English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Buna dayanamıyorum

Buna dayanamıyorum Çeviri İngilizce

452 parallel translation
Buna dayanamıyorum.
I can't bear this.
Buna dayanamıyorum.
This is unbearable.
Buna dayanamıyorum.
I can't stand it.
Buna dayanamıyorum.
Oh, I can't bear it.
Bay Zhong, artık buna dayanamıyorum. Bu mektubu ve şu çiçekleri görmek istiyorum.
Mr. Zhong, I can't endure patiently any further
Buna dayanamıyorum.
I can't bear it.
Buna dayanamıyorum.
Oh, Gil, I can't stand it.
Buna dayanamıyorum.
I can't leave with this.
Buna dayanamıyorum, Pierre
I can't stand it, Pierre
Buna dayanamıyorum artık.
I can't stand this anymore.
Onları istemiyorum, buna dayanamıyorum!
I don't want to have them, I can't bear them!
Ama şimdi benden kaçıyor ve ben de buna dayanamıyorum.
But he's avoiding me now ;
Buna dayanamıyorum.
I can't just watch.
Artık buna dayanamıyorum.
I can't take it anymore!
- Buna dayanamıyorum, dayanamıyorum.
- I can't stand it. I can't stand it!
Buna dayanamıyorum artık.
I can't bear it.
Çünkü ben Moskova'nın en sevecen ve çekici kadınıyla evlendim ve buna dayanamıyorum.
Because I married the most loving and attractive woman in Moscow, and I can't stand it.
Oh, Charles, artık buna dayanamıyorum.
Oh, Charles, I can't stand it any longer.
Frank, buna dayanamıyorum.
Frank, I can't stand it.
Artık buna dayanamıyorum!
I can't stand it anymore!
Buna dayanamıyorum.
I can't stand it!
Baba, buna dayanamıyorum.
Papa, I can't stand this.
Artık buna dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.
Bana güldüklerinde, buna dayanamıyorum.
I can't stand it when they laugh at me.
Artık buna dayanamıyorum!
I can't stand it any more!
Buna dayanamıyorum!
I cant stand it!
Buna dayanamıyorum
I cant stand it!
Dayanamıyorum, buna dayanamıyorum.
I cannot, I cannot bear this.
♪ Çünkü buna dayanamıyorum ♪
♪'Cause I really can't stand it ♪
Buna dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.
Buna dayanamıyorum.
I can't take it.
Çetrefilli olmalıydı demiyorum. Ama artık buna dayanamıyorum!
I'm not saying it had to be complicated... but I can't stand it anymore!
- Lütfen, buna dayanamıyorum.
- Oh, please, my nerves.
Artık buna dayanamıyorum!
I hate this. I can't stand it anymore. I hate this.
Ve buna dayanamıyorum.
And I couldn't stand it.
Buna artık dayanamıyorum! Seni geri götüreceğim!
I can't bear it any longer, I must take you back.
Buna dayanamıyorum!
- Lucy.
Buna artık dayanamıyorum!
- I can't stand this any longer.
Dayanamıyorum buna.
I cannot stand this.
Beni hain, ödlek sanmayın ama... buna daha fazla dayanamıyorum.
Don't think I'm a coward, but I can't take any more.
Buna artık dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.
Buna artık dayanamıyorum!
I can't stand it anymore!
Buna dayanamıyorum!
I can't stand it!
Buna daha fazla dayanamıyorum.
I can't bear it any longer.
Buna artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore.
Bıktım artık, buna dayanamıyorum, arazimi de vermiyorum.
Easy, Graciela, easy.
Kendimi hasta ve kirli hissediyorum, Dayanamıyorum buna!
I feel so damn sick and dirty, I can't stand it anymore!
Öyle boynumu gıdıklama. Dayanamıyorum buna.
Don't hang around my neck like that.
Buna dayanamıyorum.
- A hell of a way to treat a customer.
Buna daha fazla dayanamıyorum.
I can't take much more of this.
Buna daha fazla dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]