English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You might say

You might say Çeviri Türkçe

2,099 parallel translation
- You might say so.
- Öyle de diyebilirsin.
You might say that.
Öyle de diyebilirsin.
You might say that.
- Öyle diyebilirsin.
- You might say that.
- Öyle de diyebilirsin.
Well, yeah. My alter ego, I suppose you might say.
Evet, öz benliğim denebilir.
You might say that.
Öyle de denebilir.
You might say that using the old stapler is sort of my specialty.
Zımba kullanmanın benim spesiyalim olduğunu söyleyebilirsiniz.
Are you afraid of what you might say while I'm here?
Ben buradayken söyleyebileceğin şeylerden mi korkuyorsun?
You might say I broke her jane wyman.
Jane Wyman'ı çıtlattığımı söyleyebilirsiniz.
But in another sense, you might say it's too early to say.
Ama başka anlamda, çok erken olduğunu söyleyebilirsin.
You might say I had a hunch. A hunch, George?
- İçine mi doğdu George?
Yeah, well, we thought you might say that.
Evet, tabii, bunu söyleyeceğini de tahmin ettik.
I don't know what I might say to you, okay.
Sana ne söylesem bilemiyorum.
Well, you might as well say it, Robinson.
En azından böyle olacağını söyleyebilirdin Robinson. - Nasıl olacağını?
# Better watch your mouth'cause what you say might kill ya #
# Dikkat et diline Mal olabilir canına #
Yeah, you might say that.
Evet, öyle de diyebiliriz.
And very well you do it, if I might say.
Ve çok güzel, yap onu, eğer söylememe izin verirsen.
Before you say something you might regret.
Pişman olacağın bir şey söylemeden, dur.
Yes, you might say that.
- Evet.
What she wanted to say was... and, this is pretty much, word for word, if I remember properly that you're a dirty little fucking scumbag and I might be paraphrasing here, but you should take your diseased riddled whore and fuck her in hell for all eternity.
Demek istediği şu... yani hatırladığım kadarıyla şöyle birşeydi, pis bir çöp torbasısın alıntı yapıyor olabilirim... ama hastalıklı fahişeni alıp cehennemde sonsuza kadar düzüşebilirsin.
Now, I'm about to say something that might scare you a little, okay?
Birazdan söyleyeceklerim seni biraz korkutabilir, tamam mı? Tamam.
I think you might want to learn to say the passwords real good.
Bence, parolaları iyice söyleyebilmeyi öğrenmek istersin.
Your numbers are dwindling and now you want to kill one of your own just because you think it might be evil?
Sayınız azalıyor buna rağmen kendinizden birini, belki kötü olabilir diye öldürmek mi istiyorsunuz?
I think I was hoping that you just might say that.
Bunu söylemeni umuyordum.
A surprising choice, some might say... because you've been very vocal... in your criticism of them over the years.
Bu seçiminiz kimilerine şaşırtıcı gelebilir çünkü geçmiş yıllarda sert eleştirileriniz olmuştu.
If you don't say something in the first ten minutes, then you might as well not say anything at all.
İlk on dakikada herhangi bir şey söylemezsen daha sonra bir şey söylemene gerek yok.
And might I say, you played it real cool.
Ve söylemeliyim, Gerçekten güzel bir oyundu.
You know, some people might say the way you guys talk about women is ugly.
Bilirsiniz, bazı insanlar, sizin kadın muhabbetinizi iğrenç buluyor.
But I'm supposed to pay attention to yours and you've given me the strong sense, I have to say, that if I tell you something you don't want to hear you might very well just walk out of the room.
Ama ben senin anlattıklarına dikkat etmeliyim ve sen çok güçIü duygulardan bahsettin, sana şunu söylemeliyim eğer sana bir şey söylesem beni dinlemek istemeyeceksin ve şu odadan çıkıp gidebilirsin.
You can modify it to calculate our chances of having sex by changing the formula to use single women in Los Angeles those who might find us attractive and what I call The Wolowitz Coefficient.
Seks yapma ihtimalimizi hesaplamak için Wolowitz katsayısı diye adlandırdığım, Los Angeles'taki bekar kadınlar ve benim çekici bulduklarımın sayısını kullanarak formülü değiştirebiliriz.
I must say, I think a detailed letter to MIT describing your current circumstances might entitle you to a refund on your master's degree.
Şunu söylemeliyim Howard MIT'ye şu anki durumunu anlatan detaylı bir mektup göndersem yüksek lisans dereceni elinden alabilirler.
You can say that, you might even believe it, but deep down, I know you're just like me.
Böyle söyleyebilirsin, hatta buna inanabilirsin ama aslında sen de benim gibisin.
Is it gonna make me sound like my dad if I say you have the rest of life to throw these parties. This might be the last opportunity to rouse naked strangers from making love on your mattress.
Aynen babam gibi konuşmuş olacağım ama bu inanılmaz partileri istediğin zaman verebilirsin ama bu, karyolanda sevişen gençleri kovalamak için son şansın olabilir.
You know, now might not be a good time To say anything to your grandfather about columbia.
Şimdi dedene Kolombiya olayını anlatman hiç iyi olmaz.
But maybe if you came as, say, like, Ben Franklin, I might be able to look the other way.
100 dolar daha verirsen kafamı başka tarafa çevirebilirim.
And the Lord did say, " Have I not given you this place of killing so that you might make sacrifice here?
Ve şöyle dedi, " Bu öldürme yerini size kurban vermeniz için vermedim mi?
I wanted to call and just say hello, as it is approaching the three-month anniversary of our being separated, and I thought, perhaps it might be nice to get together, as, you know, occasions like this only come around once in a lifetime.
Ayrılığımızın üçüncü ay dönümünde arayıp hatırını sorayım dedim. Bir de, belki buluşabiliriz diyecektim. Böyle fırsatlar insana hayatta bir kere gelir.
Affinity group. And dan ellsberg was, you might Say, our squad leader.
Dan Ellsberg grubumuzun lideriydi.
Hey, you might spreading the news around town, say maybe down at the liquor store, maybe down at the Clam of course Brian, but first we have work to do
Hey Meg! tahmin et ne oldu? Işığı gördüm
When you say, "Someone might get hurt"... are you referring to a specific person or an action on your part?
- Dur biraz, anlayayım... Birisi incinebileceği söylediğin zaman belirli birine mi başvuruyorsun, yoksa bir yerlerinde bir hareketlenme mi oluyor?
Some commuters got their hands on what looks like a special edition of "The New York Times." As you might have guessed though,
New York'a gidip gelenler, gazetemizin özel sayısını gördüler. Tahmin ettiğiniz gibi, gerçek değil tabii ki.
You might have got further than any other brass in this station but don't imagine you have any say other than what I tell you.
Bu karakoldakilerden daha fazla yetkin olabilir. Ama benim dediğimden başkasını yapabileceğini sanma.
Well, yeah, cos otherwise I thought I might panic and say something stupid and... you know...
Evet, çünkü öbür türlü panikleyip aptalca laflar edeceğimi düşündüm...
And might I say, you're all lovely ladies.
Ve şunu söylemeliyim ki ; bayanlar, hepiniz çok güzelsiniz.
She... I said, "I might say,'Nobody move,' " and if so you better not move ".
Kıpırdamayın diyebileceğimi söylemiştim, "öyle dersem kıpırdamasan iyi olur" dedim, o da gitmesi gerektiğini söyledi.
Is it possible that a forensic scientist from Earth, say, using the communication stones, might have been helpful even without the special equipment you're talking about?
Dünya'dan bir adli tıp uzmanı mesela haberleşme taşlarını kullanırsa bahsettiğiniz özel teçhizat olmadan da bu konuda yardımcı olabilir mi?
And might I say, sir, it is an honour to see you again.
Seni yeniden görmenin benim için bir onur olduğuna da belirteyim.
When you say "might"...
"Belki" dedin...
But you might want to hear what we have to say first.
Ama önce söyleyeceklerimiz dinlemek isteyebilirsin.
I was thinking about what it might be like to go down on you for the first time.
- Aslında pek sayılmaz. İlk defa aşağılara doğru insem nasıl olur acaba diye düşünüyordum.
Well, Benjamin. Might I say you are looking strikingly youthful.
Benjamin, şaşırtıcı derecede genç göründüğünü söylemeliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]