu oluyordum.
What am I to believe? What do you want me to think? If you're happy, I'd like to know it.
Eğer mutluysan bunu bilmeliyim.
If you're gonna play the stud, at least have the common decency... to do it well and make her happy.
Azgın erkeği oynuyorsan, onu mutlu etmek için... en azından ahlaksızlığı hakkıyla yapmalısın.
He's dying to do it, but if you don't make him happy, the work suffers and then nobody's happy.
Bunun için can atıyor neredeyse, ancak onu mutlu etmezsen kötü bir iş çıkar ve kimse mutlu olmaz.
Make the troops happy- - even when it's the last thing in the world you want to do.
dünyada yapmak isteyeceğin en son şey olsa bile..
You can give up on yourself and take the Barney-guarding job - like so many of us have contemplated in our darkest moments - or you can admit to yourself there's only one person that can make you happy... and do whatever it takes to get them back!
Kendinden vazgeçip Barney'e göz kulak olmak hepimizin kötü zamanlarında yapmayı düşündüğü gibi ya da burada seni mutlu edebilecek tek kişinin kendin olduğunu farkedip ne gerekiyorsa onu yapmalısın.
Happy to do it.
Yaptığıma da, gayet memnunum.
But there were plenty of other people who were happy to do the work for them... and others afraid enough to let it happen.
Ama onlar hesabına çalışmaya gönüllü olan pek çok insan vardı ve daha fazlası da onlardan korkuyordu.
What do you want me to do? If you don't like it... go somewhere that you can be happy!
Hoşuna gitmiyorsa mutlu olabileceğin bir yerlere git!
It's your call, but don't do it just to make Jack happy.
Karar senin, ama bunu Jack'i mutlu etmek için yapma.
happy to be here 18
happy to see you 20
happy to help 108
happy to 82
happy to oblige 23
to do it 22
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
happy to see you 20
happy to help 108
happy to 82
happy to oblige 23
to do it 22
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it for yourself 17
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it later 23
do it up 17
do it today 16
do it tomorrow 16
do it again 594
do it to me 21
do it right 79
do it now 637
do it yourself 113
do it fast 39
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy halloween 164
do it quickly 49
do it quick 22
do it properly 26
do it then 24
do it quietly 27
happy birthday to me 40
happy anniversary 255
happy mother's day 31
happy halloween 164
happy birthday 2865
happy 1779
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy valentine's day 135
happy easter 54
happy day 44
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175
happy 1779
happy birthday to you 470
happy father's day 24
happy valentine's day 135
happy easter 54
happy day 44
happy days 81
happy christmas 144
happy holidays 175