Sen beni dinle Çeviri İngilizce
719 parallel translation
Asıl sen beni dinle.
Well, you hear me.
Şimdi de sen beni dinle.
Now, listen, you.
Sen beni dinle.
You listen to me.
Sen beni dinle.
Listen to me.
- Hayır, bir kere de sen beni dinle.
- No, you listen to me for a change.
- Sen beni dinle! Yaptığının farkında mısın?
You know what you've done?
- Sen beni dinle.
- You lookie here.
Asıl sen beni dinle anne.
Listen to me, mom.
- Sen beni dinle! Buradan çıkma şansı var mı sanıyorsunuz?
What do you think the chances are of getting out of here?
Sen beni dinle, John'dan paranı al ve buralardan git.
Take my advice, get your money from John and get out of town.
Evet, ama sen beni dinle!
Sure, but that ain't it!
Sen beni dinle, Bushrod Gentry.
You listen to me, Bushrod Gentry.
Şimdi de sen beni dinle.
Now you're gonna listen to me.
Şimdi sen beni dinle.
Now, you listen to me.
hayır sen beni dinle.
No, you listen to me.
Şimdi sen beni dinle!
You listen to me!
Sen beni dinle.
No, you listen to me for a change.
Şimdi de sen beni dinle.
Now you listen to me.
Şimdi de sen beni dinle.
Now you listen.
Sen beni dinle, Larry.
You listen to me, Larry.
Sen beni dinle.. Uzlaşmacı olmalısın.
Just take my warning to heart and try to be a little more cooperative.
Şimdi de sen beni dinle Ike.
Now you listen to me, Ike.
Şimdi, sen beni dinle.
Now, you listen to me.
- Hayır sen beni dinle.
Now, listen to me.
Sen beni dinle.
You listen.
sen beni dinle!
Just listen
- Hayır, sen beni dinle!
- No you can listen to me!
Dinle beni... Sen ve ben eski dostuz. Ve ben bunun devam etmesini istiyorum.
Well now listen here you know, we're old friends, you and me, and I want to go on.
Fakat beni dinle, Henry Frankenstein. Sen ölü dokularını birleştirdiğin cesetlerin mezarlarını kazarken ben, sevgili arkadaşım, malzemem için yaşamın kaynağına gittim.
But listen, Henry Frankenstein, while you were digging in your graves piecing together dead tissues,
Beni dinle hayatım, günde 3 defa 5er pastil alır ve sen de benim için bu kadar endişelenmezsen 50. yıl dönümümüzü kutlayacak kadar yaşayacağız.
Listen, dear, if I take five drops three times a day... and if you don't worry about me too much... we'll both live to celebrate our golden anniversary.
Beni dinle tatlı çocuk, sen daha ananın sıcak yuvasındayken ben Fransa'da savaşıyordum.
Listen, cookie, I was in France before you were housebroken.
Elbette öylesin tatlım ama dinle beni bu İspanyol Kayası'ndaki tek genç kız sen olacaksın.
Of course you are, dear, but you see... you'll be the only young girl at Spanish Bit.
Beni dinle tatlım, sen o kadar kötü değilsin.
Listen to me, my darling, you're not that bad.
- Sen, beni dinle.
- Listen to me.
Şimdi sen beni dinle.
Now you listen to me.
- Dinle beni, sen git yat. - Git yatmak ha?
Marshal, listen to me, it's time to lie down.
Sen dinle beni.
You listen to me.
Sen sadece beni dinle.
You just listen to me.
Christian, ben... Bilirim sen uygun bulmazsın, ama beni bir dakika dinle.
I know you don't approve, but listen to me for a minute.
Hayır, sen dur ve beni dikkatle dinle.
No, you wait and listen to me carefully.
Beni iyi dinle Paulo! Sen sadece önemsiz birisin, o kadar!
You're his inferior.
Sen dinle beni, seni ucuz, koca ağızlı, üçüncü sınıf savaş doktoru!
Listen to me, you cheap, mealy-mouthed, third-rate war healer!
Beni dinle... Kahrolası marangoz azizi adına dinle beni... Sen de faşist kuvvetlerine katılmış olsaydın, bugün nerelerde olurdum, farkında mısın?
Listen, you... in the name of your carpenter Patron Saint, damn him - do you realize where l could have been today if you, too, had joined the Fascist Guard?
Sen, beni dinle, molotov kokteyli petrol ve kerosenin karışımıdır, radikal beyaz adam ise gevezeleğin ve bokun.
Listen, a molotov is a mix of petrol and kerosene, a radical white man is a mix of chat and shit.
Beni iyi dinle Massa, şimdi çok fazla konuşuyorsun da peki bizler fabrikada örgütlenip sendikamızı diğer yoldaşlarla birlikte kurarken sen neredeydin?
Listen to me carefully Massa, you who talk so much now... where were you when we, with the comrades of the unions created the union in this factory, of the BAN?
Beni dinle İrlandalı pislik! Sen kendini burada kalacak cesarete sahip tek kişi olarak görüyorsun.
Well, you listen to me, you Irish piece of shit.
Şimdi beni dinle, sen Maximilian için çalışıyorsun ben de Ramirez için çalışıyorum.
Now listen to me, you're working for Maximilian and I'm working for Ramirez.
Dinle beni sen ve ben... hepsi bizim olabilir!
Listen to me you and I... we could have it all!
Sen de kımıldama ve beni dinle!
And now don't move, and listen to me!
Dinle, sen beni saklayacaksın, ben de seni tekrar işe alacağım.
Hide me, and I'll re-hire you.
Hayır, sen dinle beni.
No, you listen to me.
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen benim her şeyimsin 20
sen benim 28
sen benim karımsın 46
sen benim kardeşimsin 32
sen benimle gel 72
sen benim en iyi arkadaşımsın 22
sen benim dostumsun 44
sen benim arkadaşımsın 26
sen beni sevmiyorsun 23
sen benim her şeyimsin 20
sen benim 28
sen benim karımsın 46
sen benim kardeşimsin 32
sen benimle gel 72
sen benim en iyi arkadaşımsın 22
sen benim dostumsun 44
sen benim arkadaşımsın 26