Peki ala Çeviri İngilizce
466 parallel translation
peki ala burada ne varmış böyle?
Well, what have we got here?
Peki ala, o zaman
All right, then
Peki ala, başardın.
All right, so you did it.
Peki ala, Madem Çılgın Silah Kristal Adamda işe yaramıyor.
All right, anyway I know my psychogun is worthless against Crystal Boy.
Peki ala?
Well?
Peki ala, Bundy olarak bir şey öğrendim.
The captain didn't think he was ready.
Peki ala, evet.
All right, yes.
Peki ala.
Very well.
Peki ala, gri olanları dışarıya koymayı, bej olanları da içeri koymayı öneriyorum.
Well, I suggest we put the gray on the outside and the beige inside.
Peki ala daha iyi bir şeyler yapalım, ama dürüst olmak gerekirse, herhangi birinin, bir şeyler yapabileceğine inanamıyorum.
Well, that's all well and good, but, frankly, I can't think of anything else we can do.
Peki ala... müsaadenle.
Well... excuse me.
Peki ala, kesinlikle arazide iyi saklanıyorsun.
Well, you certainly cover a lot of territory.
Peki ala, tek yol kaldı, o da vazgeçmek.
Well, that's one way of letting go.
Peki ala... belki de bu kamp gezileri burada ki yaşama seni hazırlamış olabilir.
Well... maybe those camping trips helped prepare you for life here.
Peki ala, merhaba.
Well, hello there.
Peki ala, yeterince zamanımız var.
Well, we have plenty of time.
Peki ala, artık sana emir veremem ama işe dönmeyi önerebilirim.
Well, I can't give you orders anymore, but I suggest we get back to work.
Peki ala... yatmaya gideceğim.
Well... I'm going to go to bed now.
Peki ala, sorun değil.
Well, that's all right.
Peki ala, epey zaman kaybettik.
Well, we've lost time with all this.
Peki ala, sanırım sizinim.
Well, then I guess I'm yours.
Peki ala, bazıları bunu duyacaktır.
Well, somebody's going to hear about this.
Peki ala Bay Kim, yeni bir Operasyon Subayının yapması gereken iyi bir iş olmalı.
Well, Mr. Kim, that would be a good thing for a new Operations Officer to do.
Peki ala, seni daha fazla rahatsız etmeyeceğim.
All right, then I won't bother you anymore.
Peki ala, bir süre birlikte çalışabiliriz, Doktor.
Well, we may be stuck with you for a while, Doc.
Oh, peki ala, şu anda iki ayaklı bir tür için fazlasıyla kavgacısınız.
Oh, well, now, aren't you contentious for a minor bipedal species.
Peki ala, yüzlerce.
Well, hundreds of times.
Peki ala, bana çok küçük bir şey önerebilirsiniz.
Well, there's really very little that you could offer me.
Peki ala, akla yatkın bir anlaşma gibi geliyor.
Well, tha-that sounds like a very reasonable arrangement.
Peki ala... aptalın yardıma ihtiyacı var.
Well... the fool needs company.
Peki ala.
Fine.
Peki ala... inadınız olmasa, siz hiçbir şeysiniz.
Well... you're, you're nothing if not persistent.
Peki ala, biz başka bir galaksiden gelen kaşifleriz. ama teknolojimizin, atmosferleri üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğu hakkında, en ufak bir fikrimiz bile yoktu.
Well, we're explorers from another galaxy, but we had no idea that our technology would be so destructive to their atmosphere.
Peki ala, bu iş sanki biraz daha zor olacak gibi.
Well, this is going to make things a little more difficult.
Peki ala... asıl soru, bu çiftin arzularını tatmin etmekte biraz daha, sağ duyulu davranabilirlerdi ama Yıldız filosu, kişilerin hayatını, kontrol etme konusunda, hep gönülsüz olmuştur.
Well... the couple in question might be urged to show a bit more discretion, but Starfleet has always been reluctant to regulate people's personal lives.
Peki ala, dürüst olmak gerekirse... bu konuya asla fazla zaman ayırmadım.
Well, to be honest, uh... I've never given it much thought.
Peki ala... evet.
Well... yes.
Oh, Peki ala, ah... elli saat.
Uh, well, uh... 50 hours.
Peki ala, aslında, bu güne için öğle yemeği yapamadım.
Well, actually, I didn't get around to making a lunch special.
Peki ala, olur.
Very well, it will do.
Peki ala, bir çok sorumluluk var, öyle değil mi?
Well, I mean, it's a lot of responsibility, isn't it?
Peki ala, bize karşı yapılan bu davranış büyük yaratığa yapılanlar ile aynı.
Well, their behavior toward us and the large creature is similar.
Tamam, tamam, peki ala.
Okay. Okay, fine.
Peki ala, aylardır deniyorduk.
Well, we'd been trying for months.
Peki ala... tebrik ederim, Teğmen.
Well... congratulations, Ensign.
Peki ala, öyleyse.
Very well, then.
Peki ala, sana ne yaptıysalar da buna rağmen hiç şaşırmadım.
Well, considering what they've done to you, I'm not surprised.
Peki ala... şimdi bekleyeceğiz.
Well... now we wait.
Peki ala... savaştığın...
Well... your battle with...
Peki ala, bir zamanlar
Well, there was the time
Peki ala... bana kalırsa bu yaşadıkların, son olmayacak gibi geliyor.
Well... something tells me you haven't had your last one.
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
alan 546
alarm 144
aladdin 42
alabama 78
alana 20
alamo 37
alain 61
alaska 158
alacakaranlik kuşaği 23
alan 546
alarm 144
aladdin 42
alabama 78
alana 20
alamo 37
alain 61
alaska 158
alabilir miyim 251
alacağım 105
alacak 20
alacaksın 58
alayım 65
alacağız 40
alabilirsiniz 33
alakası yok 60
alacaksınız 23
alabilirsin 108
alacağım 105
alacak 20
alacaksın 58
alayım 65
alacağız 40
alabilirsiniz 33
alakası yok 60
alacaksınız 23
alabilirsin 108
alacak mısın 19
alabilirim 17
alalım 25
alamam 85
alamadım 32
alamıyorum 16
alay 32
alay etme 17
alamazsın 61
alay mı ediyorsun 21
alabilirim 17
alalım 25
alamam 85
alamadım 32
alamıyorum 16
alay 32
alay etme 17
alamazsın 61
alay mı ediyorsun 21