Içeride Çeviri İngilizce
18,640 parallel translation
Nina tutuklandığından beri içeride.
Nina's been held since her arrest.
O içeride.
He's... he's in here.
Böylece seni hiçbir suçlamada bulunmadan iki gün içeride tutabiliyorlar.
That way they can hold you for two days without charge.
Onu içeride sanmıştım.
I thought she got in.
Sorun yok, içeride bir doktor var.
It's ok, there's a doctor in there.
En azından 12 cinayetten içeride olmalı.
He should be behind bars for at least 12 murders.
Herkes içeride kalsın.
Everyone stay inside.
Ama onu şimdi Zillow ve Redfin'inin değerine göre satarsan yine de yarım milyon içeride olacağım.
Your house has appreciated in value since you bought it, but if you sold it now for what Zillow and Redfin think it's worth... I'd still be half a million in the hole.
Pekala, ilk önce, içeride nefes alıp alamadığını... t... çözmem lazım.
Okay, first thing, I've gotta figure out if it can breathe in there.
Ve içeride seveceğiniz bir sürü şey var, alkol gibi.
There's lots of stuff on there you'll like, like alcohol.
Damon hala içeride.
Damon's still inside.
Uyuşturucu bulundurmaktan ve Janet'in dairesine kamera yerleştirmekten içeride yatacak ama iş cinayet suçlamasına gelince, elde var sıfır.
He'll get time for possession, and for putting a spy camera in Janet's apartment, but when it comes to murder indictments, we are oh for two.
Birkaç dakika içeride kaldı, sonra tek kelime etmeden kaçtı gitti.
He was in there a few minutes, then ran off without a word.
Siz içeride ne yapıyordunuz Tanrı aşkına yahu?
What in the whole wide world were you boys up to in there?
- Arabanın anahtarlarını içeride bırakmışım.
- I left my car keys inside.
Arkadaşın içeride.
Oh, and your mate's inside.
Benim çocuklarımda içeride.
My kids are in there too.
- Polly içeride mi?
-'Appen Polly's in?
- Mabel içeride mi acaba?
- I was wondering if Mabel's in?
- Annen içeride mi?
- Is your mum in? - Mum.
Kardeşiniz Dagger'la birlikte içeride.
Your brother's stuck inside with Dagger Watkins.
Bay Blackwood ve kardeşi içeride sıkıştı.
Mr Blackwood and his brother are trapped down inside.
Kapı dışarıdan kilitlenmediği sürece onu içeride tutmasının yolu yok.
Without the door being barred from the outside, there was no way that this room was gonna contain her.
İçeride.
She's inside.
İçeride olduğun süre boyunca...
Uh, while you're inside, you do...
İçeride olduğun sürece polisle konuşma, tamam mı?
While you're inside, you do not talk to the police. Okay?
İçeride konuşalım.
We'll talk inside.
İçeride yattığını biliyorum.
I know you served time.
İçeride söylediğimiz şarkıyı bile duyamıyoruz.
We can barely hear ourselves chanting in there.
Cephane iceride.
The armory's inside.
Ama asil bilmek istedigim su : Tum silahlari iceride bulacak miyiz yoksa uygun an icin sakladiginiz birkac tane daha var mi? Lucille'im gibi.
But what I really want to know is if we're gonna find all the guns back there or if maybe you got a few just waitin'for their moment... just like my Lucille.
Burada yazanlar iceride yok.
You see, what's in here... isn't in there.
İçeride neler oluyor?
What's going on in there?
İçeride kalmalısın.
You gotta stay inside.
- İçeride ne olduğunu bilemezsin.
Look, you don't know what's in there.
İçeride misin?
You in there?
İçeride...
Inside that - -
İçeride ne oldu?
What happened in there?
İçeride erzak arıyordum.
I was in there looking for some supplies.
İçeride bir şey var.
There's something in there.
İçeride, dünyadaki istediğiniz insanı uzaktan öldürebilirsiniz.
In there, you can kill anyone on earth remotely.
İçeride kendimi kaybettiğimi biliyorum ama içimdeki bu hissi atamıyorum.
I know I freaked out in there. I just... I, uh...
İçeride biraz daha büyümeleri gerek.
They still have to bake in there a little bit longer.
İçeride mi?
In here?
İçeride.
Pure there.
Evet.İçeride. Neler oluyor?
Yeah. She's inside. What's going on?
- İçeride ne oluyor?
- What's going on in there?
İçeride hayatta olan var mı?
Is there anybody alive in there?
İçeride konuşmaya ne dersiniz?
How about we talk inside?
İçeride güvende sütunlar üzerinde camdan yapılmış bir evde deprem olması bayadır beklenen bir şehirde.
Safe inside in a house made of glass on stilts in a city long overdue for an earthquake.
İçeride bulduğum şey hoşunuza gitmeyecek.
You're not gonna like what I found inside.
içerideler 28
içeride kim var 18
içeride kimse var mı 30
içeride değil 16
içeride biri var 21
içeride mi 77
içeride görüşürüz 22
içeride kimse yok 19
içeride misin 51
içerideyim 26
içeride kim var 18
içeride kimse var mı 30
içeride değil 16
içeride biri var 21
içeride mi 77
içeride görüşürüz 22
içeride kimse yok 19
içeride misin 51
içerideyim 26
içerideyiz 24
içeride olduğunu biliyorum 20
içeri 231
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içeri gel 1264
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeride olduğunu biliyorum 20
içeri 231
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içeri gel 1264
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61