Şu işe bakın Çeviri İngilizce
355 parallel translation
- Şu işe bakın, Stevie ve Bayan Verloc.
- Why if it isn't Stevie and Mrs Verloc! - Oh it's Ted! Look.
Şu işe bakın.
Well, well.
Şu işe bakın, yakıt doldurmak için bizi bekliyorlarmış!
Imagine having that fuel there, waiting for us!
Şu işe bakın, evet.
Why, why, why, yes. Yes!
Şu işe bakın, şapkamı düşürdüm.
Look at that. I dropped my hat.
Şu işe bakın, merhaba.
Well, for goodness'sake, hello.
Şu işe bakın yahu!
Well, patch my pantywaist.
Şu işe bakın.
Well.
Şu işe bakın.
Well, what do you know.
Bay Don Birnam, şu işe bakın hele.
Mr. Don Birnam, as I live and breathe.
Şu işe bakın.
Well, what do you know?
Şu işe bakın, eldivenlerim yağ içinde kaldı.
For pity's sakes, I have oil all over my glove.
Şu işe bakın.
What do you know?
Şu işe bakın!
If you don't mind, I'd like to go home, Mr Morrison.
Şu işe bakın.
Well, how do you like that?
Şu işe bakın ki, bula bula babasını öldüren adamı bulmuş!
Ironically she ended up with the man that killed herfather!
Şu işe bakın!
Is it possible?
Şu işe bakın!
What have we here?
Şu işe bakın!
How do ya like that?
Şu işe bakın, Marty O'Brien'a telefon var.
Telephone call for Marty O'Brien for a change.
Şu işe bakın.
Oh, well, dash it all.
Şu işe bakın.
? What? is that?
Şu işe bakın, balinalar.
So help me, whales.
Şu işe bakın, benim yaşlı araba
My old car, wouldn't you know it
Şu işe bakın.
Imagine that.
Vay canına, şu işe bakın!
Well, my, my, my.
Şu işe bakın, bu oğlum.
For crying out loud, it's my kid.
- Şu işe bakın.
- Hey, what do you know?
Şu işe bakın!
Yes, look who's coming here!
Şu işe bakın ki, Joe bu öğleden sonra birini öldürdü.
Well, it seems Joe murdered a man this afternoon.
Şu işe bakın, ben de aynı sayıya ulaştım.
That's about the figure I arrived at too.
Şu işe bakın!
Well, I'll be! See?
Şu işe bakın hele...
Well, well.
- Şu işe bakın!
- I know.
- Şu işe bakın!
Oh, my God!
Şu işe bakın. Kuşlar kadar özgürüz.
Well, real independent, aren't we?
Ve şu işe bakın ki, çoğunlukla olduğu gibi... bu düşünceler, bir hanıma göz koymasıyla aynı zamana denk geldi. Bu kadın, Barry'nin hayatının dramında önemli bir rol oynayacaktı.
And, as such things so often happen these thoughts coincided with his setting sight upon a lady who will play a considerable part in the drama of his life.
- Şu işe bakın spor aşıkları.
- How about that, sports fans?
Su ise bakın!
Well, bust my buttons!
Cora, şu yaptığın işe bak.
See, Cora, look what you're doing.
- Şu işe bakın?
The big man.
Bakın şu işe!
What do you know?
Bakın hele şu işe.
Well, well.
Şu yaptığın işe bak.
Well, that wasn't very smart.
Bakın şu işe.
Well, well.
Bak, Corey. Bir kere bu işe girdik mi, en yakın su kuyusu 400 mil sonra.
Look, Corey, once we're into it, the closest water hole is 400 miles.
Nakış işler! Şu yaptığı işe bakın!
And she embroiders!
Bakın şu işe, küçük bir kız daha.
Oh, and here's another little girl.
Bakın şu işe!
Well, how do you like that?
Bak şu işe cezada almayacaksın.
Watch you don't get suspended.
Bakın şu işe?
How about that?
şu işe bak 270
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23