Ya bakın Çeviri İngilizce
2,179 parallel translation
Sadece onların içinde dönerken Dünya'ya bakın, güzel açık gece gökyüzüne baktığınızda hepimizin refah ve emniyetini temin etmek isterseniz, sadece bu filmi hatırlayın.
Just look at the Earth swimming through them, so when you look up into the nice clear night sky and you want to be reassured that we're all nice and safe, just remember this movie.
Siz beni bırakın da kapıya bakın.
Leave me alone now and get the door.
Güneş Ay çapının 400 katı büyüklüğünde. Şu güzel rastlantıya bakın ki Ay çapının 400 katı kadar da Dünyaya uzaklıkta.
The sun is 400 times the diameter of the moon but, by sheer coincidence, it's 400 times further away from the earth.
Bathsheeba'nın ruhuna açılan kapıya bakın.
The window to Bathsheba's soul.
Vay canına, Lenora'ya bakın millet.
Look at Lenora, everyone!
Aşağıya bakın.
Look down.
Karşıya bakın.
Look! Up ahead!
Bak, Ojai'yi satın ya da satmayın, umrumda değil.
Look, sell Ojai or don't sell Ojai. I don't care.
Bak ya şimdi yaparsın ya da dünyanın sonunu beklersin
Look, you should return now and they be moderated to the command
Arkadaşına olan sadakatin, suçluluk duygun ya da pişmanlığın hasta bakımını etkileyemez. Ona seçenekleri sunup seçmesine izin ver.
Your loyalty to your friend and your... your guilt or your remorse, it can't inform your patient care.
Yani şurada, şu kadardır filmcilik sektöründesin bak. Şu sinema sektöründe, şu kadar zamandır bu meslektesin.. ... yani şunun bir sinopsisini bir tretmanını öğren arkadaşım artık ya.
You're in this movie business for years now you should at least memorize the synopsis.
Şu yaptığına bak ya! İki dakika yalnız bıraktım laptopu ikiye ayırmışsın!
I left you alone for two minutes and you broke my laptop into two pieces.
O kadar usta ki, bak on sene önce kör oldu. Allah seni inandırsın hâlâ aynı saçı kesiyor ya. Eli o kadar yatkın.
He became blind 10 years ago but can still cut mine hair.
He? Neden böyle davranıyorsun? Bak sonra arkandan konuşurlar iş arkadaşlarınla adın çıkar, yarım dünya derler ya.
Why do you act like that?
Bak şurada tuvalet var ya, sen orada kalacaksın.
You'll stay in the toilet.
Göğüs kafesi ve diyafram kası eklemelerine bakılırsa, ya bir yüzücü ya şarkıcı, ya astımlı, ya da bunların herhangi bir kombinasyonu olma ihtimali var.
Judging by her rib cage and diaphragm attachments, she was either a swimmer, a singer or an asthmatic, or any combination thereof.
Boca Raton ya da Coral Gables gibi yerlere bakın.
Look at places like boca raton Or coral gables.
Bakın, bu insanların inancını anlıyormuş gibi yapmayacağım ama gördüklerime ve duyduklarıma bakarsak bu mezhep, cennet ya da adına her ne diyorsan, zararsız.
Look, I won't pretend to understand What these people believe in, But from everything we've seen and heard,
Bakın, ya şimdi anlatırsın, ya da tüm hayatın boyunca Bay Hickson'ın gördüklerinin gerçek olup olmadığını ve onun işini kurtarıp kurtaramayacağını merak edersin.
I didn't see anything. Hey, look. You can either sack up right now, or you can spend the rest of your l wondering if what you saw was real and if you could have saved Mr. Hickson's job.
Bak, şöyle bir şey var bu senin çekingen ve beceriksiz ilk aşkın bir tecavüz ya da trafik hocan da olsa...
Look, and here's the thing... whether it's the awkward fumblings of your first lover or the full body assault of a traffic school instructor...
Ölümüm bana saf ya da idealist damgası vuranları çabucak haklı çıkartacak ama bilmeliler ki büyük bir meraktan kurtulmuş olacağım ve tanrının izniyle, bakışlarımı kutsal babama yönelteceğim ve onunla İslam'ın çocukları hakkında onları gördüğü şekliyle kafa patlatacağım.
My death, of course will quickly vindicate those who called me naive or idealistic but they must know that I will be freed of a burning curiosity and, God willing, will immerse my gaze in the Father's and contemplate with him his children of Islam as he sees them.
Formülündeki terimleri ayırıp hepsini teker teker inceliyor olabilir. Ya da Peter Pan'da timsahın ısırıp kopardığı eli nasıl yuttuğuna bakıyordur.
Hmm, he's either isolating the terms of his formula and examining them individually, or... looking for the alligator that swallowed his hand after Peter Pan cut it off.
Ya da onun avukata bakışlarını?
- Or the way she was looking at him.
Bakın, birileri dışarıya ne atmış.
Hey, look what someone threw away.
Ve zalim feleğe bak ki, ben NYU'ya gidiyorum.
And by some cruel Twist of fate, I go to N.Y.U.
Ama ona bakıcıya ihtiyacım olmadığını söyledim.
But I told him I don't need a nursemaid.
Bak, ben kimseyi aldatmadım ama aldatıldım ya da başkasını aldatmak için kullanıldım.
Hey, I have never cheated on, been cheated on, Or been used to cheat with.
Bakın, ev ve okulların yanıp kül olmasını ya da çocukların ölmesini istemedim.
Look, I didn't want houses and schools to burn down And children to die.
Yukarıya, gökyüzüne bakın!
Look, up at the sky!
Yani, onu dünyaya getirip, başının çaresine bak demedik ya.
I mean, we didn't just give birth to him and then walk away.
Porto Prensi aşkına, şansa bakın. Dünya'ya geri döndük.
Sweet coincidence of Port-au-Prince, we're back at Earth!
Bak, Brenda'ya yakın olduğum için burada olduğumu söylüyorsan, sana yakın olduğum için de burada olduğumu söyleyebilirsin.
Look, if you're saying I'm here because I'm close to Brenda, you could also say I'm here because I'm close to you.
Bu yüzden çocuk bakıcısı, hizmetçi ya da bahçenizdeki otları sökmek için gelen insanların sizin önünüzde eğildiklerinde onları olumlanmanız hoşunuza gider.
So one enjoys the affirmation of being bowed to By the nanny, the housekeeper, The man who comes to pull up the weeds in the garden.
Bak, ya bildiklerini bize anlatırsın... ya da biz bildiklerimizi medyaya açıklarız.
Look, either you tell us the truth now, or we take what we know to the media.
Bir tanrı ya da her neyse ve sonra birden bakıp anlarsın ki tam karşında duran kişi, Ra.
Whatever, and then one day you look up and realize the guy sitting across from you is... Ra.
Bakın, gruptan ya o ayrılır ya ben.
Look, either he leaves the group, Or I do.
Her Ziyaretçi, geçmişine, talihine ya da koşullarına bakılmaksızın ilgime nail olur.
Every V, regardless of history, or luck, or circumstance, receives my care.
Ve bir program yapabileceğimizi düşündüm. Dadının maaşının yarısını da öderim. Ve çocuk bakımı için harcadıklarını ya da diğer...
And I figured we could work out a schedule, and I could pay half of the nanny bill, and I'm totally willing to reimburse you for any back child care or any other expenditures
Bu ne ya? Tüm şunlara bir bakın.
What the hell?
- Bakın, saat 6'ya kadar buradayım.
I'm here till 6.
Güneş sistemi dışından Dünya'ya bakıyor olsaydınız daha çok açık görürdünüz.
And if you were to be looking at the Earth from outside the solar system, that much would be obvious.
Bak, sana uyuşturucuların çok aşırıya kaçtığını söylemiştim.
I told you the drugs were going too far.
Bak, burnumu sokmak gibi olmasın ama zor dönem ya da değil, Dan sana niye yalan söylesin ki?
- Look, I don't mean to pry, but hard time or not, why would Dan lie to you?
Olaylara bakış şekli... Hayatını doyasıya yaşamak istiyor.
The way he sees things- - he really wants to make the most of his life.
Şu iki şeyin arasında çok büyük bir fark var. Bak. Geçen haftada bana anlattığın şeyler var ya...
There is a very big difference between... look, the things that you've told me over the past few weeks...
Bir sivil silah sesi duyarsa, atışın kaynağını saptamak üzere bakınabilir ya da en yakın binaya durmadan koşabilir, ki eğer bina da patlamak üzere ayarlanmışsa problem yaratabilir.
When a civilian hears a gunshot, he might turn to locate the source of the shot or he might run straight for the nearest building, which is a problem if that building's been rigged to explode.
Bak, Sarah er ya da geç bir iş bulacaksın ve bu dönemi unutacaksın.
Listen, Sarah, you know, you're gonna find something eventually, and you're just gonna forget about this... Period.
Şu iki polisi kaldırdıktan sonra yaşlı bayanları ya da köpek yavrularını vurmayı planlayıp, planlamadığına bakıyorum.
See if you were planning on shooting any old ladies or puppies after jacking those two cops.
Genelde düzenli bakın Böyle yapılar ve biz Bir kişi veya bir ya varsayalım akıllı yaşam, bunu yapmak zorunda ama örnekler çok var Doğada bulunduğu doğal işlemleri büyük ölçekli yol biz "oluşum." dediğimiz
Often we see regular structures like that and we assume either a person or an intelligent life had to make it, but there's lots of examples in nature where the natural processes lead to large-scale what we call "pattern formation."
Bak, saldırıya uğradın.
Look... You were attacked.
Bakın, sadece kahvaltıya gitmek ister misiniz diye sormaya gelmiştim.
Look, I just came by to see if you guys wanted to grab some breakfast.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21