Ne hoş değil mi Çeviri İngilizce
377 parallel translation
Ne hoş değil mi?
- Ain't that nice of him?
Ne hoş değil mi?
Isn't that nice?
Smithy, ne hoş değil mi?
Smithy, isn't it wonderful?
Ne hoş değil mi?
Isn't that great?
Ne hoş değil mi?
Isn't that lovely?
Yağmurun ve rüzgarın sesi ne hoş değil mi, burada güvende ve sıcak mıyız?
Ain't it nice hearing the wind and rain, and us in here safe and cozy?
Ne hoş değil mi?
Well, isn't this nice?
Ne hoş değil mi?
" Doesn't she look sweet?
Her neyse, bir anne hakkında. Ne hoş değil mi?
Well, it's about a mother, which is a nice idea, I think, don't you?
Ne hoş değil mi?
Isn't it pretty?
Ne hoş değil mi?
Ain't that nice?
Ne hoş değil mi?
Now, isn't that fine?
Ne hoş değil mi?
lst, to grasp this?
Ne hoş değil mi!
Ain't that nice!
Ne hoş değil mi?
Wasn't that nice?
Ne hoş değil mi?
Isn't this lovely?
- - Ne hoş değil mi!
- Well isn't that nice!
Oh, ne hoş değil mi?
Oh, isn't that lovely?
Ne kadar hoş, değil mi?
Lovely, isn't it?
- Hoş... - Ne tatlı şey, değil mi?
- Ain't she a honey?
Ne kadar hoş değil mi?
Now, isn't that sweet?
Ne kadar hoş, değil mi?
Isn't that lovely?
Ne hoş, değil mi?
My, isn't this cozy?
Ne kadar hoş, değil mi?
Oh, isn't that pretty?
Hayal etmesi ne hoş, değil mi?
Isn't it lovely to think about?
"Selamlar" Ne hoş değil mi?
"Greetings." Ain't that nice?
Austin, ne hoş bir genç, değil mi?
Austin, isn't he a charming young man?
Ne hoş, değil mi?
Isn't that nice?
Ne hoş, değil mi?
Nice of her!
Ne hoş, değil mi?
Aren't you sweet?
Ne hoş müzik, değil mi?
That's good music, isn't it?
Ne hoş hazırlanmış değil mi?
What a perfectly charming table arrangement.
Ne hoş, değil mi, Henrik?
Isn't it delightful, henrik?
Ne hoş bir ses, değil mi?
Isn't that a pretty voice?
Ne hoş görünüyor, değil mi?
Now doesn't he look nice?
Ne kadar hoş, değil mi?
Isnt that sweet?
Bakın millet, Willie Amca'nın bize sürpriz yapması ne hoş, değil mi?
- Look, everybody isn't it nice of Uncle Willie to surprise us?
Ne hoş bir söz değil mi?
It sounds so nice.
Ne hoş, değil mi?
Isn't it lovely?
- Ne hoş bir renk, değil mi?
- Oh, lovely shade, isn't it?
- Ne hoş bir ziyaret, değil mi?
- What a pleasant visit. - Isn't it?
- Hoşçakalın. Bu kadar cömertçe katkıda bulunması ne kadar hoş, değil mi?
Wasn't it sweet of him to contribute so generously?
Léonard, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Odanız çok hoş, değil mi?
What's all this?
Ne kadar hoş bir çift oldular. Öyle değil mi?
Nice couple, aren't they?
Ne hoş, değil mi?
I say, that's rather good, isn't it?
Ne hoş bir tablo değil mi?
Isn't this a happy picture?
Gaskonyalılar'ın nasıl insanlar olduklarını göstermeleri ne hoş, değil mi?
Isn't it charming how the Gascons show what they're made of? Well?
Ne hoş olurdu değil mi?
Wouldn't that be a pretty sight?
Ne kadar hoş, değil mi?
Doesn't she look great? She's lovely.
Ne kadar da hoş bir kız değil mi?
She is lovely, isn't she?
- Hoş çocuk değil mi Buster? - Ne Hughie'si?
- Kind of pretty, ain't he, Buster?
ne hoş 314
ne hoşgeldiniz 22
ne hoş geldiniz 43
ne hoş bir sürpriz 74
ne hoş sürpriz 28
hoş değil mi 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
ne hoşgeldiniz 22
ne hoş geldiniz 43
ne hoş bir sürpriz 74
ne hoş sürpriz 28
hoş değil mi 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21