Önce sen Çeviri İngilizce
11,312 parallel translation
2012 de tutuklanmadan önce sen New York merkezli sağlam bir Escarra teğmeniydin.
Before your arrest in 2012, you were a well-connected, New York-based Escarra lieutenant.
İki saniye önce sen söyledin.
You just said it two seconds ago.
Biraz önce sen ne dedin?
What did you just say?
- Önce sen.
- You first.
Eğer ölürsem, komodinime ailemden önce sen bak.
Hey, if I don't make it, just get to my nightstand before my parents do.
Önce sen tahrik olursan kaybedersin.
Be aroused first, and you lose.
Önce sen tahrik olursan kaybedersin. Tahrik olmazsan yine kaybedersin.
Be aroused first, you lose, not aroused, you still lose.
Saçını bir kestir önce sen.
Why don't you get a haircut?
- Hayır, önce sen gir.
I can wait. No, you go first.
Oraya önce sen git.
Go there first.
Tek sefer için bir dolar istiyorum ve sen pembeler içinde... çok güzelsin.
I need a dollar. Going once. And you, the beautiful in the pink.
Daha önce yaptığım hiçbir şeyden böyle utanmamıştım, gerisini sen düşün.
Because I've hardly ever felt crappier about anything I've ever done, and that's saying something.
- Önce sen.
You first.
Tam seni arayacaktım da abi sen önce davrandın.
We were about to call you first, but you called us.
Fakat sen ve ben her şeyden önce birer savaşçıyız.
But you and I, we are warriors above all else.
Bu da sen ve benim bir zamanlar aynı savaş alanında savaştığımız anlamına gelir.
That means you and I, we once fought on the same side.
Bilgin olsun diye söylüyorum senin gibi üç farklı kişiyle görüştüm çünkü Sam'i önemsiyorum sen benden de iyi biliyorsun ki o belgeyi imzaladığı için hiç şansım yok.
For your information, I have been to three different men like you, because I care about Sam, and you know better than I do that once he signed that release, I have no choice.
Sen bir kere kaybettim.
I lost you once.
Sen. Beş saniye önce.
You did. Five seconds ago.
Az önce "yeni hikaye" mi dedin sen?
Did you just say "new story"?
Neyse, duruşmasından önce sana Kaypak'la videoya alabileceğin bir röportaj ayarlarım. Sen de daha sonra, şu küçük programın "Kimlik" te, benimle idam cezası hakkındaki sohbetine adanmış bir başka gönderi yaparsın.
Anyway, I'll arrange for you to videotape an interview with Slider before his hearing, and then later you devote another post of this little show of yours, "Identity,"
Az önce beni öptün mü sen?
Did you just kiss me? Did you just kiss me?
Daha önce hiçbir Karanlık Olan'ın yapamadığını sen yapabilirsin.
You can do what no Dark One before you has ever done.
Sen benim bir zamanlar olduğum gibi zayıf değilsin, yani karanlığa yöneliyorsan iyi bir sebebin vardır. Bunun karanlığın ayartmasıyla ilgisi yoksa ne o zaman?
And you're not as weak as I once was, so if you're clinging to the darkness, you have good reason, and it's beyond temptation, so what is it?
- Ortalığı ayağa kaldırmadan önce Mike, sen bir gidip bak.
Okay, okay, before we light up the town, Mike, get down there.
Her zaman dediğin gibi, "Bir taraf seçtiğinde o tarafa sadık değilsen o zaman kimsin sen?"
Are you with me or not? You always said, once you pick a side, if you're not loyal to that side, then who the hell are you?
Sen uyanmadan önce dönmüş olacağım.
You get some sleep.
Beyaz Şapel cinayetlerinden neredeyse 100 yıl önce yaşadın sen.
It was almost 100 years before the Whitechapel murders.
Ben de biraz önce tam beni çılgına çeviren bir yabani Nadder sürüsü için sen ve Toothless'ın yardımı işime yarardı diyordum!
I was just saying I could use you and Toothless's help with a pesky flock of wild Nadders that have been driving me batty!
Bir şey daha söylemeden önce sorun çıkartanları işten çıkartmaya başlasaydım... -... listenin başında sen olurdun.
And before you say one more word, if I ever start handing out pink slips for troublemakers, you'd be the first in line.
Elijah aylar önce bu laneti bozmanı istemişti... ve sen hayır dedin.
Elijah asked you months ago to break the curse, and you said no.
Zoe, Bay Kelly'i hatırlamana imkan yok, o sen doğmadan yıllar önce kayboldu.
Zoe, you know it's impossible that you could've known. Mr. Kelly, he disappeared years before you were born.
Sen az önce bir adam öldürmedin mi?
And didn't you just kill a guy?
Sen The Ellen Show'daki ikinci kuaför asistanıydın. Beş yıl önce.
You were the second hairdresser's assistant on The Ellen Show about five years ago.
Az önce Baba'ya vurdun sen Grodd.
And you hit father. Grodd.
Bu sen Metatron'u serbest bırakmadan önceydi, önce.
That was before you freed Metatron... Before...
Bir yıl önce, sen 8 hafta yoktun.
A year ago, you were gone for eight weeks.
Sara, sen Laurel'la birlikte gitmeden çok önce ölmüştü ve seni bulmak için hastanede tam olarak hangi odaya bakacağını biliyordu.
Sara died long before you moved in with Laurel, and she knew exactly which hospital room to look for you in.
Ve sen de daha önce yaptın bunu?
And you've done this before?
Laurel ve Thea'nın 3 ay önce kapımızda belirmesinin sebebi o muydu sen evlenme teklifi etmeden hemen önce.
In as much as he's the reason that Laurel and Thea showed up on our doorstep 3 months ago right before you were going to propose.
Sen bana bu gece seni kaçta alacağımı söylediğin an iyi olacağım.
I will be once you tell me what time I'm picking you up tonight.
Sormam gerek sen gelmeden hemen önce Aurora'yla ne hakkında konuştuğumuzu duydun mu?
I have to ask, right before you showed up, did you hear what Aurora and I were talking about?
Kocan camiye düzenli olarak geliyor ama sen hiç gelmemiştin.
And your husband, he attends mosque regularly, but you never once.
Oraya vardığımızda, Happy sen, biz Cabe'le servis yolundan boru patlayınca açılacak morgun dış erişim kapısına giderken Hidrojen Peroksidi mayayla karıştıracaksın.
When we get there, Happy, you mix the hydrogen peroxide with the yeast while Cabe and I run do the service road to the morgue's exterior access door, which will open once that pipe explodes.
Nasılsa gelmeden önce kendinden geçeceğin için sen ne sipariş edersen onu yerim.
I'll just eat whatever you order, because you're gonna pass out before it comes anyway.
Seninle evlenirsem kralıma meydan okurum Catherine başıma bela olur ve arkadaşlarım beni yargılar. Ama sen beni daha önce hiç hisetmediğim kadar güçlü hissettiriyosun.
To marry you is to defy my king, to risk Catherine's wrath and the judgment of my friends, and yet... you make me feel stronger than I've ever felt before.
- Daha sen doğmadan önce.
Like before you were born.
Sen sıkıcı olanlara geçmeden önce sormam gereken bir soru daha var.
Well, actually, I just have one more question before you proceed with the boring ones.
Sen okula başlamadan önce bunu yaptığımıza çok memnunum.
I'm so glad we got to do this before you start school.
Evet ama nadir görülen bir işlem ve sen daha önce bir kez yaptın.
Yeah, but it's a rare procedure and one you've done before.
Harvey, bir keresinde Jessica sağlam kadınmış diye bir yorumda bulunmuştum ve sen demiştin ki "Ne alakası var?"
Harvey, I once commented that Jessica sounds like a hell of a woman, and you said, "What does it matter?"
önce sen git 20
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
sen nasılsın 397
sentinel 21
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senden çok hoşlanıyorum 54
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35
senin adın ne 311
senden hoşlanıyorum 151
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
sence 570
sen benimsin 132
seninle olmak istiyorum 35