Ama belki Çeviri İspanyolca
18,015 parallel translation
- Biliyorum ama belki etrafta...
- Lo sé, pero si él va por ahí...
Bu hakime sekiz hafta boyunca baktım ve bir bilgeye baktığımı düşündüm,... ama belki de sadece bir önyargıya bakıyordum.
Miré a este Juez durante ocho semanas... y pensé que estaba mirando a la sabiduría, pero tal vez estaba viendo prejuicios.
Ama belki sen de bundan pişman oldun değil mi?
¿ Pero tal vez lo lamentes un poquito?
Sırtüstü yatmayı sevdiğini biliyorum ama belki de bundan daha fazla aktif olmalıdır.
Veo que se contenta con ir sentada, pero quizá quiera participar más.
Öğretmenin olması işe yarar sandım ama belki de sorun bu.
Pensé que ayudaría que hubiese sido tu profesor, pero quizás ese es el problema.
Ama belki de benden gerçekten hoşlanıyordur.
Pero tal vez sólo le gusto mucho.
Halen etkisi altında, ama belki biraz yatıştığında...
Todavía está un poco agitada, pero, tal vez cuando se calme un poco...
- Ama belki engel olabilirdim.
Pero tal vez podría haber ayudado a evitarlo.
Selam. Rahatsız etmek istemem... ama belki konuşmanıza benim de dahil olmam... gerekli olabilir.
Oigan, no es mi intención entrometerme pero pensé que debía ser parte de esta conversación.
Araşalım demiştik ama belki de kötü bir zamanlama?
Como dijimos que nos llamaríamos, pues... A lo mejor no es un buen momento.
İşinde iyi olduğunu biliyorum baba ama belki Geronimo'yla o kadar da iyi olmana gerek kalmaz.
Sé que eres bueno en tu trabajo, papá pero tal vez con Gerónimo, no tienes que ser tan bueno.
Hayır, teşekkürler. Gay değilim ama belki bir gece olabilir. Tamam mı?
No, Gracias, No soy gay, pero talvez esta noche, vale?
Yarın birkaç gün iş gitmek Döndüğünde ama belki yine karşılayabilir Sen evine gelip bir şeyler pişirmek edeceğiz
Me voy por negocios por unos días mañana pero quizás podamos reencontrarnos cuando regrese vienes a la casa y yo te cocinaré algo
Ama belki başka bir yere gidebiliriz.
Quizá deberíamos ir a otro lado. - No sé.
Hayır ama belki sen geçirebilirsin.
No, pero tal vez tú puedas.
Ardından sayısız akşam yemeğinden sonra ortaya çıkmayan hamile bir eski sevgili ve kimsenin bize ateş etmediğini varsayarsak tabii bir de hiç yalanını yakalamadığımı düşünürsek bütün bunları bir şekilde başarabilirsen o zaman belki, ama sadece belki diyorum sana ışıklar açıkken seks yapabilme imkânı veririm.
Y luego, después de una cantidad no especificada de salidas a cenar y suponiendo que no aparezcan ex-novias embarazadas, que nadie nos dispare y que no te atrape en ninguna otra mentira, si te las ingenias para lograr todo eso, entonces tal vez, solo tal vez, te dé razón para follar con la luz encendida.
- Tamam, belki geldiğin yerde kural böyle olabilir, ama burada kurallar farklı.
- Ok, tal vez de donde vienes.. Esa es la regla, pero aquí, las reglas son diferentes.
Tamam, evet, belki hakediyor ama bunu senin yapman demek ki bu?
Sí, puede que sí, pero ¿ eso significa que tienes que ser tú el que lo haga?
Evet, belki de yaşamamalıydım. Ama eğer buradan ayrılırsam, ondan arda hiçbir şey kalmayacak.
Sí, y tal vez no debería, pero si no lo hago, no quedará nada de él.
Belki şimdi görmüyorsun ama kardeşinle aynı odada kalmak bir nimet.
Quizá no lo veas ahora, pero vivir con tu hermano es una bendición.
Belki gelirim. Ama tahmin et bakalım?
Quizá lo haga. ¿ Y adivina qué?
Belki hiçbir zaman vuruş yapamayacaksın ama benim kalbimi on ikiden vurdun.
Quizá no vuelvas a tener éxito, pero eres un éxito en mi corazón.
Kahretsin, belki de öyledir. O aptal kıçın, onunla evlenmende bir sakınca görmüyor olabilir ama ben değil, anladın mı?
A lo mejor les habría dado igual si no os hubierais casado, pero a mí no.
Belki. Ama sana kim ne derse desin Gitty burası dünyanın en güzel yeri.
Quizás, pero no importa lo que alguien te diga, Gitty... este es el mejor lugar del mundo, aquí mismo.
Benim haddime olmayabilir ama.. ... belki de böylesi daha hayırlıdır
Ya sé que no es asunto mío, pero quizá sea mejor así.
Ve belki, belki Johanna'yı görürsem... Bilemiyorum, belki kulağa saçma gelebilir ama onu gördüğümde Dagny'nin yangından kurtulduğunu hissediyorum.
Así que cuando veo a Jóhanna... seguramente lo encontrarás ridículo, pero... cuando veo a Jóhanna... es un poco como si Dagný hubiera... logrado sobrevivir.
Belki polis bulmuştur onları. Jonas'ın telefonundan aranmış ama açmamış.
La Policía... puede haberlas encontrado.
Belki eski polis refleksidir ama Hrafn, Geirmundur'un ortalıkta dolaşmasını istemiyordu.
Tal vez fue su viejo instinto de policía, pero Hrafn no quería a Geirmundur alrededor.
Asgeir yola çıktı bile, ama Hrafn görmüştür belki.
Ásgeir ya va de camino, pero tal vez Hrafn la ha visto.
Belki o öldü ama ben ölmedim.
Puede ser, pero yo no.
Belki de anlamıyorsun ama hissediyorsun.
O no, pero lo sientes.
Benim deneklerim ÖYD'lerinde onlardan bahsettiler ama artık Leon, onları öbür boyutlara götürecek belki de orada kalmalarını sağlayacak bazı hareketler öğreniyorlar.
Mis sujetos los han tocado en sus ECM, pero ahora, Leon, están descubriendo una tecnología de movimiento que les permitiría ir a otras dimensiones y quizá quedarse allí.
Ama hepsinden öte, belki de... gerçekle baş edebilecek kadar güçlü değilimdir.
Pero aparte de eso, quizá la verdad no es algo con la que me muero por asociarme.
Şaşıracaklar, belki de sinirlenecekler bile ama sorun değil başka bir randevu ayarlarsın.
Se sorprenderá un poco quizás se irrite, pero usted se quedará conmigo.
Kısa olmadan önce uzun olsaydım belki, ama...
Si hubiera sido alto antes de ser bajo quizá.
Farkındayım Duck ama kalkarsan belki kendini daha bağlı hissedersin.
Sí, Duck. Pero si te pararas, verías que te conectarías mejor.
Belki şimdilik önceliğimiz bu değil ama bu işlerde görüntü çok önemli.
Quizá no sea una prioridad, pero trabajamos con la imagen.
Belki de öyleydi, ama bence kendini duygusal olarak kaptırmıştı. ve hepimizi ele verebilirdi.
Y quizás lo fuera, pero puedo decirte que ella estaba emocionalmente involucrada y podía haber acabado volándonos a todos.
belki biraz kalmıştır ama.
Pero quizá aún queda algo por hacer.
Belki bir gün daha iyi bir konumda olurum ama şu an işleri elime yüzüme bulaştıramam.
Quizá algún día esté en una posición mejor. Ahora no puedo sacudir el bote.
Belki birisi konuşmuştur ama eminim ki Jennifer değil.
Quizá alguien habló, pero estoy muy seguro de que no fue Jennifer.
Oberlin'de okudum ucube falan değilim, ama babam eşcinsel, belki genetiktir...
Estudié en Oberlin, no soy un monstruo, pero mi papá es gay y podría ser genético.
- Bir şeyleri tamamlayabilmek için belirli bir tutku gerekir ve bu sende hiç olmadı. Belki bunun sebebi annemin sana hep yumuşak davranması ya da yüzünün simetrik olmasıydı ama bu yüzden çok saf kaldın.
Solo con pasión logras objetivos y nunca la has tenido, quizás porque mamá no tuvo mano dura contigo... o porque tu cara es demasiado simétrica.
Ama sessizliğini bozmazsan sana güzel bir referans yazarız. Başka bir kurula girme şansın olur belki.
Pero si no lo haces, te escribiremos una agradable carta de recomendación, y quizás consigas entrar en otro consejo.
Belki hepsini değil ama bir kısmını.
No todas, pero algunas.
Yani demek istediğim, çeneni kapalı tutabilseydin deneyebilirdim belki ama geçen sefer sayende siki tutmuştum.
Seguro, si pudieras mantener la boca cerrada, tal vez... pero me traicionaste la última vez que lo hice.
Belki biliyorsundur diye soracağım ama...
Hmm, una pregunta al azar, pero
Sen belki de yetenek olduğunu görünüyor ama hayatında ile bunu
Tú parece que quizás tuvieras talento pero haces ésto con tu vida
Ama sonra diyorum ki, belki bir gün, eğer farklı radyolarda çalışıyor olsak yani, belki öyle bir şey olabilir.
Pero luego pienso que quizá un día, si trabajásemos en distintas radios, podríamos hacerlo funcionar.
düşündüm ki, belki, geçmişimizi göz önüne alırsak belki nihayetinde sana ulaşan ben olabilirim, ama... yapamam çünkü bunlar gerçeklerle ilgili değil... sadece seninle alakalı.
Pensaba que, quizá, teniendo en cuenta nuestro historia... que quizá podría ser quien finalmente llegara hasta ti, pero... no puedo, porque esto no va de la verdad... esto solo trata de ti.
Aslında var, ama bazı şeyleri erteleyebilirim yani belki perşembe olur.
Aunque sí, pero tendría que cambiar algunas cosas, quizá el jueves.
ama belki de 21
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36