English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / Your nose

Your nose Çeviri Türkçe

4,086 parallel translation
Now, as for Mr. Prank Gehry, you may have thumbed your nose at the police, and made yourself into a combination of Robin Hood, Luke Skywalker and, well, every rapper ever, but unless you prove that this wasn't just a one-time spree, and take your controversial art form to the next level, I am not impressed.
Şimdi, Bay Eşek Şakası Gehry olarak parmağını polisin burnuna doğrultmuş olabilirsin kendini de Robin Hood, Luke Skywalker ve bütün rapçilerin bir karışımı olarak göstermiş olabilirsin fakat bunun bir seferlik eğlence olmadığını kanıtlayamazsan ve tartışmalı sanat üslubunu bir üst basamağa taşımazsan beni etkileyemezsin.
Wash him using this Surf Excel! Smashed your nose... While washing clothes with Surf, I slipped and fell down.
omu kullanarak onu yıkayın burnunuz kızarmış... giysilerimi yıkarken ayagım kaydı düştüm..
Then you'd never uncover the network that's right under your nose.
O zaman burnunun dibindeki şebekeyi hiçbir zaman çözemezsin..
Ever since I came here, you've been turning up your nose at me.
Buraya geldiğimden beri, benden yüzünü çeviriyorsun.
Inhale deeply through your nose.
Burnundan derin bir nefes al.
Yeah, well, hold your nose.
Nefesini tut o zaman.
Who took Chand away from right under your nose?
Chand'ı gözünüzün önünde kim kaçırdı?
You know how Sam got your nose and your hair and your eyes?
Hani Sam, burnunu, saçlarını ve gözlerini senden almış ya?
Your nose will fall off!
Burnun düşecek!
Got your nose!
Elim sende!
For the last time, get your nose out of my bread!
Son defa söylüyorum burnunu ekmeğimden çek!
With a dead rat under your nose!
Burnunun altında ölü bir fareyle beraber!
Stay away from Oleg, or I'll pull your intestines out through your nose and give them to her to wear as new necklace.
Oleg'ten uzak dur! Yoksa, bağırsaklarını burnundan çıkarıp ona yeni bir kolye yaparım. Pekâlâ.
"If you're ever in jam, " a crayon scrunched up under your nose makes a good pretend mustache. "
"Başın derde girerse burnunun altına sıkıştırdığın pastel kalemden iyi yapma bıyık olur."
Good thing you could breathe through your nose.
Burnundan nefes alabilmen ne güzel.
Be careful where you stick your nose.
Nereye burnunu soktuğuna dikkat et.
You smell it with your brain, not your nose.
Ama beynin alır onun kokusunu, burnun değil.
All right, then, Eli, let's follow your nose.
- Pekala, o zaman, Eli, burnunu takip edelim.
'If your attacker tries to blind you, raise your hand'up to the bridge of your nose to disable the gouge.
'Saldırgan seni kör etmeye kalkışırsa, ellerini kaldır...'... parmakları etkisiz kılmak için burnunun üstüne köprü yap.
This kidnapping happened right under your nose?
Bu kaçırılma senin görevinde mi oldu?
She didn't break your nose.
- Burnunu falan kırmadı. - Hayır, kırdı.
She didn't break your nose, okay?
- Burnunu kırmadı, tamam mı? - Hayır, kırdı.
You having to watch George dating right under your nose?
George'un burnunun dibinde flört etmesini izlemek zorunda kalıyorsun
That's not your nose.
Doğal burun değil o.
Keep your nose clean, Benny.
Belaya bulaşma Benny. Beni duydun mu?
You keep your nose clean too, brother.
Sen de beladan uzak dur kardeşim.
Please explain to me how three patients could just get up and walk out of here right under your nose.
Üç hastanın gözünün önünde nasıl kalkıp gittiğini bana açıklar mısın?
You and I both know that, during my absence, you finally got a chance to stick your nose in my lab.
Benim yokluğumda, nihayet laboratuvarıma göz gezdirme fırsatına eriştiğinizi ikimiz de biliyoruz.
You've had your nose in that book for the last 10 miles.
Son 16 kilometredir gözünü o defterden ayırmadın.
Keep your nose out of it.
Burnunuzu sokmayın siz.
And you know that feeling where it's right there, - right in the top of your nose, like a lot of little needles... - The worst.
O hissi bilirsiniz, tam şuraya burnuma iğneler batıyor gibiydi.
TOUCH YOUR NOSE TO THE GROUND!
BURNUN YERE DEĞECEK!
'You were poking your nose into my business.
Burnunu islerime sokuyordun.
You got soda coming out your nose.
Burnundan gazoz akıyor.
Wait right here, and when someone comes out those doors and call out "Mr. Crown Prince", go in there, and get an x-ray of your nose...
Burada bekle. Şu kapıdan "Veliaht Prens" diye seslenen adamla git ve burnunun röntgenini çektir.
Oh, babe, he has your nose.
Oh, bebeğim, burnunu senden almış.
♪ To have the doctor fix your nose up ♪
* Yaptırtmak için burnunu doktora *
- Okay. - You keep your nose clean.
- Başınızı belaya sokmamanız gerekiyor.
Did this wet spot come from your nose or your mouth?
Bu sıvının geldiği yer ağzın mıydı yoksa burnun mu?
If you understand me, touch your nose.
Beni anlıyorsan, burnuna dokun.
Who knows what other secrets he stole along the way, right out from under your nose.
Kim bilir, gözünüzün önünde başka hangi sırları çaldı?
We don't know I broke your nose.
Senin burnunu kırdığımı bilmiyoruz.
Well, my wish is that I end up with a little piece of your finger on my nose instead of you having a little piece of my nose on your finger.
Parmağının ucunda burnumdan bir parça değil de burnumda parmağından bir parça kalmasını diliyorum.
Your perfume overwhelmed my nose...
Burnum parfümünle boğulur...
And does your super-sniffer nose smell any smoke?
Süper koku alıcı burnun hiç duman kokusu alıyor mu?
I think that was the only summer you had your old nose and your new boobs.
Sanırım bu senin eski burnun ve yeni göğüslerinle geçirdiğin tek yazdı.
Your grandmother did this to my nose.
Burnumu büyükannem bu hale getirdi.
There's no way that's your fuckin'nose.
Kendi burnun olmasına imkân yok.
Maybe right under your own nose.
Belki de burnunun dibindedir.
You have to put your mouth over the baby's nose and mouth and breathe for it.
Ağzını bebeğin ağzı ve burnuna koy. Sonra da nefes ver.
If you can turn to face your attacker, you push the heel of your palm up to their nose.
Eğer ki saldırgana yüzünü dönersen yumruğunu burnuna doğru vurmalısın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]