Eğlenmek Çeviri İngilizce
2,767 parallel translation
Sakin olumaya çalışıp eğlenmek mi?
Try to relax and have fun?
Senle eğlenmek ve bunun müthiş olduğunu söylemek istiyorum, ama böyle bir uçuş hiç görmedim.
I want to make fun of you so much and tell you it was awful, but I've never seen flight like that.
Biraz eğlenmek lazım, öyle değil mi?
Need to have some fun, right?
Burası Amerikalıların eğlenmek için gittiği yer.
This is where America goes to party.
Ama biz eğlenmek için burada değildik.
But we weren't here to party.
Benimle fahişelerle eğlenmek için mi anlaşma yaptın?
You traded in my name to play with whores?
Eğlenmek için, numaradan çıkacağız işte.
Dating on the pretense of breaking up.
Tanrılar eğlenmek için tuhaf yollar benimsemişler.
The gods amuse themselves in a peculiar way.
Eğlenmek için bir deneyelim.
Let's just try it for fun.
Eğlenmek mi?
Fun?
Mezuniyette günü hayat boyu eğlenmek istediğini söylemiştin, değil mi?
You said that you're going to live an enjoyable life at graduation day.
Eğlenmek mi?
- Happily?
Eğlenmek mi?
Happy?
Kafana eğlenmek için binmiyorum zaten!
It's not like I'm riding you for fun!
Sadece eğlenmek ve oynamak istemiştim!
I just wanted to have fun and jiggle!
Bilgisayar oyunu mu oynuyorsun? ! Eğer çok eğlenmek istiyorsan arkamda kal!
I'll leave you behind!
Hayır. Yemeğe bir salak götürmemiz gerekiyor, kafa bulup eğlenmek için.
We have to bring an idiot to dinner to make fun of them.
Sizleri buraya dalga geçip eğlenmek için çağırdık.
We invited you all here to make fun of you.
Satış tekniklerini öğrenmek için can atan bir sürü seksi, esnek Alabamalı ponpon kız ya da, birlikte, genetiğiyle oynanmış ürünlerden bahsedebileceğin kurabiye yapmaktan hoşlanan ve başını okşayabilecek seksi bir yönetici, ya da herhangi bir normal insan bulursun, eğlenmek için enerjisi olan birini.
Managers who like ACMO and who like to cook cakes and to rub his head discutaþi wickedness while generally or, you know, I do not know... a normal person, which has energy and who likes to do different things and to have fun...
Öğrenmek eğlencelidir, Hepimiz eğlenmek için buradayız.
Learning is about having fun, so we are all here to have fun.
Eğlenmek ister misin?
Bloody Mary? I make them really spicy.
Eğlenmek istiyorsan, Darja'yı ara sana gerçeği göstereyim
If you want to have a good time, call me, Dearjia I will make your wildest dreams a, Bi-ality.
Biraz eğlenmek ister misiniz?
Do you just want to have some fun?
Biraz eğlenmek mi istiyorsunuz?
Just want to have some fun?
Biraz eğlenmek ister misin?
you wanna have some fun?
Buraya gelmemizin bir amacı vardı, o da eğlenmek.
All right now, you brought me down here for a reason and that's to have a good time.
O kız eğlenmek için değil.
She ain't fun for shit.
Biraz daha eğlenmek ister misin?
So hey, you wanna have fun again?
Şimdi biz biraz eğlenmek isteyince hata mı oldu?
It's a mistake now that we want to have some fuckin'fun?
Şu an eğlenmek istiyorum.
Right now, all I wanna do is have some fun.
Pekala, eğlenmek mi yoksa her ne yapıyorsan o mu?
Okay, fun or whatever the hell you're doing :
Eğlenmek için barlara giderler. Bardaki çocuklarla muhabbet ederler.
To relax they go to host clubs and spend time with bar boys.
Sadece onunla biraz eğlenmek istiyorum.
I'll just have a bit of fun with her.
Heyecan yaratmak, eğlenmek, akrobatlar, Pez kafalar ve İtalya.
Creating excitement and joy and acrobats and PEZ heads and... Italy.
Eğlenmek için ne yaparsın?
What do you like to do for fun?
Sadece eğlenmek istiyorlar.
They just want pleasure.
Eğlenmek istiyorum.
I want to have fun.
Dolunay için "eğlenmek" veya "hareket etmekten zevk almak"
For Full Moon she requested a gesture related to "joy"
Bizimle eğlenmek ister misin?
You wanna party with us?
Sadece seninle eğlenmek istiyoruz.
We're just joking around.
- Eğlenmek için.
- Just for fun.
Hayır, O da aynı bizim gibi burada kalıp, eğlenmek istiyor.
No, he wants to stay here because he exactly on the same trip as us.
Eğlenmek için...
Just for a laugh...
Partide eğlenmek mi istiyorsun?
You want to party?
- Eğlenmek için.
- Because it's fun.
Her akşam, buraya 17,505 kişi eğlenmek için geliyor, ben de eğlendiklerinden emin oluyorum.
Every night, 17,505 people come here expecting to have a good time, and I make sure they do.
Çok şekersin, eğlenmek için harika birisin.
You're sweet, and you're really fun to be around.
Ben de eğlenmek için tatile çıktığımızı sanıyordum.
I thought we were going on vacation to have fun.
Korkma, aile tatilleri zaten eğlenmek içindir.
Don't worry, family vacations are all about fun.
Eğlenmek mi?
Fun, happy.
İyi eğlenmek ister misin?
You looking for a good time?
eğlenmek istiyorum 16
eğlenmek için 21
eğlenmek mi 18
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenmek için 21
eğlenmek mi 18
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlenelim 20
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlendik 22
eğlenin 36
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20
eğleniriz 18
eğlenceli olacak 137
eğlenmene bak 64
eğleniyor musun 114
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli mi 37
eğlenin 36
eğlenceliydi 102
eğleneceğiz 20
eğleniriz 18
eğlenceli olacak 137
eğlenmene bak 64
eğleniyor musun 114
eğlenceli olabilir 35
eğlenceli mi 37