Ama belki de Çeviri İspanyolca
8,839 parallel translation
Ama belki de kararını değiştirmişsindir.
Pero quizás has cambiado de parecer.
Ama belki de asla yakın olmadık.
Pero quizá nunca lo estuvimos.
Etrafı tanıklarla çevrilmiş bir katil arıyoruz, ama belki de bu adam sadece cüzdanını almak için arabasına geri dönüyordur.
Vemos a un asesino mirando a su alrededor para ver si hay testigos, pero tal vez solo sea un tío que vuelve a su coche a buscar su cartera.
Belki duvar kalkmış olabilir ama içimden bir ses Ingrid'in sihrinin hala durduğunu söylüyor.
El muro puede estar derribado, pero siento que algo de la magia de Ingrid permanece.
Belki biraz ligimin dışındaydı ama Janet Jackson ve Jermaine Dupri'ye bir bakın.
Quizás ella estaba fuera de mi alcance, pero mira a Janet Jackson y Jermaine Dupri.
Ama belki senin ruhundan bir parça alabilirim
Pero puede que antes me coma un trocito de tu alma.
Anca belki tatillerde, mezuniyette annesinin cenazesinde yanındaydım. Ama şu mesafe yok mu. İşte o mesafe, bir mesafe daha oluşturdu.
Estuve allí, para las fiestas, graduaciones... el funeral de su madre, pero esa distancia... esa distancia, creó... distancia.
Söylemek gereksiz belki ama... Mark ve Cindy'yi birlikte gördüğüme şaşırdım.
No se necesita decirlo... que estaba sorprendida de ver a Mark con Cindy.
Belki de. Ama içgüdülerimi biliyorsun.
Quizás, pero conoces mi instinto.
Vera, orada yanına ilk geldiğimde belki de panik yaptığımdan öyle gelmiştir ama nabzın atmıyordu.
Sabes, Vera, cuando te vi allí, tal vez haya sido yo estando en pánico, pero... no podía encontrar tu pulso.
Görünüşe göre DJ iken baya serseriymiş ama belki beni yine de çekebilir.
Aparentemente era un completo idiota cuando era DJ, pero quizás aún pueda liarse conmigo.
Belki de. Ama sormaya fırsatım olmayacak.
Quizá, pero no tuve oportunidad de preguntar.
- Sanırım 12 yaşındaydım, belki 13 koruyucu ailemin alçak olduğunu bilmeme yetecek kadar büyüktüm adam kadından daha alçaktı ama kadın onunla evliydi, yani...
Tenía como 12, quizá 13. Lo suficientemente mayor para saber que mis padres de acogida eran perversos. El más que ella, pero se casó con él, así que...
Harika gibi harika değil belki. Hani mükemmel golf atışından sonraki gibi değil. Ama en azından bunca zaman boyunca saçmaladığımı öğrendim.
Quizás no tan genial genial, como después de un golpe de golf perfecto, pero... al menos sé que todo este tiempo no he estado loco.
Belki de. Ama bana göre onun işlediği hiçbir günah ona karşı işlenen günahlar kadar büyük değil.
Quizás es así, pero creo que cualquier pecado que haya cometido ha sido superado con creces por los pecados que se han cometido contra él.
Belki başta değil ama senin de sorguda dediğin gibi.
Quizá no al principio, pero sí como dijiste en tu declaración.
Bunda da yanlış bir şey yok ama demek istediğimi anlarsın belki.
Y no tiene nada de malo pero quizá vea a dónde quiero ir a parar.
Evet ama ben oğlumu biraz tanıyorsam çekip gitmeyi gururuna yediremediği için belki de bu işi sonuna kadar sürdürecektir.
Si conozco a mi hijo, entonces... insistirá en seguir porque es muy orgulloso para claudicar.
Ama belki kedi kakalarının lezzetli olduğunu da düşünüyordur.
Bien. Pero quizas también cree que el excremento de gato es delicioso.
Belki hafta sonu içerisinde bir bina inşa edebilirim ama bütün o evrak çantaları, paslaşmalar ve "The Sting"?
Quizá durante el fin de semana pueda hacer un edificio falso, salvo por todos los maletines y los intercambios y ¿ La Picadura?
Belki de normal bir çocukluk geçiremediler Paige ama endişem, Ralph'ın da çocukluğunu elinden alıyor olmaları.
Quizás ellos no tuvieron una niñez normal, Paige, pero me preocupa que le estén quitando la suya a Ralph.
Ama belki benim bebek kulaklarım iyi duyamamıştır.
Pero tal vez mis oídos de bebé no escucharon bien.
Belki water squirtleri olabilir, ama bizim sekiz saniyelik görkemimiz var.
Podrán tener chorros de agua, nosotros tenemos ocho segundos de gloria.
Bilmiyorum. Belki de insan ırkını kurtarmak amacıyla oraya gittiğim ama dört insanın ölümüne yol açmamla bir ilgisi olabilir.
No lo sé, tal vez sea por el hecho de que fui a salvar a la raza humama
Belki iki kisi olurlar belki de 200 ama gelecekler ve burayi savunmak için hazirlikli olmamiz gerekiyor.
Podrían ser dos o podrían ser 200, pero vendrán. Debemos estar preparados - para defender este lugar.
Basit bir kasaba rahibi olabilirim ama bence Durnsville'den daha az kişi kaçsaydı belki de geçen sene Elston Buckner'ın traktör galerisi kapanmak zorunda kalmazdı ve belki de itfaiye için bir direk alınabilirdi de Durnsville'in itfaiyecileri altı metre yükseklikten beton zemine atlamak zorunda kalmazdı.
Bien, puede que sea un simple pastor de campo, pero me parece que si menos personas "huyeran" de Durnsville, quizás el concesionario de tractores de Elston Buckner no habría tenido que cerrar el año pasado, y quizás el parque de bomberos podría tener por fin una barra para que los héroes de Durnsville no tuvieran que tirarse desde seis metros hasta un suelo de cemento.
Belki... Çocukluktan kalma bir şeydir, bilemiyorum. Ama ben...
Puede que sea... un hábito de mi niñez, no lo sé, pero me parece que... aún me sigue pareciendo que rezar alivia el dolor más que cualquier otra cosa.
Bilgisayardan anlayan birine benziyorsunuz... Belki bana yardımcı olamayabilirsiniz ama annem vefat etti ve tüm vergi belgeleri bunun içindeydi.
Parece que usted sabe de verdad lo que está haciendo aquí con eso y quizás sepa responderme a eso, pero mi madre acaba de morir y tenía todos los archivos de sus impuestos aquí.
Belki de tuhaflık bendedir ama dört çocuğunun ortak velayetini istediğini iddia eden bir adamın, bu çocuklar için uygun bir evi karşılayamadığını iddia eden bir adamın, sahip olmadığı parayı elmas bir nişan yüzüğüne neden harcadığını sormak zorundayım.
Quizás solo sea yo, pero tengo que preguntar la razón por la que un hombre que declara querer la custodia compartida de sus cuatro hijos, que declara que no puede permitirse una vivienda adecuada para estos niños, está gastando dinero que no tiene en un anillo de compromiso de diamantes.
- Ama bir sorun var. Belki yanlış bakıyorumdur ya da bir hata yaptım. Bir de siz bakar mısınız?
Y además hay algo, que quizás no estoy mirando correctamente, o he cometido un error. ¿ Si pudieras echar un vistazo?
Belki sen aynı Kedi değilsin ama sana hâlâ "dostum" diyebilmeyi umut ediyorum.
Quizá no seas el mismo Gato de antes pero espero que aún pueda llamarte mi amigo.
Ama bir süredir yönetici değilim ben. Bu yüzden belki de işkenceler olmuştur.
Así que tal vez haya abusos.
Belki beni sevemiyor olabilir ama geriye dönüp baktığımda gördüğüm şey sevgi ve duygu yüklü seneler.
No puede quererme pero... veo todos esos años de amor... mirándome.
Belki de, ama burada da bir yerin var.
Quizás, pero ahora tienes uno aquí.
Karışmamamı istiyorsun ama söylemedi deme Jalil itirafa zorlandı çünkü cinayet bizi daha büyük bir şeye götürecekti belki de Suger'ı enseleyecektik.
¿ Quieres que dar marcha atrás, y yo te digo que Jalil se vio obligado a una confesión porque el asesinato lleva a algo más grande, tal vez lo suficientemente grande como para clavar Suger, también, así que...
Belki de yanlışlıkla vurdu ama suçluluk duyduğu için yalan söyledi.
Quiero decir, pudo haber sido facilmente fuego amigo, y el mintió acerca de ello debido a la culpa
Bir ya da iki gün diyorsak, belki çünkü teknoloji ödediğimiz hizmete göre temelde hala bok gibi. ama üç hafta olunca sistemdeki hata diyemeyiz.
Si hablásemos de un día o dos... quizás, porque la tecnología aún es básicamente una basura... por lo que pagamos por ella... pero tres semanas nos lleva fuera de la zona de fallo técnico.
Belki biraz yumuşak kalplisin ama...
Un poco de buen corazón, tal vez, pero...
Maura, aramızdaki sorunu... hiçbir zaman düzeltemeyebilirim, ama belki bu akşam... sadece iki yetişkin gibi... Güneydoğu Asya Kültürü'nün konferansına katılabiliriz.
Maura, sé que nunca seré capaz de arreglar la brecha que nos separa, pero quizá esta noche podamos ser simplemente dos adultos normales asistiendo a una charla sobre la cultura del sudeste asiático.
Ama bunun yerine, belki önce onunla konuşmalıyım.
Pero en lugar de eso, tal vez hable con él primero.
Roger kız arkadaşı öldükten sonra çöktü belki de Lamar'a ters bir şeyler söylemiştir ya da bu işten kurtulmaya çalışmıştır. Ama ikimiz de bu işlerin böyle yürümediğini biliyoruz.
Roger se volvió loco después de que su novia sufriese una sobredosis, así que, tal vez le dijese algo inapropiado a Lamar... o intentase salirse de este mundo, pero los dos sabemos que las cosas no funcionan así.
Belki de bu bir kitle hipnozuydu ama kimin tarafından ve neyle kontrol edildi... herhangi bir fikrin var mı ajan Bellamy?
Pensé que tal vez... tal vez fue algún tipo de hipnosis masiva, pero, ¿ controlada por quién? ¿ Por qué? ¿ Alguna idea, agente Bellamy?
Belki de Jacob yanlış anlamıştır... ama bana Barbara yengesiyle ilgili bir şey söyledi...
Bueno, tal vez no entendí bien a Jacob. Pero me estaba contando algo sobre su tía...
Düşmanınız olduğumu düşündüğünüzü biliyorum, belki de öyleyimdir ama bu gece ortak bir amacımızın olduğuna inanıyorum.
Sé que piensas que soy tu enemigo Tal vez lo sea.
O belki karanlık ama yine de senin bir parçan.
Quiero decir, puede que sea... oscura, pero aún es parte de ti.
Belki de komik gelecek ama... Onu başka biriyle yalnız bırakmak bana çok doğru gelmiyor.
Quizá sea una tontería, pero... solo que no me siento cómoda dejándolo con otra persona.
Biraz sosis partisi kıvamında ama belki sen de katılmak... Tanrım!
Es un poco festival de salchichas, pero tal vez te gustaría...
Belki bununla ilgili olabiliriz Virginia, çünkü bizim işimiz bilimsel araştırma işi ama bence Bay Logan başka şeylere ilgi duyuyor.
Bueno, eso es lo que nos debería interesar. Virginia, porque nuestro trabajo es un trabajo científico de investigación, pero el Sr. Logan tiene otros intereses. Sí.
Ancak kaldı ki, izleme aletlerine bağlı değilim o yüzden, belki de bir şeyler hissediyorum ama farkında değilim.
Pero repito, no estoy conectada con el equipo de monitorización, así que quizá siento algo pero no soy consciente de ello.
Belki kocan da aynı türdendir. ... 4 Temmuz havai fişekleri gibi, etkileyici ama kolay tutuşan türden.
Tal vez su marido es una raza similar al igual que 4 de julio fireworks- - impresionante, pero combustible como el infierno.
Ama benim demek istediğim çok tatlı biri olduğu ve bana da çılgınlar gibi aşık olduğu. Belki de beni hâmile bırakabilir.
Pero mi punto es que el es muy dulce y el esta locamente enamorado de mi y, ya sabes, tal vez el seria alguien que dejarme embarazada.
ama belki 32
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95