Sana bağlı Çeviri İngilizce
2,051 parallel translation
Sana bağlı.
Depends.
27 kişinin hayatı sana bağlı.
27 lives are in your hands.
Sana bağlı.
It's up to you.
Sanırım bu çocuk olayı kendimi sana bağlı hissettirdi.
You know, I guess the idea of this child Always made me feel connected to you,
Bu sana bağlı, Jake.
It's up to you, Jake.
Sana bağlı.
Well, it's up to you.
Bu sana bağlı.
Well, that kind of depends on you.
Ama hala sana bağlı.
But its still up to you?
Bu artık sana bağlı değil.
It's not up to you anymore.
Bunu doğru düzgün halletmen için sana bağlıyım çocuk.
I'm depending on you to make that right, kid.
Tabi öyle kalması sana bağlı.
Whether it stays that wayis up to you.
Bu sana bağlı.
- Well, that's up to you.
Bu sana bağlı.
It's up to you.
Her zaman sana bağlıydı Michael.
It's always been up to you, Michael.
Bu sana bağlı.
That'll be up to you.
Bak Lois, bunu onlar başlattı. Ama bunu bitirmek sana bağlı.
Look, they started this, Lois, but it's up to you to finish it.
Ee, üzgünüm Ethan, ama bu sana bağlı değil.
No, I still want us to be friends, though. Well, I'm sorry, Ethan, but it's not up to you.
Bu sana bağlı.
Well, that would be up to you.
Ülkenin bulunduğu zor politik durum ve ailevi sorunlarım yüzünden bankamın geleceği sana bağlı.
The difficult national politics... and my own domestic problems. Our bank's future now rests with you.
Soyumuzun geleceği sana bağlı.
Our family line depends on you.
- Sana bağlı olan şey bu, dostum.
- That's who you're tied to, pal.
Onlar onu sana bağlıyorlar, sen Lauren'a.
They connect her to you, you to Lauren.
bu sana bağlı çok klinik bir konu.
well, that depends. Very clinical.
Biz de dışarı çıkamayız. Bu sana bağlı.
We can not get out it's up to you
Bu sana bağlı, Silver.
It's up to you, silver.
Her şey sana bağlı.
It's up to you.
Bu sana bağlı Sam.
That depends on you, Sam.
Bu, sana bağlı.
that's up to you.
Bu savaşın sonucunun tamamıyla sana bağlı olduğuna inanıyorum.
And I believe the outcome of this fight will rest squarely on your shoulders.
Lo. Bu sana bağlı.
Lo, it's up to you.
Ziva'nın sana bağlılığında haklıysan, Mossad'da da bize iyi hizmet edecektir.
And if you're right about Ziva's allegiance to you, she'll serve us well at Mossad.
Nate'in toplantısının bir kurşun ile mi, yoksa el sıkışarak mı biteceği tamamen sana bağlı.
Whether Nate's meeting ends in a bullet or a handshake is entirely up to you.
Şimdi, olacaklar tamamen sana bağlı.
Well, now, that's entirely up to you.
Tanrım, şimdi herşey sana bağlı.
Oh lord, all is up to you now.
Bu tamamen sana bağlı.
That's entirely up to you.
Nasıl baş edeceğin, sana bağlıdır.
How you take it is up to you.
İşimiz sana bağlı.
Hey, hey. Our business depends on you.
Bu çocuk doğacak ve onun hayatındaki yerin tamamen sana bağlı.
- This child is happening. But your role in its life is entirely up to you.
Evet, arabayla direk Vegas'a gidip hayatımın sonuna kadar sana bağlılık yemini edeceğim.
Yes, I will get in that car right now, drive to Vegas and commit to you for the rest of my life.
Bu bağlılığı sana karşı kullanma yolları var.
He has a way of turning that kind of devotion against you.
Ben yokken ise, burada bağlı kalacaksın ta ki, sana güvenimi kazanana dek.
And when I'm gone, you get chained up down here... just till I can trust you.
Sana bağlı.
It's completely up to you.
Büyüm seni yaratığa bağlıyor ama sen onu yönetirken sana karşı koyduğunu hissedebiliyorum.
My spell bonds you to the creature and while you are master to it I can feel him fighting you.
Servis adamını da öldürmeliyim. O bana bağlı, sana değil.
I should kill your serviceman, too.
Sana çok bağlı gibiydi.
- She seemed very devoted to you.
bu sana bağlı değil, Pete.
It's not up to you, Pete.
Bana düşmez ama... elmas almak istemeyen bir adam... sana o kadar da bağlı görünmüyor değil mi?
You know, not that it's any of my business, but a man who won't buy you a diamond doesn't seem to be all that committed, does he?
Sana olan bağlılığı mantıksız.
His attachment to you is irrational.
Ama bu sana bağlı.
But it's up to you.
Doktor sana oksijen tüpü bağlıyken sigara içmemeni söylemedi mi?
Didn't the doctor tell you not to smoke when you're on oxygen?
Sana bağlı.
Depends on you.
bağlıyorum 31
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana diyorum 139
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana ne oldu 249
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana diyorum 139
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana ne oldu 249